Ankara'da Yaşam İçin Ses Ver toplantısı: “Ölüm değil çözüm, çatışma değil müzakere”

30.10.2016 - 07:40
Haberi paylaş

Bir barış kampanyası olan Yaşam İçin Ses Ver, dün Ankara’da Fatma Bostan Ünsal ve Ferhat Kentel’in konuşmacı olduğu bir toplantı düzenledi.

Siyaset Bilimi profesörü olan Fatma Bostan Ünsal, OHAL sonrasında çıkan KHK ile Muş Alparslan Üniversitesi’ndeki görevinden atılmıştı. Savaş politikalarını eleştirdiği için FETÖ ile ilişkilendirilen Fatma Ünsal, konuşmasının büyük bölümünü kadınların barış sürecinde aldığı role ayırdı. Güney Afrika, Liberya ve Kuzey İrlanda’daki barış süreçlerinde kadınların başlattığı inisiyatif, koalisyon ve kampanyaların barış sürecinde yeni bir dil yaratmak için ne kadar hayati olduğundan bahsetti.

Barış dilinin kurulması

Nobel Barış Ödülü almış Liberyalı kadın aktivistlerin metotları ve Kuzey İrlanda’da Kadın Koalisyon Partisi’nin aldığı rolü aktaran Fatma Bostan Ünsal, Türkiye’de de böyle bir dilin kurulması gerektiğini, 2013’ten 2015’e kadar süren çözüm sürecinde kadınların bu şekilde devreye girmesi gerektiğini vurguladı. Barış mücadelesinin siyasi bir mücadele olduğunu, yaptığımız toplantıların da kamusal alanda sivil inisiyatifleri güçlendirmek için yapılan ve siyaseti belirleyen kampanyalar olduğunu söyledi. Bunu büyütmenin siyasi bir anlamı olduğunun altını çizdi.

Savaş süreci "yurt" kavramını sorunsallaştırıyor

İstanbul Şehir Üniversitesi Sosyoloji bölümünde profesör olan Ferhat Kentel ise savaşın ve barışın kimi duyguların sosyolojik sonuçlarıyla belirlenen süreçler olduğunun altını çizdi. Kibir, kahır, tevazu ve huzursuzluk gibi hislerin toplumsal tarihte sosyolojik birtakım sonuçlar doğurduğunu söyledi. Anadolu tarihinde sürekli gördüğümüz kurulma ve yıkılma süreçlerinin toplumsal değerlerle değersizlikleri iç içe geçirdiğini ifade etti. 20. yüzyılın başında kurulan şeyin, bir şeyleri yerleştirirken bir sürü unsuru da yerinden ettiğini anlattı. Savaş sürecinin insanlarda yarattığı huzursuzluğun “yurt” kavramını sorunsallaştırdığını ve bütün yurttaşlar için eşitlik ve huzur vadeden iktidar söylemini sarstığını vurguladı.

Ezilenlerin ortak değerlerini görmemizi engelleyecek sınırlar

Yurt denilen şeyin her bireyin sadece oturduğu mekana gönderme yapmadığını, mekanla kurduğu tarihsel ve duygusal ilişkiye yüklediği anlama da gönderme yaptığını söyleyen Kentel, bu anlamda savaş dönemlerinin zihnimizdeki bu anlam haritasını da sarstığını söyledi. Devlet denilen kurumun aslında güç ilişkilerinin bir sonucu olduğunu anlatan Ferhat Kentel, sınırlarımızı sorgulamamız gerektiğini ve biz ve ötekini ayıran çizgileri sınırların dışına çıkarak aşmamız gerektiğini söyledi. Bugün iktidar tarafından oryantalizm karşıtlığı gibi dile getirilen yeni otantik sınır söyleminin, tüm dünya ezilenlerinin ortak değerlerini görmemizi engelleyecek sınırlar inşa etmemesi gerektiğini anlattı. Kibire karşı tevazudan, diğergamlıktan ve öteki olarak kodlananla hemhal olmaktan geçtiğini söyleyen Kentel, Yaşam İçin Ses Ver gibi yerlerde barışın dilini yeniden aramamız ve siyasalı gündelik olandan da süzerek inşa etmemiz gerektiğini vurguladı.

Barış kampanyasını büyütmek

Salondan yapılan katkılarda bu kampanyanın nasıl büyütüleceğine dair sorular soruldu. Çözüm sürecinda barışa desteğin %80’lerin üzerinde olduğunu ve bir yıllık savaş sürecinde bu desteğin ‘yerli ve milli koalisyonuna’ destek devşirmek için militarist bir söylemle buharlaştırılmaya çalışıldığı söylendi. “Analar ağlamasın”, “Gerekirse Dersim için özür dileriz” diyen bir siyasi söylemden bugüne gelindiğini ve 15 Temmuz darbe girişimini engelleyenlerin kahramanlıklarının milliyetçi bir söylemle manipüle edildiğinin altı çizildi. Solun çözüm sürecinde çözümü eleştiren ama savaş sürecinde ise barış vurgusu yapan anlayışının da sıkıntılı olduğunun altı çizildi ve yapay kutuplaşmalarla karşıt sosyolojik öbekler yerine kültüel karşıtlığa dayanmayan bir barış kampanyasının gerekli olduğu vurgulandı. Salih Çetin’in kolaylaştırdığı panel, Çetin’in kampanyaya destek çağrısıyla bitti.

13 Mart’ta yapılmış ağaca beyaz tülbent bağlama eylemi ve Kızılay patlamasından sonra yapılan Ulus meydanında güvercinlere yem verme eylemi gibi etkinleri anlatan Çetin, ölüme karşı yaşamı savunmak isteyen herkesi kampanyaya destek vermeye davet etti. 

Bültene kayıt ol