19-25 Haziran tarihleri arasında Taksim ve çevresindeki çeşitli mekânlarda düzenlenecek LGBTİ+ Onur Haftası tam programı yayınlandı.
25. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın tam programı açıklandı. İlk yıllarında yasaklamalarla, engellerle karşılaşan İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası 25. yaşına erişirken artık on binleri bir araya getiriyor. “Aramızda ne var?” diye soruyor bu sefer. İyisiyle kötüsüyle “aramızda ne var?” sorusunun peşinde hafta boyunca panel, forum, atölye, tiyatro gösterisi gibi pek çok ücretsiz etkinlik düzenleniyor.
Gönüllüler tarafından düzenlenen ve tüm katılımcıların dayanışmasıyla gerçekleşen 25. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası etkinlikleri bu yıl “Aramızda Ne Var?” temasıyla 19-25 Haziran tarihleri arasında Taksim ve çevresindeki çeşitli mekânlarda düzenleniyor. Hafta, 25 Haziran’da düzenlenecek Onur Yürüyüşü’yle son bulacak.
Tüm dünyada Haziran ayında çeşitli etkinlikler ve yürüyüşlerle kutlanan Onur ayı, bu yıl Türkiye’de İzmir, Mersin, Antep ve Kocaeli’nde Onur Haftası etkinlikleri ve yürüyüşleri gerçekleştirildi. İstanbul Onur Haftası da, bu illerde gerçekleşen etkinlik ve yürüyüşlerin heyecanıyla başlayacak.
Programın tamamına ulaşmak için tıklayın.
Haftanın temasına ilişkin çağrı menti şöyle:
“Türk Dil Kurumu, “İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık” olarak tanımlıyor “ara” kelimesini. Peki “ara” sadece ayırır mı iki şeyi, birleştirdiği yerler de yok mudur mesela? İnatla tutunduğumuz aşklarımız, ellerimiz, dokunuşumuz ve birbirimize duyduğumuz arzu var mesela aramızda. Aramızdaki tüm bu kötü, umutsuz görünen şeylere rağmen paylaşmaktan, dayanışmaktan, bir arada olmaktan aldığımız güç var. Bizi incitmek için söylenen kelimelere sahip çıkan cesaretimiz, yılmadığımızın en büyük kanıtı; kentin en ücra sokaklarında yankılanan kahkahamız ve neşemiz var. Farklı biçimlerde, farklı görünümlerde, farklı tatlarda, uzun, kısa, şişman, zayıf, güzel, çirkin, bazen tanımlayamadığımız, bazen de hiçbir tanımlamaya sığmayan, nefes alan, orgazm olan, yürüyen, yaşayan, var olan bedenlerimiz var. Bir “ara”dalığımız var, aynı “ara”yı paylaşmamız var.”
“O aynı “ara”da benzer baskılara uğramışlığımız da var. Önce derneklerimizi kapatmaya çalışan, son iki yıldır da yürüyüşümüze saldıran, bir araya gelmemizi istemeyen devlet var. Adaletle aramızda Hande Kader’in ve Ahmet Yıldız’ın katillerini yakalamayan cinsiyetçi, eril hukuk var. Emeğimiz ile aramızda ‘’genel ahlak yasası’’, patronlar ve pezevenkler var. Kent ile aramızda bizi gettolara hapseden, kenti şekillendiren bir iktidar; evlerimizi mahallelerimizi elimizden alan kentsel dönüşüm; sokaklar ile aramızda, yürüyüşlerimize saldırı çağrısı yapan, devletin ve adil olmayan hukukun açıkça desteklediği paramiliter gruplar var.”
“Bunların da ötesinde tüm toplumu tahammülsüzlüğe, kendisi gibi olmayanı kabul etmemeye sürükleyen büyük bir kutuplaşma var. Bu kültür artık öyle köklü, öyle güçlü, öyle yerleşik ki, kendi dayanışma ağlarımıza da sızıyor, mücadele alanlarımıza etki ediyor. Aramızda, bizi böyle bölecek, uzaklaştıracak, öfkelendirecek ne var?”
“Bir arada durmanın her zamankinden daha hayati olduğu bu dönemde, bizi bölen ve bizi birleştiren şeyleri konuşmamız gerektiğini düşünüyoruz. Gördüğümüz tüm baskılara rağmen 25 yıldır burada, bu sokaklarda, bu ülkede, bu toplumda var olmamızı sağlayan, aramızda çok güzel şeyler var. İçinde bulunduğumuz umutsuzluğa, sürüklendiğimiz atalet haline direnmek için birbirimize tutunmayı öneriyoruz.”