DSİP Eşsözcüsü Meltem Oral, Marksist.org'a adalet mitingini değerlendirdi.
Meltem Oral, Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının kapsayıcı olduğunu söyledi:
"25 gündür yürüyüşte kendisine mikrofon uzatılan hemen herkes, adalet, demokrasi, ifade özgürlüğü ve birçok temel talep için yürüdüğünü söylüyordu. Buna hiç kimse gözünü kapatıp, kafasını öte yana çeviremez. Tıpkı Maltepe mitinginin görmezden gelinemeyeceği gibi.
AKP, MHP, Vatan Partisi, Pekergiller'den gelen tüm tehditlere ve karalama kampanyalarına, akıl dışı iftiralara rağmen yüzbinlerce insanın adalet için biraraya gelmiş olması çok önemli, umut verici. Hiçbir şeyin bitmediğini ve hâlâ mücadelenin olduğunu önce kendimize ve sonra demokratik haklarımıza el uzatanlara hatırlatmış olduk. Korku duvarı kalıcı değil. Mitinge yönelik tüm saçma sapan tehditler iktidarın kendi korku duvarına yeni tuğlalar eklendiğinin kanıtıdır.
Yürüyüşün meşru talebinden ve toplumda yarattığı etkiden korktular. Tehditler güçsüzlüklerinin işaretiydi.
Ancak bugün toplanan yüzbinlerin enerjisinin yarın nasıl, nerede, hangi taleplerle devam edeceği önemli olan. Yürüyüşün ve mitingin liderliğini yapan CHP hakkında hayallere kapılmak bu enerjinin ve umudun usulca eve dönmesine vesile olmaktır.
Kılıçdaroğlu’nun miting konuşması CHP'nin çelişkilerini de yansıtıyordu aynı zamanda. Bütünü çok kapsayıcı olan bir konuşmaydı. Toplumsal kutuplaşmaya karşı tüm adaletsizliklerin mağdurlarını kapsadı. Tüm tutuklu vekillere adalet talep etmesi çok önemliydi. 15 Temmuz darbe girişimi hakkında alınan tavır, "darbeyi de engelleyeceğiz adaleti de kazanacağız" cümlesi, halkın 15 Temmuz'u ile sarayın 15 Temmuz'u arasına koyulan fark iktidarın darbeyi püskürten kitlelerin eylemini nasıl çalıp kendi otoriter politikalarının payandası kılmaya çalıştığını göstermesi açısından önemliydi.
Ancak CHP liderliğinden tutarlı bir demokratikleşme, barış ve adalet programı beklemenin hayalciliği, son iki senenin tüm gelişmelerini belirleyen savaş konusunda alınan tavırdan belli. Mitingteki utangaç barış söylemi Türkiye içindeki ve dışındaki savaş politikalarına demokrasiden yana yanıt vermeye ne yazık ki yetmiyor. Zaten savaşa yeterli ve bütünlüklü bir karşı çıkış niyeti de CHP'de yok. Militarist, milliyetçi, özellikle Suriyelilere dönük ırkçı havanın yükselişinde bugüne dek CHP'nin rolü büyük ve bu rolü oynamasına neden olan politik görüşlerinden vazgeçmiş değil.
Uzun zamandır, tüm toplumun üzerine çöken karamsar havanın ancak sokakta kitlesel bir mitingle dağıtılabileceğini söylüyorduk. Sendikaların çağrısıyla OHAL mağduriyeti yaşayan tüm kesimlerin yan yana geleceği böyle bir miting için sol inisiyatif alamadı. Şimdi önemli olan adalet mitinginin yarattığı moralli havayı sol olarak değerlendirmek için kolları sıvamak."