Başkanlık değil demokrasi: Özgürlükçü bir “Hayır” cephesi çağrısı

27.02.2017 - 06:49
Haberi paylaş

Antikapitalistler platformu, "HAYIR! Başkanlık değil demokrasi" kampanyası kapsamında dün İstanbul'da bir panel düzenledi.

Moderatörlüğünü Yıldız Önen'in yaptığı toplantıda ilk olarak konuşan barış aktivisti ve yazar Hakan Tahmaz, referandum kampanyalarında "Evet" diyenlerin de "Hayır" diyenlerin de büyük bir kısmının devletin bekasından söz ettiğini belirterek, bu açıdan bakarak pozisyon almanın bu ülkenin mağdurları açısından bir anlam ifade edeceğini düşünmediğini söyledi.

Bundan önceki süreçte yaşanan anayasa tartışmalarında sosyal ve siyasi açıdan AKP ile HDP'nin birbirine yakın durduğunu anımsatan Tahmaz, en uçta duran MHP'nin şu anki referandumda AKP'nin müttefiki hâline geldiğini; daha önceki tartışmalarda yerel yönetimlerin güçlendirmesi perspektifi tartışılırken şimdiki teklifin merkeziyetçi olduğunu vurguladı.

Kürt sorunu vurgusu

AKP-MHP'nin başını çektiği "Evet" kampanyasının yanı sıra "Hayır" kampanyasının da bir bölümünün Kürt hareketini tehdit unsuru olarak gördüğünü dile getiren Hakan Tahmaz, "Hayır" diyenlerin OHAL koşullarında Kürtlerin yaşadıkları bölgelerde sandık güvenliğini ve insanların oy kullanabilme haklarını savunmaları gerektiğini hatırlattı.

Tahmaz, "Yapmamız gereken daha özgürlükçü bir hayır cephesi örmektir. Sonuç ne olursa olsun Türkiye’nin bekası olarak tarif edilen bu korku hegemonyasından kurtulmadığımız sürece bu tartışmalardan çıkamayacağız" dedi.

Eşitsiz koşullar altında referandum

Toplantıda DSİP adına konuşan Meltem Oral ise şunları söyledi:

"Yeni ve sivil bir anayasa olması AK Parti'nin her zaman, özellikle seçim zamanlarında dile getirdiği bir durumdu. Çünkü her zaman yeni ve sivil bir anayasa özlemimiz vardı. Ama bu gelen teklif içinde yeni ve sivil bir anayasa yok.

OHAL koşullarında oylanacak olan bir anaysa değişikliği bu. Son derecede eşitsiz koşullar altında gideceğiz bu seçime ve bu toplumdaki özlemlerin hiçbirini yansıtmayan bir anayasa paketi olması açısından neden "hayır" dediğimizin altını çizmek önemli. Bizler eskisinden memnun olduğumuz için değil daha iyisini hak ettiğimiz için hayır diyoruz.

"İlk 4 maddenin kalması..."

En önemli kısım, bu anayasanın bir AK Parti ve MHP ittifakının ürünü olmasıdır. Önceki yıllarda yaptığımız tartışmalar ilk dört maddenin değiştirilmesi meselesi iken, şu an bu koalisyonun ilk uzlaştığı nokta ilk dört maddenin kalması.

Hayır cephesinden de bu ilk dört maddenin gardiyanlığını yapanlardan bizim Hayır’ımızı ayırmak çok önemli.

Biz bu barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde, AK Parti'nin etrafında kenetlenen yoksulları ikna edemediğimiz sürece kazanamayız. 7 Haziran seçimlerinde AK Partili yoksulların oy vermek istemedikleri için sandığa gitmediklerini de unutmamak gerek.

16 Nisan'da sonuç ne olursa olsun mücadele sona ermiyor. Bu, uzun soluklu bir mücadele. 17 Nisan günü yaşadığımız sorunların çözülmüş olduğu veya hepten kaybedilmiş bir sabaha uyanmayacağız. Bu sorunlar bu süreçte ortaya çıkmadı ve bu süreçle de çözülmeyecek. Mücadele 17 Nisan'dan sonra da devam edecek."

"Kadınlar daha ilgili"

Biraradayız Buradayız aktivisti Melis Özbakır ise başkanlığın faturası çalışması kapsamında sokaktaki deneyimlerinden bahsetti.

İnsanların bir araya gelmeye ihtiyacının olduğunu, her yerde farklı çevrelerden insanlarla kampanya yürüttüklerini belirten Özbakır, sokakta bildiri dağıtırken insanların konuşmak istediğini gördüğünü aktardı. Kadınların referandumla daha ilgili olduğunu dile getiren Melis Özbakır, "Özellikle muhafazakâr diyebileceğimiz kadınlar, eskiye nazaran daha çok iletişim kurmak ve bu konuyu tartışmak istiyorlar. O yüzden referandum çalışmaları açısından evetin kadınlar için getireceği sonuçlar ve hayırın kadınlar açısından önemi anlatılmalı diye düşünüyorum" dedi.

Özbakır da mücadelenin 17 Nisan sabahı bitmeyeceğini hatırlattı.

"Demokrasi isteyenlerin Hayır'ı"

Kocaeli Barış Platformu'ndan Ömer Faruk Gergerlioğlu, kararsızların oranının yüksek olmasına dikkat çekerek, önümüzdeki iki ay boyunca demokrasinin önemini anlatmamız gerektiğini söyledi.

"Bu seçimi alacağız ama bu seçimi alırken bizim gibi demokrasi isteyenler olarak bizim Hayır’ımızla bu seçimi almış olmalıyız. Çünkü mücadele devam edecek ve biz de bu mücadeleye katkıda bulunmaya devam edeceğiz" diyen Gergerlioğlu, "İnsanlarla tartışırken madde madde değişiklikler üzerine konuşmak ve vicdan sızlatıcı hadiseleri anlatmak lazım. Alternatifi doğru sunmak lazım" dedi.

Kadınlar açısından koşullar zorlaştırılıyor

Feminist avukat Diren Cevahir Şen, AKP'li milletvekillerinin sürekli olarak yaptığı kadın düşmanı açıklamalara dikkat çekerek, kadınların kazanımlarının gasbedildiğini, kürtaj hakkı şu an kanunen var olmasına rağmen fiilen yasak olduğunu belirtti.

Şen, kadınlar açısından var olan koşulları zorlaştıracak adımların atıldığını belirtti.

Şişli'de #HAYIR çağrısı

Toplantı salondan yapılan katkılarla devam etti. Bu bölümde "Evet" diyenlerin kazanılmasının nasıl gerçekleşebileceği üzerine tartışmalar yürütülürken, milliyetçiliğe karşı mücadele vurgusu öne çıktı.

Antikapitalistler'in "Başkanlık değil demokrasi" toplantısında, "HAYIR Şişli" meclisinin 27 Şubat Pazartesi günü saat 19:00'da Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi'nde yapacağı büyük buluşmaya da çağrı yapıldı.

Bültene kayıt ol