Selahattin Demirtaş: “Toplum AKP'den bıktı usandı”

28.05.2018 - 11:44
Haberi paylaş

HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, AKP'nin çaresiz ve panik halinde olduğunu belirterek, "Buradan attırdığım bir tweet bile onların tüm TV'lerde yayınlanan mitinglerinden daha etkili. Çünkü toplum AKP'den bıktı usandı" dedi.

"Benim durumum tam bir siyasi rehinelik durumudur. Buradan kampanya yürütüyormuş gibi davranıp, bu adaletsizliği meşrulaştırmak doğru değil. Ben kampanya falan yürütmüyorum" diyen Demirtaş, "Bir yanda devletin tüm imkânlarını kullanan bir aday, diğer yanda F tipi bir hücrede ben; kıyaslama yapmak bile mümkün değil. Sadece avukatlarım aracılığıyla, küçük mesajlarla seçmenlere birkaç cümle de olsa bir şeyler ulaştırmaya çalışıyorum, hepsi bu kadar" sözleriyle yaşadığı adaletsizliğe işaret etti. 

Avukatları aracılığıyla Yeni Yaşam gazetesinden Emre Tansu Keten'in sorularını yanıtlayan Demirtaş, özellikle gençlere ve kadınlara güvenerek aday olduğunu belirtti.

'Neyine güveniyor da cezaevinden aday oluyor' diyenlere cevap veren Demirtaş, "Sadece ve sadece halka güveniyorum. Özellikle gençlere ve kadınlara. Bizim tabanımız politik ve örgütlüdür. Benim ne için mücadele ettiğimi de, benim için veya HDP için çalışmanın, aslında kendileri için çalışmak olduğunu da çok iyi biliyorlar. Bu kadar fedakâr, emektar ve vefalı bir halkın siyasi öncülerinden biri olarak kendimi çaresiz değil, şanslı ve onore edilmiş hissediyorum doğal olarak. Bu yönüyle, diğer adaylara nazaran avantajlı olduğumu söyleyebilirim" dedi. 

Diğer adaylarla eşitsiz koşullarda yarışıyor olmasına ilişkin soruyu yanıtlayan Demirtaş, "Benim durumum tam bir siyasi rehinelik durumudur. Buradan kampanya yürütüyormuş gibi davranıp, bu adaletsizliği meşrulaştırmak doğru değil. Ben kampanya falan yürütmüyorum. Buna izin verilmiyor. Benim adıma bizzat gençlerin ve kadınların öncülüğünde bir halk kampanyası yürütülüyor. Bir yanda devletin tüm imkânlarını kullanan bir aday, diğer yanda F tipi bir hücrede ben; kıyaslama yapmak bile mümkün değil. Sadece avukatlarım aracılığıyla, küçük mesajlarla seçmenlere birkaç cümle de olsa bir şeyler ulaştırmaya çalışıyorum, hepsi bu kadar. Gerisi halkımıza emanet artık" dedi.

Erdoğan ve AKP'nin bu adaletsizliği artırmak için güçlerini maksimuma yakın kullandıklarını söyleyen Demirtaş, "Bunun ötesi yok artık. Ellerinde ne varsa önceki seçimlerde yaptıkları gibi, sahaya sürüyorlar işte. Yine de çaresizler, panik halindeler. Bir türlü motive olamıyor, gündem yaratamıyorlar. Benim buradan attırdığım bir tweet bile onların tüm TV'lerde yayınlanan mitinglerinden daha etkili olabiliyor. Çünkü toplum AKP’den bıktı usandı artık" ifadelerini kullandı.

Demirtaş, 'Erdoğan'ın Türkiye halklarına vaat edebileceği bir şey var mı' sorusuna ise "Olsaydı manifestosunu açıkladığında duyardık sanırım. İflas etmiş tüccardan farkı kalmadı artık" yanıtını verdi. 

AKP'nin 16 yıllık iktidarının yarattığı tahribatı bir-iki ayda silmenin kolay olmayacağını dile getiren Demirtaş, "Ama AKP iktidarı sonrasında oluşacak umut ve yenilenme heyecanı, birçok sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır. Yaraları sarmak için elimizden geleni hızla yaparız tabii ki. İktidara gelirsek ilk yılda temel sorun alanlarının birçoğunda ciddi mesafe kat edebileceğimizi düşünüyorum. Özellikle OHAL'in hemen kaldırılması, haksız sonuçlarının tümünün telafisi, Kürt sorunu, AB süreci, ekonomide iyileşme, işsizliğin ve enflasyonun düşürülmesi, basın özgürlüğü, adil bir yargının inşası gibi konularda, 1 yılda ciddi bir çözüm noktasına gelmiş oluruz" dedi.

CHP ve ittifak yaptığı diğre partilerin HDP'yi ittifak dışında tutmasına ilişkin ise Demirtaş, "HDP'siz yeni bir Türkiye inşası mümkün değil. Sanırım Millet İttifakı da bunu görüyor. Bizim ittifak dışında kalmamız durumu değiştirmez. Aksini kim düşünürse seçimi de kaybeder geleceği de. HDP yeni oluşacak iktidarın şu veya bu düzeyde içinde olmadan, yeni bir demokrasi kurulamaz. Sosyolojiye de siyasete de matematiğe de aykırı olur yoksa" dedi.

Erdoğan'ın seçim manifestosunda yerli silah üretimine yaptığı vurguya ve 'Afrin gibi operasyonları' sürdüreceklerine dair vaatlerine ilişkin soruyu da yanıtlayan Demirtaş, "AKP kendini, içerde ve dışarda savaşla var etmek dışında bir seçeneğe sahip değil. Gerilim ve çatışmadan beslenen bir politika yürütüyorlar. Barış ortamı AKP’nin oksijenini kesiyor. Oysa biz iktidara gelince, bütün bölge halkları ve devletleriyle diyaloga dayalı barışçıl bir ilişki başlatacağız. Mezhepçi, milliyetçi, müdahaleci dış politika çizgisini tümden değiştireceğiz. Neo-Osmanlıcılık gibi alt emperyal heveslerle kırılıp dökülen bütün bölge politikalarını eşitler arası hukukla onaracağız. Suriye ve Irak'ın kendi halklarıyla barışçıl, demokratik çözümlere gitmeleri için kolaylaştırıcı olacağız. İlle de bir taraf tutacaksak zalimden yana değil, ayrım gözetmeksizin ezilen bütün halklardan yana taraf olacağız" dedi.

Tahliye talebinin reddedildiği mahkeme kararındaki muhalefet şerhinin önemli olduğunu söyleyen Demirtaş, "Keşke tutuklu olsaydım. Şimdiye kadar çoktan tahliye olmuştum. Ben siyasi bir rehineyim ve serbest kalmam da hukuki değil, siyasi gelişmelere bağlıdır. Ama son mahkeme kararında yer alan tahliye yönündeki çok uzun muhalefet gerekçesi de önemlidir. Siyasal gelişmeler, hukuk alanında hemen etkisini göstermeye başladı demek ki" dedi. 

Bültene kayıt ol