Eski Taraf gazetesi yazarı Roni Margulies, 2012 tarihli bir yazısı sebebiyle dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e hakaretten suçlu bulundu ve 7 bin lira para cezasına çarptırıldı.
Eski Taraf gazetesi yazarı Roni Margulies, gazetede 29 Şubat 2012 tarihinde yayınlanan yazısı nedeniyle "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçlamasıyla açılan davada suçlu bulundu ve 7.000 lira para (veya 350 gün hapis veya kamuya yararlı bir işte 700 saat çalışma) cezasına mahkûm oldu.
"İçişleri Bakanı İstifa!" başlıklı yazıda, dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in Hocalı Katliamını Protesto Mitingi'ne katılması ve bu mitingde "Hepiniz Ermenisiniz, Hepiniz Piçsiniz" pankartları taşınması konu edilmekte ve Bakan mitinge katıldığı için sert bir dille eleştirilmekteydi.
Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın karar belgesinde belirtildiği gibi, yazının bazı bölümleri şöyle:
“Hocalı katliamını protesto mitingi yanlış adlandırılmış bir mitingdi.
Gerçek adı “Türkiye’de Ermeni soykırımı olmamıştır, hiçbir Ermeni’nin kılına bile dokunulmamıştır, dokunuldu diyenin kafasını kırarız mitingi” olmalıydı.
Mitingi “Hocalı Katliamını Anma Gönüllüleri Komitesi” örgütlemiş.
Bunun da ismi yanlış.
“Hocalı Katliamını Bahane Ederek, Türkiyeli Ermenilere ve Irkçı Olmayan Türklere Gözdağı Verme Komitesi” olmalıydı.
Meselenin Hocalı katliamıyla ilgisiz olduğu, Ermeni Soykırımı’yla ilgili olduğu, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in gösteride yaptığı konuşmadan belli.
Şahin konuşmasına Türk milletinin yeryüzünde barışın, sevginin ve insanî değerlerin sigortası olduğunu söyleyerek başlamış.
“Türk milleti olarak,” demiş, “ne Kazakistan’da, ne Azerbaycan’da, ne Türkiye’de, ne Balkanlar’da, dünyanın hiçbir yerinde insanlık adına utanılacak bir tarihimiz, bir geçmişimiz yoktur” demiş. Yeryüzünde adaletin temsilcisi olması bakımından Türk milletinin her zaman gücünü koruduğunu, güçlü olduğunu, en büyük gücünün birlik ve beraberlik olduğunu iddia etmiş.
Ne alakası var bunların Hocalı katliamıyla?
Yok tabii. Mesele o değil çünkü.
Mesele, Hrant Dink’in öldürülmesinden bu yana Türkiye’de Ermeni Soykırımı’nın rahatça ve yaygınca konuşuluyor, tartışılıyor olması; bu tartışmalar sonucunda kamuoyunun sessizce zaten kabullenmiş olduğu Soykırım’ı devletin de mecburen kabul etmek zorunda kalacak olması.
Mesele, 2015’in yaklaşıyor olması. Ve 2015’e kadar dünyada Ermeni Soykırımı’nı kabul etmeyen devlet kalmayacak olması...
“Türkiye’de Ermeni soykırımı olmamıştır, hiçbir Ermeni’nin kılına bile dokunulmamıştır, dokunuldu diyenin kafasını kırarız mitingi” ile ilgili çok daha önemli, çok daha acil bir şey daha var.
Mitingde “Hepiniz Ermenisiniz, Hepiniz piçsiniz” pankartları taşınıyordu.
İdris Naim Şahin, bu ülkenin İçişleri Bakanı.
Bir İçişleri Bakanı, kendi ülkesinin vatandaşları hakkında “piçsiniz” denilen bir mitingde bulunamaz, o mitingin kürsüsünden konuşma yapamaz.
Yaparsa, aynı akşam istifa etmeye zorlanır, hükümet partisinden ihraç edilir.
Halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettiği için hakkında dava açılır.
Irkçı olduğu için hakkında ikinci bir dava açılır.
İdris Naim Şahin gibi bir adamın bir memlekette İçişleri Bakanı değil, küçük bir kasabanın küçük bir umumî helasında bekçi olması bile o memleketin bütün vatandaşları adına kara bir lekedir.
Ama biliyoruz ki, ne istifa ettirilecek, ne de hakkında dava açılacak.
Biliyoruz, çünkü bu adamı bakan yapan hükümet, bu adamdan farklı düşünmemektedir.
Mitingi zaten hükümet örgütlemiştir, bakanını ve valisini mitinge hükümet göndermiştir.
Doğru dürüst bir memlekette yaşıyor olsaydık, sadece İçişleri Bakanı ve vali değil, bizzat hükümet istifa ederdi."