12 Eylül Utanç Müzesi’nin 6’ıncısı Ankara’da açıldı. Müzede sadece 12 Eylül’ü yansıtan fotoğraf ve belgeler değil, darbenin kendisini süreklileştirdiğine işaret eden görseller de yer alıyor.
Devrimci 78’liler Federasyonu tarafından 12 Eylül Utanç Müzesi Ankara’da bu yıl 6’ıncı kez açıldı.
Daha önce yine Çankaya Belediyesine ait Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açılan müze, iki sene üst üste belediyenin söz konusu yer için organizatörleri oyalaması üzerine bu yıl Çankaya Belediyesi’nin altında bulunan Galeri’de açıldı.
Müze kapsamında Kızılay Meydanı’nda Çankaya Belediyesi galeri salonunun önüne 12 Eylül’den kalma darağacı kuruldu.
Dün açılışı yapılan müze, çoğu 12 Eylül mağduru çok sayıda kişi tarafından ziyaret edildi, ediliyor.
Önceki yılların aksine bu yıl “Ne darbe ne diktatörlük” teması ile açılan sergide sadece 12 Eylül’ü yansıtan fotoğraf ve belgeler değil, darbenin kendisini süreklileştirdiğine ilişkin dönem içerisinde yaşanan farklı katliamlardan görseller de bulunuyor.
Ağırlıklı olarak 12 Eylül’de hayatını kaybeden devrimcilerin fotoğrafları ve kişisel eşyalarının yer aldığı müzede aynı zamanda o dönem uygulanan işkence yöntemlerinin araçları da sergileniyor.
Müzenin Saygı Salonu’nda ise yaşamını yitiren devrimcilerin görüntülerinin yanı sıra 10 Ekim Ankara Katliamı, Soma Katliamı, Gezi Direnişi, Roboski, açlık grevinde hayatını kaybedenler; öldürülen çocuklar ile Diyarbakır Cezaevi gibi toplumsal bellekte yer edinmiş katliamlarda yaşamını yitirenler yer alıyor.
Utanç Müzesi 27 Eylül’e kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.
İdam sehpasından dönen Yavuz anlatıyor
Müzenin kapısının önünde kurulan darağacının altında duran 12 Eylül mağdurlarından Cumhur Yavuz, o dönem idam cezasına çarptırılmış isimlerden biri.
Yavuz, günlerce idam edileceği beklentisi ile ayakkabıları ile yatağa girmiş ve “Bu darağaçlarından biri muhtemelen benim için kurulmuştu” diyor.
Ne darağaçlarını ne o günlerde yaşadıklarını unutmadıklarını belirten Yavuz, müzeye ilişkin olarak da şunları söylüyor:
"15 Temmuz’u bir biçimde iktidarın kendisi yarattı, ‘Allah’ın lütfu’ diyerek bunu fırsata çevirdiler. OHAL ve KHK’ler ile toplumu zapturapt altına alıyorlar. Bunu teşhir etmek istedik.
Bu sergide, sığdırabildiğimiz kadarıyla yaşananları buraya taşımaya çalıştık. Elimizde buraya taşıyamadığımız 3-4 katı daha gerçekliğin malzemesi var.
12 Eylül hayatımızda devam ediyor. 12 Eylül bizim için 100 yılık bir proje, AKP eliyle yeniden üretilerek yürütülen bir süreç. 12 Eylül’ün bütün kurumları duruyor: MGK’si, YÖK’ü, anayasası, Siyasi Partiler yasası…
AKP bu 12 Eylül zihniyeti ile toplumu yönetme kolaylığını seçti. Bu şu demek; bunlar darbenin ürünü, darbeciler bunları iktidar yaptı ve darbecilerin devamını sağlıyorlar. Egemenlerin gündelik ihtiyaçlarına göre yeniden güncelleniyor. 12 Eylül’ün kat kat günümüze uyarlanmış hâli var."
(Gazete Karınca)