Antikapitalistler platformu ve Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De'nin çağrısıyla dün İstanbul'da gerçekleştirilen hazırlık toplantısında, ırkçılığa karşı kitlesel bir kampanyanın nasıl inşa edilebileceği tartışıldı.
Etkinliğe Antikapitalistler, DurDe, DSİP, Küresel BAK, İHD Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, Barış Bloku, Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ve Savunma Avukatları Derneği'nden temsilcilerin yanı sıra çok sayıda bağımsız ırkçılık karşıtı aktivist katıldı.
Antikapitalistler'den Deniz Güngören, yaptığı açılış konuşmasında dünyadaki ekonomik ve siyasi istikrarsızlıktan bahsederek, birkaç yıl önce Gezi direnişi, Arap Devrimleri, Occupy hareketleri ve bunlardan doğan partilerin elde ettikleri güçlü muhalefet pozisyonlarıyla soldan iyi cevapların üretildiği bir dönemin yaşandığını; bugün ise sağ popülizmin ciddi bir yükselişte olduğu, faşist partilerin hem sokakta hem parlamentoda yer bulmaya başladığı bir döneme girdiğimizi hatırlattı. Güngören, "Sürekli olarak savaş iştahının arttığı ve bu konuda rekabet edilen bir dönemden ürkmek için haklı sebeplerimiz var" dedi.
Bunun Türkiye’deki vehçelerine değinirken Ermeni Soykırımı ve Kürt meselesi gibi sebeplerle özel bir bagaj olduğunu ifade eden Deniz Güngören, "Bir taraftan da olağanüstü hâl altında ve son 40-50 senedir görülmüş en milliyetçi koalisyonlardan birinin hükümet ettiği dönemde yaşıyoruz. Bu da sıklıkla tabanda kabaran bir ırkçılık olarak ifade bulabiliyor" dedi.
Güngören, ırkçılığa karşı bir kampanya yürütme çağrısını ise şu sözlerle dile getirdi:
"Trump seçildikten sonraki ilk göçmen yasağına karşı verilen muazzam tepki, Katalonya’da engellenilmeye çalışılan referanduma karşı toplumun tamamen dayanışmayla sandıkları korumuş olması, Türkiye'de çok yakın zamanda Suriyeli ve Türkiyeli saya işçilerinin birlikte mücadelesi, çok geniş bir kesimin adalet talebi etrafında buluşabilmiş olması, geriye çekilmiş olan muhalefetin aslında var olabildiğini ve kararlı bir kampanyayla tekrar bu insanların siyasileşebilme olasılığı olduğunun somut delilleri olarak görülebilir."
DSİP Eşsözcüsü Şenol Karakaş ise birkaç yıldır bir dizi ülkede 21 Martlarda ırkçılık karşıtı gösteriler yapıldığını belirterek, Türkiye’deki ırkçılık karşıtlarının da bu uluslararası hareketin bir parçası olarak o dönemde bir etkinlik planlaması gerektiğini ifade etti. Karakaş ayrıca Hrant Dink'in öldürüldüğü gün olan 19 Ocak'ta her yıl gerçekleştirilen anma eylemlerini daha büyük örgütlemenin ve Dink davasını takip etmenin önemine vurgu yaparak bu mücadelelere çağrı yaptı. Karakaş, Suriyeli mültecilerle dayanışmanın çok önemli olduğunu belirterek sözlerini bitirdi.
Toplantıya Avustralya'da mücadele eden Sidney Mülteci Eylem Koalisyonu'ndan Mark Goudkamp da katıldı. Avustralyalı aktivist, ülkesinde İngiliz işgalinden beri ırkçılığın olduğunu, ancak son 20 yılda mültecilerle dayanışmanın merkezi hâle geldiğini belirtti. İktidarda sosyal demokratların olduğu bir dönemde mülteci karşıtı yasaların geçirildiğini belirten Goudkamp, donanmayı kullanarak mültecilerin gelişini engelleme, mültecilerin kamplarda tutulduğu adalar oluşturma gibi uygulamaların Hollanda'dan Macaristan'a Avrupa ülkelerine "ilham" verdiğini söyledi.
Salondan yapılan katkılarda ise ırkçılığın yanı sıra milliyetçilik ve ulusalcılığın da önemli sorunlar olduğu, savaş karşıtlığıyla ırkçılığa karşı mücadeleyi birleştiren bir prespektifin gerekliliği vurgulandı. Yapılan konuşmalarda, geniş kesimleri birleştiren kapsayıcı bir söylem tutturulduğu takdirde iyi bir çıkış yakalamak için doğru zaman olduğu dile getirildi.
Londra’da silah fuarına karşı "Savaş burada başlar, burada bitirebiliriz" mottosuyla örgütlenen etkinlik haftasına katılan bir aktivist, burada 23 örgütün bir araya geldiğini, kampanyanın hafta boyunca daha da büyüdüğünü, Eylül’deki hafta için Mart’tan itibaren kampanya başlatıldığını, her örgütün kendi katkılarıyla oluşturulan havuz sonucunda farklı etkinliklerin düzenlendiğini aktardı.
Toplantıda uluslararası ırkçılık karşıtı hareketin bir parçası olmanın önemi sık sık vurgulanırken, bu doğrultuda uluslararası bir ırkçılık karşıtı konferans örgütleme fikri öne çıktı. Pek çok aktivist, ırkçı saldırılara karşı sokakta refleks vermeyi sağlayacak sabırlı ve uzun vadeli bir faaliyetin önemine değindi.
Kadıköy'den bir ırkçılık karşıtı aktivist, üç yıl önce yerellerinde inşa ettikleri kampanyada, Ermenilere yönelik nefreti örgütlemek isteyen faşistlere karşı sosyalistlerin, feministlerin, Gezi park dayanışmalarının, siyasi partilerin, LGBTİ+ aktivistlerin bir araya gelerek her hafta stand açtığı bir faaliyet örgütlediklerini ve kampanyanın başarı kazandığını aktardı.
Irkçılık karşıtları, yaptıkları etkinliklerde tüm mağdurları bir araya getirmenin önemini de hatırlattılar.