Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ben TEOG olayını istemiyorum” açıklamasından sonra Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz bu yıl TEOG’un yapılmayacağını açıkladı. Ancak TEOG’un kaldırılması eğitim sistemindeki sorunları çözmüyor.
Dört yıl önce uygulanmaya başlanan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı kaldırıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konu üzerine açıklama yaparak "Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik? Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Kaldırılacak hemen, kaldırdık, bitti. Bunun kararını verecek olan hükümettir. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak bunu Bakanıma, Başbakanıma bir kere söylerim olur biter” demişti. Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz bugün TEOG’un artık yapılmayacağını söyledi. TEOG’un kaldırılmasının Türkiye’nin önünü açtığını söyleyen Yılmaz, sistemin çocukları yarış atı yerine koyduğunu belirtti.
Peki, TEOG’un kaldırılması sorunları çözüyor mu?
Kaldırılan sistem öğrencilere on yıllardır dayatılan sınav sisteminin bir versiyonu. 6, 7, 8. sınıflar 6 ayrı dersten 6 ayrı sınava giriyordu. Ağırlıklandırılmış merkezi sınav puanına eklenmiş yılsonu başarı puanlarının ortalaması ile liselere yerleştiriliyordu.
Bu saçmalığın tarihe karışması, yıllardır sınava ve rekabete dayalı ezberci eğitime karşı çıkan öğrenciler ve eğitim emekçilerinin haklı olduğunu gösteriyor.
Fakat sınav sistemi ile eğitimin kalitesi arasında bir ilişki yok. Müfredat değişmedikçe, bilime ve hayata uygun bir hale getirilmedikçe eğitimin kalitesizliği ortadan kalkmıyor.
Ak Parti, eğitimin kalitesini artırmak için ne yapıyor? Son zamanlardaki tartışmalar bakıldığında konular evrimin biyoloji dersinden çıkarılması, uygunsuz bir karikatürün bulunduğu sayfanın kitaplardan çıkarılması gibi şeyler. Bir diğer tartışma ise laiklik üzerinden yürüyor.
Eğitim müfredatının özünü resmi ideoloji oluşturduğu sürece bu tartışmalar, garabetler ve tepkiler devam edecek.
Öte yandan özel okulların varlığını sürdürmesi, eğitimde eşitsizliğin sadece sınav sisteminde var olmadığını gösteriyor. Parası olanlar çocuklarını daha iyi eğitim almaları için özel okullara yollayabiliyor. Parası olmayanlar ise devlet okullarında daha kötü eğitim almaya mecbur bırakılıyor. Öğrencilerin yıllık ortalama puanları, bu eşitsizlik üzerinden belirleniyor.
Ak Parti hükümeti, eğitimin paralı hale gelmesini destekledi ve bugünkü eşitsizliğin sürmesine de yol açıyor.
Bunlar sorunların sadece bir kısmı. Bilimsel, demokratik, hayata uygun, resmi ideoloji ve görüşlerden arındılmış parasız bir eğitim için mücadele etmeye devam etmek zorundayız.