Adalet Zemini'nin koordinasyonunda yer alan Faruk Sevim, farklı kesimlerden aydın ve aktivistleri bir araya getiren grubun neler yapmayı hedeflediğini anlattı.
Adalet Zemini bir süredir toplantılar, basın açıklamaları, basın toplantıları gibi etkinlikler düzenliyor.
Sosyalist İşçi gazetesi, üç yıldır devam eden faaliyetlerini ve Adalet Zemini’nin temel hedeflerini Zemin’in Koordinasyonunda yer alan Faruk Sevim’le konuştu:
Adalet Zemini faaliyeti nasıl başladı?
Faruk Sevim: Dünyanın ve memleketin hâl ve gidişinden pek memnun olmayan okuryazarlar olarak ilk defa 2014 yılı sonunda görüşmeye başladık. Başlangıçta ismimiz yoktu, kendimize sadece Zemin diyorduk. Sanırım bu kavram bizim için farklı kesimlerden gelen insanlar olarak ortak bir alanı temsil ediyordu. Tartışmalarımızı yönlendirmek, görüşlerimizi yakın çevremizle paylaşmak için ilk metnimizi yayınladık. Bildirinin başlığı “Dert bizde, derman bizde” idi. Metinde kısaca: “Her şeyi bilen, her şeye kadir liderlerin arzı endam ettiği siyaset sahnesinde biz bu tarzın sanıldığı gibi bir ‘güç’ değil, aksine bir ‘zaaf’ görüntüsü olduğuna inanıyoruz. Mevcut siyasal zemin ve siyaset yapma biçimi; demokratik, adil, insanlara, kimliklere, özgürlüklere, emeğe saygılı bir Türkiye’nin taleplerini karşılayamıyor. Yeni bir siyasete ihtiyaç duyuyoruz” dedik.
Kamusal alana ilk ne zaman çıktınız?
Faruk Sevim: Temmuz 2015’te başlayan çatışmalar nedeniyle tepkimizi belirtmek için “Barış ve Çözüm İstiyoruz” başlıklı ilk basın duyurumuz kamusal alana ilk çıkışımız oldu. Ekim 2015’te “Yeni bir platform için çağrı” başlığı ile kamuya açık ilk metnimizi yayınladık: Bu metinde kısaca “Asık suratlı devlet ve politika adamlarının savaş dili yerine, hem akıl yürütmeyi, hem kalplere seslenmeyi, hem tartışmayı, hem mizahı, hem ağıdı içinde barındıran yeni bir dil oluşturmamız gerekiyor. Bu yeni dili birlikte yaratmak, birlikte akıl yürütmek, tartışmak, acılarımızı birlikte anıp birlikte gülmek, hak ve özgürlüklerimiz için birlikte mücadele etmek için çağrı yapıyoruz” dedik.
Adalet Zemini ismi nasıl oluştu?
Faruk Sevim: 2015 yılı sonunda yaptığımız tartışmalar sonucu grubun adının Adalet Zemini olmasına karar verdik, başka öneriler de vardı, çoğunluk bunu beğendi. Adalet kavramını herkesin kabul edebileceği, ortaklaşacağı bir kavram olarak kabul ettik.
2016 yılı başında Adalet Zemini adını ilk defa kullandığımız “Tarafımızı seçtik Adalet Zemini” başlıklı bildirimizi yayınladık. Burada özetle “Ahlâkî ve adil olabilmek için, kimliğimizin aleyhine olsa bile doğruyu söylemek zorundayız. Biz, inandığımız doğruları yüksek sesle ifade etmekten hiçbir şartta geri durmayacağız. Bununla birlikte, ancak başka doğrulara sahip olanlarla muhabbet ederek ‘biz’ olabileceğimize, yaşadığımız toprakları “memleketimiz” yapabileceğimize inanıyoruz. Bu nedenle biz, adalet zemininde bir araya geldik” dedik.
Türkiye’de kutuplaşma var mı, bunu gidermek için nasıl bir çare öneriyorsunuz?
Faruk Sevim: Türkiye’de hem bir siyasal kutuplaşma, hem de kültürel kamplaşma var. Üstelik bunun bir kısmı uzun bir geçmişten beri var olan gelen ama bir kısmı da son dönemde yoğunlaşan kutuplaşma ve kamplaşma. AZ bunu gidermek için kuruldu. Bizler kendi çevrelerimizde bu kamplaşma ve kutuplaşmadan rahatsız olduğumuz için AZ gibi bir girişim oluşturduk. Cihangir İslam, mizahi anlamda “burası İslamcıların ve Marksistlerin bulunduğu bir yer” derdi. Elbette liberal veya sosyal demokratların da olabileceği bir yer. Başlangıçta her şeyi belirlemedik, bu bir yolculuk, 3 yıldır birlikteyiz, bu süreçte hepimizin dönüştüğüne inanıyorum. Bilgi ve hakikat olarak bildiğimiz pek çok konunun aslında ön yargı veya klişe olduğunu keşfediyoruz.
Gündelik yaşamda her attığımız adım için referans aldığımız kurumlar, çevreler vardır. Biz artık AZ içindeki arkadaşlarımızın ne dediğine daha fazla bakıyoruz. Birbirimizin köşe yazılarını okuyoruz, sosyal medyada takip ediyoruz. Her kesimden insanı duymaya çalışıyoruz ve o sesleri birbirimize aktarıyoruz. Burası bir okul gibi hepimizi eğitiyor.
3-4 yıl önce Türkiye’de gerilim bugünkü kadar çok değildi, ama bizler bunu bile fazla buluyorduk. AZ faaliyetini bu kutuplaşmayı gidermek için başlatmıştık. Şimdi gerilim ve kutuplaşma çok daha fazla arttı. Artık pek çok insan sadece kendisi gibi düşünen insanları izliyor, başka fikirlere karşı duyarsızlaşıyor. Bu anlamda AZ gibi bir platformun değeri daha da arttı diye düşünüyoruz.
Toplumda umursamazlık, “oh oldu”culuk çok yayıldı. Bu çürümeye sebep oluyor. Gündelik konuşmalarımızda pek çok olumlu fikir ileri sürebiliyoruz, ama bu fikirlerimizi kamusal alana taşımıyoruz. Bu da ikiyüzlülüğe yol açıyor. Toplumun dengesi bozuluyor. Bu kadar “negatif” bir toplumsallığın aslında hiç kimseye bir faydası yok.
Adalet Zemini neler yapıyor?
Faruk Sevim: Genel olarak gündelik yaşamımızda benzer kaynaklardan, benzer kültürel ağlardan beslendiğimiz için karşı mahalleden fazla haberdar olamıyoruz. Adalet zemininde bu eksikliğimizi gideriyoruz. Aynı zamanda aramızda insani ilişkiler kuruyor, gündelik yaşamda daha fazla görüşür oluyoruz. Gezi düzenliyoruz, iftar yapıyoruz.
Türkiye’de son 3-4 yıldır fikri ve kültürel kamusal alan eksikliği var. Farklı mahallelerden, kültürlerden, ideolojilerden gelen insanlar arasında iletişim sorunu var, hatta gündelik ilişkilerde iletişim sorunu var. İslamcı, liberal, solcu kesimler arasında iletişim çok zayıf. Adalet Zemininde ise farklı ideolojik ve kültürel kesimlerden gelen, akademik dünya ile irtibatı olan kişiler var. Bir arada konuşuyoruz, birbirimize sunumlar yapıyoruz. Şimdilerde web sitemiz var, kamusal alana yönelik açıklamalar yapıyoruz.
AZ olarak 2015’ten itibaren çeşitli konularda periyodik toplantılar yapmaya başladık. Ermeniler, Kürtler, Din ve ifade özgürlüğü, Kapitalizm, kalkınma, sosyal adalet, İslami hareketler, Suriye, Ak Parti ve Yeni Türkiye, Anayasa, Liberal demokrasinin ve liberal ekonominin krizi, Adalet Yürüyüşü gibi pek çok konuda toplantılar düzenledik. Bu toplantılarda ortaklaştığımız hususları yazılı metin haline getirdik, web sitemizde yayınladık.
15 Temmuz sonrası yaptığımız basın açıklamaları ile düşüncelerimizi ortaya koyduk. Darbe girişimini kınadık. Darbe girişimi sonrası ortaya çıkan hukuksuzlukları değerlendirmek ve siyasal iktidara demokratik bir yol önermek amacıyla “Demokratik bir Türkiye için Adalet Zemini” başlıklı basın açıklaması yaptık. Sonrasında basın ve medya kuruluşlarına yönelik baskıları, insan hakları savunucularının tutuklanmasını, KHK ile işten çıkarmaları kınamak için çeşitli basın açıklamaları yaptık. Hem farklılıklarımızla bir arada yaşamı savunmaya devam edeceğiz, hem de düşüncelerimizi açıklamaya devam edeceğiz. Aylık toplantılarımız devam ediyor, herkesi toplantılarımıza bekleriz.
İletişim: http://adaletzemini.org/