Adalet Yürüyüşü ve mitinginin ardından, ana muhalefet partisi CHP bu kez de Çanakkale’de bir Adalet Kurultayı düzenliyor.
Marksist.org, Gelibolu yarımadasında düzenlenen kurultayın ikinci gününde katılımcılara görüşlerini, niçin orada olduklarını ve eksik gördükleri şeyleri sordu.
Kadın katılımcı: “Gelecek neslin gençleri içinde işsiz, öğrenci, kalifiye birçok insan var. Neden önümüzü göremediğimiz konusunda endişeli olduğumu belirtmek istedim, milletvekillerinden yanıt bekledim, bunun için buradayım. Neden çiftçiye destek verilmiyor, neden ürünler depolarda ziyan oluyor, neden hep zararda kalınıyor, bunları sordum. Vekiller ‘çok mücadele ediyoruz’ dediler, genel yaklaşımları olumluydu. Ama tabii ki biz sonuç istiyoruz.
Gençlerin ufkunun açık olması lazım. Son zamanlarda çıkan üzücü haberleri duymak istemiyoruz. Kadınlar, çocuklar, eğitim ve sağlık ile ilgili kötü haberleri.
Kurultay güzel geçiyor, çok şeyin ifade edilebileceğini düşünüyorum. Bu tarz işlerin, insanların yaptıkları işleri sorgulamalarına yol açtığını düşünüyorum. Bu CHP tabanı için de AKP tabanı için de böyle.
Eksiklik gençlerin olmaması, demek ki onlara inememişiz, onlara bu güveni verememişiz. Biraz daha çaba istiyorum bu konuda. Gençlerin daha duyarlı olması lazım, vekillerinin de onlara hitap etmesi lazım.”
Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi’nden bir emekçi: “Öncelikle şunu söylemek gerekir, sonuçta adalet talebi herkesin ortak talebi olmuş durumda bu koşullar altında. Bizim de özellikle KHK’larla, işten atılmalarla, sorgusuz sualsiz FETÖ çuvalının içinde atılan arkadaşlarımızla canımız yanıyor. Dolayısıyla bu KHK’ların iptal edilmesi, atılan arkadaşlarımızın işlerine iade edilmesi talebiyle biz de adalet için buraya katılıyoruz.
Adalet talebinin bu ülkedeki demokrasi mücadelesini birleştirmesi gerekir. Adalet talebi herkesin talebidir. Demokrasi talebini toplumsal barış talebiyle birleştirirsek buradaki bir eksikliği de giderebiliriz. Bunlar birbirinden soyutlanamaz, örtüşmek zorunda.
Tüm toplumsal kesimlerin; bu ülkede ötekileştirilen, yok sayılan, emeği sömürülen, sistem tarafından dışlanmış tüm kesimlerin ortak hareket etmesi lazım. Böylelikle bu adalet talebi geniş yığınlara, milyonlara mal edilebilir.”
Gülnur (katılımcı): “Biz zaten Adalet Yürüyüşü’ne de katılmıştık. Ben 120 km yürüdüm orada. Adalet aramak için illa da bir haksızlığa uğramak gerekmiyor. Bu tip kurultaylarda bilgi sahibi oluyoruz, biliyorsunuz bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmamalı. Değerlendiriyoruz, bilgi alışverişinde bulunuyoruz, neler yapılabilir diye. Nuriye ve Semih var içimizi acıtan, henüz herhangi bir şey olmuyor.
Güçlü katılımların ses getireceğine olan inancımdan dolayı buradayım. Birlikten kuvvet doğar.
Farklı farklı çalıştaylar var, konular farklı. Konularına göre insanların hukuksuzluğa uğradığı şeyler var. Sorunlar tartışılıyor ve çözüm aranıyor. Bir komün yaşam var burada, paranın geçmediği, fikrin üretildiği. Ben ciddi bir eksiklik göremiyorum.”