Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) son KHK yoluyla yapılan akademisyen ihraçlarına tepki gösterdi.
Açıklama şöyleydi:
"11 Ocak 2016’da 1128 akademisyen tarafından imzalanan “Bu Suça Ortak Olmayacağız!” bildirisi yayımlandığından beri imzacı akademisyenler hedef gösterilme, soruşturma, istifaya zorlanma, ihraç ve yurt dışı yasağı ile baskı altına alınıyor. ÖYP’li iseler güvencesizlik, mobing, kadrolarının bağlı olduğu okullara çağırılma gibi metodlarla cezalandırılıyorlar.
En son 7 Şubat 2017’de yayımlanan 686 No’lu Kanun Hükmünde Kararname ile 330 akademisyen daha ihraç edildi. Sadece Ankara Üniversitesi’nde bir gecede 72 akademisyen işinden oldu. 330 kişinin 115’i ise Barış İçin Akademisyenler bildirisinin imzacısı.
Yayımlanan KHK’lar hedef tahtasına Barış İçin Akademisyenleri oturtmakla birlikte asistanların çalışma koşullarını düzenleyen 50/D’ye karşı mücadele eden akademisyenler de bu KHK’larla işsiz bırakıldı.
1 Eylül’den beri çeşitli aralıklarla yayımlanan KHK’ların hiçbiri ciddi bir mücadeleyi tetiklememişti. Fakat 7 Şubat KHK’sı daha önceki ihraçlar sonrası görülmeyen mücadele rüzgarı estirdi. Bu mücadelede en önemli moment Ankara Üniversitesi’nde #hayırgitmiyoruz sloganı etrafında örgütlenen direniş ve öğrenciler tarafından ilan edilen bir haftalık ders boykotu.
Geçtiğimiz Cuma Ankara Üniversitesi’nde yapılacak etkinliğe karşı devletin sergilediği şiddet, barış ve şiddetsizlik istediği hâlde kriminalize edilmeye çalışan akademisyenlerin kamuoyu nezdinde moral üstünlüğü kazanması ile sonuçlandı. Bu mücadele Marmara, Boğaziçi ve Kocaeli Üniversitesi’nden de destek alıyor ve eylemler yayılıyor. Daha önce öğrencilerin alkışları arasında ofislerini boşaltmak zorunda kalan akademisyenler artık öğrencileri ile kol kola mücadele ediyor.
YÖK’e soruşturma listeleri tebliğ eden, akademisyenlere imzaları çekmeleri için mobing yapmış Erkan İbiş gibi rektörler de mücadelenin hedef tahtasına konuluyor.
İhraç edilen akademisyenler emek verdikleri işyerlerine sahip çıkarken bir yandan da Ankara’nın çeşitli parklarına yayılan sokak akademileri, muhalif bilginin sokakla birleştiği kesişimler yaratmaya devam ediyor.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde araştırma görevlisi olan üyemiz Can Irmak Özinanır ve aynı fakültede ÖYP kadrosunda asistan olarak çalışmış üyemiz Merve Diltemiz Mol, lisans dönemlerinden beri neoliberalizm, savaş, darbe, homofobi, ırkçılık ve cinsiyetçilik karşıtı politik duruşlarını bulundukları her platformda dile getirmiş yoldaşlarımızdır. “Bu Suça Ortak Olmayacağız!” bildirisine imza attıkları için 7 Şubat KHK’sı ile ihraç edilmişlerdir.
Öğretim Elemanı Yetiştirme Programı kadrosunda olan yoldaşımız Merve Diltemiz Mol, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasından 1 Eylül’de verilen YÖK kararıyla doktoraya devam etmeye uygun görülmemiş ve değişen ÖYP kanunu ile henüz lisans düzeyinde bile bölüme sahip olmayan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’ne geri yollanarak mobinge maruz bırakılmış ve son KHK ile ihraç edilmiştir. Can Irmak Özinanır ise 15 Temmuz sonrasında 8 Eylül’de kendisine tebliğ edilen bir kararla önce 3 ay sonrasında ise belirli bir süre belirtilmeksizin uzaklaştırma cezası almış ve son KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir.
Yoldaşlarımız yüzlerce akademisyenin kaderini paylaşırken Ankara Üniversitesi’nde büyüyen direnişin içinde yer alarak bize de mücadele azmi aşılamaktadırlar. Kampüslere hep birlikte tekrar girene kadar Can Irmak Özinanır ve Merve Diltemiz Mol’ün yanındayız. Onların direnişinden öğreniyoruz, mücadelelerini selamlıyoruz! Barış istediği için ya da muhalif siyasi görüşlerinden dolayı ihraç edilen, soruşturmaya maruz kalan tüm akademisyen ve eğitim emekçilerinin mücadelesini daha yaygın bir mücadelesinin parçası haline getirmek siyasetimizin görevidir, bunu inşa etmeye devam ediyoruz!
OHAL’e, Savaşa, KHK’lara Hayır! Hayır Gitmiyoruz! Hocama, yoldaşıma dokunma!"