Kendi internet sitesinde düzenli köşe yazıları yazan Fehmi Koru, "Ben ufukta erken seçim görüyorum.. Sizler görmüyor musunuz?" başlıklı bir yazı yazdı. Abdulkadir Selvi, Hürriyet gazetesinde köşesinde bu iddiaya yanıt verdi.
Selvi, "2018'de seçim mümkün mü" başlıklı yazısında, AKP'li milletvekilleri arasında bu konuda bir tartışma sürdüğünü yazdı. Selvi şunları aktardı:
"2018 seçimlerine itiraz edenler şu gerekçeleri sıraladı.
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerin 2019 yılında yapılacağını açıkladı. Erdoğan her zaman seçimlerin zamanında yapılmasından yana oldu. Referandumdan sonra yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında yerel seçimlerde AK Parti’nin oyunun düşük olduğu hatırlatılarak üç seçimin aynı tarihte yapılması teklif edildiğinde Erdoğan karşı çıkmıştı. Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde durumumuzu görür. Kasım ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçiminde tedbirimizi alırız demişti.
2-16 Nisan’da çıkan yüzde 51.4’lük evet oyu, erken seçime gidecek ölçüde güçlü bir desteği ifade etmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da yeni baraj yüzde 50 artı 1 diyor. Eğer referandumdan yüzde 55 ve üzerinde bir evet çıksaydı bu düşünülebilirdi.
3- 2018 icraat yılı olarak ilan edildi. 180 günlük eylem planı ilan edilecek. Başbakan yardımcısı Fikri Işık başkanlığında daha önce 23 ilde ilan edilen cazibe merkezleriyle ilgili yeni bir çalışma yapıldı. Başbakan tarafından açıklanacak. 2017-2018’de ekonomi başta olmak üzere yapılacak hizmetlerle vatandaşın rahatlatılması gerekiyor.
Gerekçeler alt alta sıralandıktan sonra çalışılmayan bir yerden önemli bir soru geldi."
Selvi, Bahçeli'nin Meral Akşener güçlenmeden bir erken seçime gitmek isteyebileceğini belirtiyor. Kendi kanaatini ise "Erdoğan’ın seçimlerin 2019 tarihinde olacağı taahhüdüne inananlardanım." diye ifade ediyor.
Fehmi Koru ise Selvi'nin iddialarına şöyle yanıt veriyor:
"MHP istemese bile AK Parti’nin kendisinin genel seçimi 2019’a bırakmayacağı kanaatindeyim.
Dün bazı gerekçelerini uzun uzadıya yazdım; merak eden o yazıma göz atabilir. Hükümet içeride ve dışarıda sıkışabileceği bir sürece girdi; ekonomide henüz alarm zilleri çalmıyor, ancak 2019’a varmadan zillerin sesini duyabiliriz.
Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimden aylar önce yerel yönetimler için sandık başına gidilecek.16 Nisan referandumunda seçmenlerinin elleri ‘Evet’ oyu vermeye gitmeyen üç büyük kenti AK Parti’nin kaybetme ihtimali korkutucu; İzmir’e ek olarak İstanbul ve Ankara’nın da kaybedilmesi genel seçimi de cumhurbaşkanlığı seçimini de AK Parti için olumsuz etkileyebilir.
Hükümetin özellikle ekonomik alanda aldığı veya almaktan kaçındığı kararlar iyi incelendiğinde, fazla uzak olmayan bir geçmişte seçim olabileceğinin kokusu alınabiliyor."