Yerli-millî dış politika: Sınırötesi askeri üsler

27.12.2017 - 14:49
Haberi paylaş

Türkiye, sınırları dışında üçüncü askeri üssü açıyor. Üsler hangi amaçla açıldı ve ne gibi sonuçlara yol açabilir? Volkan Akyıldırım yazdı.

Katar'daki üsse takviye asker gönderen Türkiye, Sudan'ın Sevakin adasında da üs kuruyor. Somali'de açılan üsle birlikte sınır ötesine asker gönderme, yerli-millî dış politika haline geldi.

Doha'daki üsse yeniden asker gönderen Ankara, hedeflerinin 5 bin asker olduğunu daha önce açıklamıştı. 

Üç askeri üs

Yurtdışındaki en büyük askeri güç, Somali'nin başkenti Mogadişu'da geçen Ekim ayında açıldı. burada 200 Türk askeri bulunuyor. Üssün açılış amacı Somali ordusunu Eş Şebbap örgütüne karşı yürüttüğü savaşta güçlendirmek, askerlerini eğitmek.

Katar'daki üs, Körfez'de kriz patlak vermeden önce iki devlet tarafından imzalanan askeri işbirliği anlaşmasında öngörülmüştü. Krizle birlikte hayata geçirilerek, Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin itirazlarına rağmen Türkiye askerleri Doha'ya yerlemiş ve Katar ordusuyla ilk ortak tatbikatı yapmıştı. 

Katar monarşisinin ülke içinde bir askeri problemi bulunmuyor, fakat büyük bir zenginliği elinde tutan küçük bir devlet olarak, rakipleriyle baş edebilecek bir askeri gücü yok.

Erdoğan'ın ziyaret ettiği Sudan'ın diktatörü Ömer El Beşir, Sevaki adasına 94 yıllığına Türkiye'ye askeri üs için verdi. Bu gelişme, Rusya'nın da Sudan'da askeri üs açacağı söylentilerinin üzerine geldi. 

1956'dan bu yana iç savaşların sürdüğü ve on binlerce kişinin öldürüldüğü Sudan'ın Kızıldeniz'in kıyısında askeri üs açılmasının, Türkiye-Sudan ilişkilerini geliştireceği söylense de bu adım doğrudan bölgesel hegemonya mücadelesinde yer almaya işaret ediyor.

Militarist siyasetin sonuçları

Yerli ve millî gazeteler aşağıdaki haritayı yayınlayarak,"Basra Körfezi’nde bulunan Katar ve Hint Okyanusu kıyısındaki Somali’de askeri üs oluşturan TSK’dan sonra Sevakin adasıyla beraber Kızıldeniz’i de içine alan kısımda stratejik bir Türk üçgeni meydana geldi" diyor.

Amaç böyle olsa da harita başka şeyleri de gösteriyor:

- Baş müttefiki ABD, ekonomik ortağı AB ve Ortadoğu'daki sınır komşularıyla ipleri kopartan Türkiye sınır ötesinde askeri etkinliğini artırarak Afrika ve Ortadoğu'daki çatışmaların bir parçası oluyor.

- Dünyanın en kalabalık ordularından biri olan Türkiye'nin askeri gücünün sınır ötesinde kullanılması, 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından yerli ve millî dış politika haline getirildi. Ak Parti'nin yeni müttefikleri olan ülkücü ve kemalist bürokrasinin istediği türden savaş politikaları hayata geçiriliyor.

- Türkiye'nin askeri üs açtığı üç bölgede, hem kendi içinde hem de uluslararası krizleri içinde barındırıyor. Kendi krizleriyle askeri etkinliğini artıran yerli-millî ittifakı, başka krizlerin bir parçası haline gelebilecekken rakipleriyle arasındaki gerilim artabilir..

- Üç üssün açıldığı bölge bir çok başka silahlı güce ev sahipliği yaparken, bu bölgelerin hegemon devletleri ve ortaklarının askeri güçleri yanında Türkiye'ninki neredeyse sembolik kalıyor.

- Haritayı iştahla sunan hükümet medyasının değinmediğ nokta ülkelerindeki Türk askeri üslerini Somali, Katar ve Sudan halkının nasıl gördüğü.

- Değinmedikleri bir diğer nokta, sınır ötesi askeri etkinliklerin ekonomik faturasını kimin ödeyeceği. Ki S-400'ler için Rusya'ya 2.5 milyar dolar ödeyen Ak Parti hükümeti, 2018 bütçesini ve vergi zamlarını, askeri harcamalar yüzünden gerekli diyerek savunmuştu.

Volkan Akyıldırım

Bültene kayıt ol