Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen barış mitingine IŞİD'in canlı bomba saldırısı sonucu yaşanan katliamın 6. duruşmasında mahkeme ara kararını açıkladı.
10 Ekim'deki bombalı saldırıda 107 kişi yaşamını yitirirken yaklaşık 500 kişi yaralanmıştı. Saldırıyla ilgili 36 sanığın yargılandığı davada ara kararını veren mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hâline karar vererek duruşmayı 31 Ocak tarihine erteledi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmanın ilk celsesinde, polisle bağlantısı ortaya serilen sanık Suphi Alpfidan’ın ilişki kurduğu tespit edilen iki polis tanık olarak beyanlarda bulunmuş, polisler ve sanık Alpfidan’ın çelişkili ifadeleri dikkat çekmişti. Duruşmanın ikinci celsesi, katliam mağdurlarının (müşteki) avukatlarından Tonguç Cankurt’un beyanlarıyla başladı. Katliamla ilgili bazı dosyaların davaya dahil edilmediğine değinen Cankurt, katliam soruşturmasının doğru yürütülmediğini belirterek sözünü ettiği dosyaları mahkemeye sundu.
Sorumluların yargılanma talebi reddedildi
Söz alan Avukat Ziynet Özçelik ise sağlık ekiplerinin hazırlıksızlığı, yaralılara müdahale etmemesi üzerinde durdu. Katliamla ilgili acil sağlık müdahalesine ilişkin TTB raporunu mahkemeye sunan ve uzman doktor Eriş Bilaloğlu’nun mahkemede dinlenmesini isteyen Özçelik'in talebi bir sonraki duruşmaya ertelendi.
Sağlık ekiplerinin ve polisin patlamalardan sonraki tutumuna dikkat çekerek sorumluların yargılanmasını isteyen Özçelik, patlamanın olduğu yerdeki ambulansta hekim bulunmadığını ve ambulansın hasta almadan Yıldırım Beyazıt’a gittiğini dile getirdi. TOMA ve polis araçlarının patlamadan 14 dakika, acil müdahale ekibinin ise 44 dakika sonra alana geldiğini belirten Özçelik, “Görüntülerde kimse ama kimse polise saldırmamış. İnsanlar can havliyle hastalarını götürmeye çalışıyorlar. Patlamanın olduğu yere gaz bombası atılıyor” dedi. Özçelik’in yargılama talebi ise “Davada kamu görevlilerinin yargılanmadığı” iddiasıyla savcı tarafından reddedildi.
Sonrasında söz alan Avukat Erkan Ünüvar ise sanıklar arasındaki telefon kayıtlarıyla ilgili incelemelerin yapılmadığının altını çizerek Antep polisinin ve idari kurumların, mahkemenin istediği belgeleri de göndermediğini dile getirdi. Av. Ünüvar, bunun bilinçli yapıldığını vurguladı. Ünüvar’ın ardından Avukat İlke Işık da Antep polisinin ihmallerine dikkat çekerek suç duyurusu talebinde bulundu.
İlk günkü celsede dinlenen tanık polisler Beyazıt Bestami Duman ve Tahir Sarıışık’ın beyanlarına değinen Avukat Ahmet Özdel, polislerle sanık çeteciler arasındaki bağlantıya dikkat çekti. “Dün tanık polisleri dinledik, Tahir Sarıışık önemsiz bir tanık gibi geldi, ancak birkaç soru sonra dökülmeye başladı ve birbirlerinden haberdar olduklarını anladık” ifadelerini kullanan Özdel, sanık Suphi’nin ifadelerine rağmen tanık polisin, Suphi’yi tanımadığını iddia ettiğine dikkat çekti.