8 yıldır devam eden ve 154 kişinin yargılandığı KCK Ana Davası’nda karar çıktı. 55 sanığın beraat ettiği davada aralarında Ahmet Türk ve Hatip Dicle'nin de bulunduğu 99 kişiye toplam bin 109 yıl 10 ay 22 gün hapis cezası verildi. Dava süresince yaşamını yitiren 4 kişinin dosyası ise düşürüldü.
2009 yılında yerel seçimlerin ardından “KCK” adı altında başlatılan operasyonlarda tutuklanan Kürt siyasetçiler, belediye eş başkanları, meclis üyeleri, insan hakları savunucuları, gazeteci ve aydınların bulunduğu 154 siyasetçinin 8 yıldır yargılandığı KCK Ana Davası’nda karar çıktı.
Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün son savunmaların alınmasının ardından bugün saat 16.00’da karar için mahkeme salonu hazır edildi. Tutuklu ve tutuksuz hiç bir sanığın katılmadığı duruşmada 100’ü aşkın avukat hazır bulundu.
55 kişinin beraat ettiği davada, 99 kişiye toplam 109 yıl 10 ay 22 gün hapis cezası verildi. Hatip Dicle’ye 9 yıl hapis cezası verilirken görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Ne olmuştu?
14 Nisan 2009’da Diyarbakır’da “KCK” adı altında Kürt siyasetçilere yönelik başlayan; tüm illere yayılan, sivil toplum örgütü yöneticileri, aydın, yazar, gazeteci ve avukatlara kadar uzanan yoğun gözaltı ve tutuklama operasyonları başlatıldı. 2009 yılından başlayıp günümüze kadar devam eden “KCK Ana Dava” soruşturması, 2007 yılının Şubat ayında Diyarbakır’da yapılan bir “ihbar” üzerine başlatıldı.
İki yılı aşkın süre devam eden soruşturma kapsamında DTP’nin binaları, yerel yönetim büroları, siyasi faaliyetler, toplantılar, telefon görüşmeleri dinlenerek kayıt altına alındı. “KCK” adı altında yapılan operasyonlarla kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) ve BDP’nin tüm siyasal faaliyetleri ceza soruşturmalarının hedefi haline getirildi. İlk olarak 14 Nisan 2009’da “KCK” adı altında Diyarbakır’da başlatılan operasyonda “KCK/ Türkiye Meclisi (TM) yöneticisi” oldukları ileri sürülen 72 siyasetçi gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen aralarında 3’ü kapatılan DTP’nin eş genel başkan yardımcılarının da bulunduğu 52 kişi tutuklandı.
2009 yılında başlatılan “KCK” operasyonlarının son ve en büyük dalgasında Diyarbakır başta olmak üzere İstanbul, Ankara, Siirt, Van, Şırnak, Batman, Urfa ve Mardin olmak üzere 9 ilde 25 Aralık’ta eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonda 10 DTP’li belediye başkanı olmak üzere toplam 76 siyasetçi gözaltına alındı. Aralarında DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, 7 belediye başkanının da bulunduğu 23 kişi tutuklandı. Bu operasyonda gözaltına alınan siyasetçilerin Diyarbakır Adliyesi’ne getirilip tek sıra halinde dizilerek, elleri kelepçeli bir şekilde fotoğraflarının çekilmesi tartışmalara neden oldu. Bu fotoğraf karesi davanın sembolü haline geldi. Gelen tepkiler üzerine İçişleri Bakanlığı, bu fotoğrafı çekenler hakkında soruşturma başlattığını açıkladı. Ancak bu soruşturmanın açılıp açılmadığı konusunda avukatlar herhangi bir bilgi veya belgeye ulaşamadı.
İddinameyi hazırlayan savcı Aksoy görevden alındı
Davanın iddianamesi, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü içinde hazırlanan özel odada, “FETÖ/PDY” soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen dönemin özel yetkili cumhuriyet savcısı İsmail Aksoy tarafından 7 ayda hazırlandı. Savcı, 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 12 BDP’li belediye başkanı, 2 İl Genel Meclisi Başkanı ve 2 belediye meclis üyesi için 36,5 yıla kadar hapis istedi. 11 kişi hakkında ise “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet; diğer 124 sanık için de 5 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları isteniyor. Yaklaşık 500 klasör ve 7 bin 500 sayfalık iddianameden oluşan dava dosyasının tamamına yakını ortam dinlemeleri, tape kayıtları, telefon dinlenmeleri ve gizli tanık ifadelerden oluşuyor.
Davada Kürtçe ‘bilinmeyen dil’ oldu
Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde 18 Ekim 2010 tarihinde başlayan dava, Kürt siyasetçilerin Kürtçe savunma talebinin kabul edilmemesi nedeniyle tıkandı. Kürtçe savunma talebi nedeniyle krizle başlayan ve toplumda büyük tepkilere neden olan davanın başlangıcında mahkeme heyeti, sanıkların Kürtçe savunma talebini önce, “Bilinmeyen bir dil”, ardından “Mahkemenin anlamadığı bir dil”, daha sonra “Kürtçe olduğu tahmin edilen bir dil” diye tutanaklara geçirdi. Kürtçe savunma taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle, Kürt siyasetçileri uzun süre ifade vermedi. Cezaevlerindeki açlık grevi sonrası başlayan “Çözüm süreci” ile birlikte Kürtçe savunma hakkı tanınması ardından Kürt siyasetçiler ancak 2013 yılında savunma yaptı.
Davanın 21 hakim ve savcısı ‘FETÖ’den ihraç edildi
Davanın soruşturmasında görev alan cumhuriyet savcılarından Ahmet Karaca, Ergün Tokgöz, Yakup Yar, Adem Özcan, Levent Kaya, İbrahim Baytekin, Mehmet Şahin ve iddianamenin altında imzası olan İsmail Aksoy ve davanın esası hakkında mütalaayı hazırlayan savcı Zeynal Abidin Ulu’nun da bulunduğu 9 savcı “FETÖ/PDY” üyesi oldukları gerekçesiyle HSYK tarafından meslekten ihraç edildi.
Davanın soruşturma aşamasında yakalama ve el koyma kararı veren, davanın yargılamasının yapıldığı mahkemenin başkanlığını ve üyeliğini yapan Menderes Yılmaz, Bekir Soytürk, Ömer Yıldırım, Ömer Sevgiliocak, İsmail Gözükara, Suna Yeşil Küçük, Mustafa Akgül, Mehmet Erdoğan, Ömer Adil Küçük, Hakan Dede, Ahmet Yıldızeli ve İbrahim Özbek isimli hakimler de aynı gerekçeyle HSYK tarafından ihraç edildi. Meslekten ihraç edilen 9’u savcı 12’si hâkim olmak üzere 21 kişi hakkında “FETÖ/PDY” üyesi oldukları iddiasıyla başlatılan soruşturmada bazı hakim ve savcılar gözaltına alınıp tutuklandı.
Cezaları isteyen savcıya da ihraç
Yargılama üzerinden 6 yıl geçtikten sonra duruşma savcısı, 30 Nisan 2016’da görülen duruşmada davanın esası hakkında hazırladığı 675 sayfalık mütalaayı açıkladı. Mütalaayı açıklayan duruşma savcısı Zeynal Abidin Ulu, 15 Temmuz darbe girişimi ardından “FETÖ/PDY üyesi olduğu” gerekçesiyle HSYK tarafından meslekten ihraç edildi. Savcı, mütalaada 145 kişi hakkında “Örgüt yöneticiliği”, “Örgüte üye olmak”, “Örgüte yardım etmek” ve “Örgüt propagandası yapmak” suçlarını işledikleri iddiasıyla 5’er yıldan 22,5’er yıla kadar hapis cezası talep etti. Savcı, 11 kişi hakkında ise beraat kararı verilmesini istedi.