269 gündür açlık grevinde olan Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in davasında Nuriye Gülmen'e 'örgüt üyeliği' iddiasıyla ceza verilip tahliye edildi
KHK ile ihraç edildiği işine dönebilmek için 269 gündür açlık grevi yapan ve 193 gündür tutuklu bulunan Nuriye Gülmen’e, örgüt üyeliği suçundan 6 yıl 3 ay ceza verilerek, tahliyesine karar verildi. Mahkeme Semih Özakça ile Acun Karadağ’ın da beraatine karar verdi.
“İşimi geri istiyorum” talebiyle 268 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın davası görüldü. Savcı, geçtiğimiz duruşmada reddedilen adli kontrol uygulamasıyla tahliye talebini yineledi. Semih Özakça suçsuz olduklarına dair ispat istenilmesine teki göstererek, “Sizin benim suçlu olduğumu, örgütle bağlantım varsa bunu ispatlamanız lazım ama tek bir delil sunamıyorsunuz” dedi.
“İşimi geri istiyorum” talebiyle açlık grevinde 268 gündür açlık grevinde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça ile Acun Karadağ'ın yargılandığı dava sürüyor. 6. duruşması Sincan Cezaevi'nde bulunan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, Nuriye Gülmen'in SEGBİS sistemi ile duruşmaya bağlanması ve tanıkların dinlenmesiyle başladı. Tanık, Nuriye ve Semih hoca ile Gezi direnişi sırasında tanıştığını ve kendisinin de akademi camiasından biri olğunu söyledi. Nuriye Gülmen’in çevirdiği “Milenaya Mektuplar” kitabını gördüğünü anlatan tanık, “Eskişehir'de yaşadığını öğrendiğimde dikkatimi çekmişti. Berkin Elvan eylemine katıldım. Nuriye Gülmen'i orada gördüm. Öncesinde buluşmadım. O gösteriye çok kalabalık bir katılım olmuştu. Nuriye hocayı kitlenin ortalarında gördüm. O gösteride bir patlama olduğunu hatırlamıyorum. Gizli tanık Berk'in söyledikleri gerçeği yansıtmıyor” dedi.
"Açlık grevine kendi iradeleriyle karar verdiler"
Başka bir tanık da Nuriye Gülmen'i tanıdığını, eyleme polisin müdahale ettiğini ve eylemde kimsenin bomba atmadığını söyledi.
Tanık olarak dinlenen Veli Saçılık, ihraç edildiğimde Nuriye Gülmen'n Yüksel Caddesi'ndeki eylemine başladığını dile getirdi. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın açlık grevi yapma kararını kendi iradeleriyle aldıklarını belirten Saçılık, kimsenin talimatıyla eylem yapmadıklarını söyledi.
"Tek bir delil sunamıyorsunuz"
Acun Karadağ mahkeme heyetine “Bu kadar haksızlığa ses çıkarmak için bir örgütün talimatı mı gerekiyor? Buna ses çıkarmak için talimat değil onur gerekir? Siz olsaydınız ne yapardınız” diye sordu. Açlık grevinin bireysel ve demokratik tercih olduğunu belirten Karadağ, “Ben yapamıyorsam kalbimde pil vardır. Ben de yapacaktım ama eylemler sırasında anjiyo oldum” dedi.
Semih Özakça ise “Bizden suçsuz olduğumuzu örgütle bir bağlantımızın olmadığını ispat etmemiz isteniyor. Olumsuzluğun ispatı olur mu? Olmaz. Sizin benim suçlu olduğumu, örgütle bağlantım varsa bunu ispatlamanız lazım ama tek bir delil sunamıyorsunuz” diye konuştu.
SEGBİS ile beyanda bulunan Gülmen, duruşmaya getirilene kadar savunma vermeyeceğini yineledi. “Bana henüz savunmamı vermemiş olmama rağmen ısrarla tanık beyanları ve mütalaaya karşı beyanlarımı sormanızı anlamıyorum. Üç duruşmadır bu böyle, bana SEGBİS'i dayatıyorsunuz, ben bu şekilde savunma vermek istemiyorum.” dedi. Açlık grevinin vücudunda yarattığı zararların farkında olduğunu belirten Gülmen, “Vücudum her geçen gün lime lime eriyor. 268 gündür her gün buna şahit oluyorum. Savcı tahliye talep etmesine rağmen beni tahliye etmektense böyle bir çözüm buldular. Sağlık koşulları sedye gibi şeyler sağlanırsa gelirim dedim yine de. Ama getirmediler” dedi.
"Haksız yere işten atılmayı kanıksamadık"
Geçen celse kendisini tehdit altında hissettiği için konuşmadığını belirten Gülmen, çünkü savunma vermememesine rağmen “Bu söylediklerin savunman sayılabilir geri kalanlar hakkında susma hakkını kullanmış kabul edilebilirsin” denildiğini hatırlattı. Ancak şimdi umrumda olmadığını söyleyen Gülmen, “Savunma mı sayacaksınız, sayın ya da saymayın, kendimi anlatmıştım yine kendimi anlatacağım. Biz direnerek kendimize hatırlatıyorduk öncelikle haksız yere işten atıldığımızı. Kimseye anlatamasak bile kendimize hatırlatıyorduk. Haksız yere işimizden atılmayı kanıksamadık çünkü. Bunun için kendimle de arkadaşlarımla da gurur duyuyorum. Bizim direnişimizi besleyen şey haklılıktı” diye konuştu.
"Karar öncesi son sözler"
Mahkeme heyeti avukat beyanlarının ardından karar vereceklerini söyleyerek sanıkların son sözlerini sordu. Acun Karadağ, henüz savunma yapmadığını ve savunma yapmadan mahkemenin karar vereceğini söyledi. Yüksel Caddesi'nde yaşadığı bir anıyı anlatan Karadağ, “Öğrencilerime hep derim Dünya’yı cennete çevirmeye çabalarsanız cennete, cehenneme çevirmeye çalışırsanız cehenneme gidersiniz. Şimdi size söylüyorum yanmayı göze alıyorsanız iktidara uygun karar verirsiniz, ancak iktidara uygun karar verirseniz cehennemde yanmayı göze alıyorsanız, biz size hakkımızı helal etmiyoruz” şeklinde konuştu.
Semih Özakça ise, “Son bir sözüm var ancak bunun henüz zamanı gelmedi. O sözler için önce sizin karar vermeniz gerekir” dedi.
Nuriye Gülmen de Yüksel Caddesi’nde yaşadığı bir anıyı anlatarak, “Yüksel Caddesi direnişçileri olarak, her şeye rağmen direnen insanlar olarak yaşasın Yüksel Caddesi direnişimiz” diye konuştu.
Ceza ve tahliye
Son sözlerin ardından mahkeme heyeti karar için ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Nuriye Gülmen'e, 'Örgüte üye olmak' iddiasıyla önce 5 yıl, ardından Terörle Mücadele Kanunu'na gönderme yaparak 7 yıl 6 hapis cezası verdi. Mahkeme daha sonra cezayı sanığın geleceği üzerindeki etkisini dikkate alarak 6 yıl 3 aya indirdi. Gülmen'in tutuklu bulunduğu süreyi ve ceza miktarını göz önünde bulunduran mahkeme, yurt dışına çıkış yasağı koyarak Gülmen'in tahliyesine karar verdi. Gülmen ayrıca, 'Örgüt propagandası yapmak ve gösteri yürüyüşüne muhalefet' suçlamalarından beraat etti. Mahkeme, Acun Karadağ ve Semih Özakça'nın ise tüm suçlamalardan beraatına hükmetti.
Halkın Hukuk Bürosu'nun Tweeter hesabından yapılan açıklamada: "Müvekkilimiz Nuriye Gülmen tahliye oldu, mahkeme örgüt üyeliğinden cezalandırılması kararı verdi. Karar hukuka ve vicdana aykırıdır! Türkiye halkları açısından bu kararın bir önemi yoktur. Karar, işe iadenin önü kesilsin diye verilmiştir!" denildi.
(Evrensel)