HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs, cezaevinden gönderdiği mektubunda, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili açıklamalar yaptı. Hakkında verilen ifadenin kendisine hiç sorulmadığını belirten Altınörs, gözaltında iken bir polisle arasında geçtiğini ifade ettiği bir diyaloğu da aktardı.
HDP Genel Merkezi’nden basına gönderilen açıklamada bir süre önce tutuklanan HDP Eşbaşkanı Alp Altınörs’ün cezaevinden gönderdiği mektubuna yer verildi. Mektubunda Ankara katliamında yaşamını yitiren Zakir Karabulut’un cenazesinde HDP adına yaptığı bir konuşma nedeniyle hedef alındığını söyleyen Altınörs, “Anadolu Ajansı’nın ben gözaltındayken hakkımda yaptığı polis-savcılık kaynaklı haberde açıkça görüldüğü üzere, bir kumpas ile karşı karşıyayım. Fethullah Gülen Cemaati polisten tasfiye edildi, ama yöntemleri ve zihniyeti hâlâ yürürlükte. Ben gözaltında 5 gün avukatımla dahi görüşemezken, hakkımda iftirada bulunan bir şahsın sözleri devletin ajansı aracılığıyla yayılıyor!” dedi.
Söz konusu haberde yer alan ifadelerin emniyet, savcılık ya da hakim karşısında kendisine gösterilmediğini belirten Altınörs, “Şahsın ismi de söyledikleri de bizden gizlendi. Ne zaman verildiği ve kim tarafından verildiği “meçhul” bir ifadenin uydurma suçlamalarını çürütme zorunluluğuyla karşı karşıya kaldık. Çürüttük de, zira Bitlis’e gelişim ve oradan ayrılışım belgeliydi. Ama buna rağmen sonuç değişmedi. Zira karşımızda iktidarın önünde cüppesini ilikleyen bir yargı pratiği vardı ve belli ki, ’emir büyük yerden’ gelmişti” diye yazdı.
Altınörs, Zakir Karabulut’un bazı arkadaşlarına gözaltında “pişmanlık, itirafçılık” dayatıldığını, Tokat Barosu’ndan bu gençler için atanan kimi avukatların da gençleri savunmak yerine bu dayatmalarına ortak olduklarını savundu. “Gençler okuldan atılmakla, gelecekleri karartılmakla, öğretmen yapılmamakla, cezaevlerinde çürütülmekle tehdit edilmiş. Özellikle benim üzerime yalan beyanda bulunmaya zorlanmışlar. Bulunmayı reddedenlerin pek çoğu tutuklanmış. Anadolu Ajansı’nın yaydığı iftiracının ifadesi de herhalde bu koşullar altında alınmış” diyen Altınörs, “Operasyonda Zakir Karabulut’un manevi şahsiyetiyle mücadele edildiğine de şahit olduk. Tokat HDP İl Saymanı iken barış şehidi olan canımız Zakir’i, ölümünün ardından hâlâ kriminalize etmeye çalışıyorlar. Sağ iken hakkında hiçbir soruşturma olmayan Zakir’i mezarında bile rahat bırakmıyorlar. IŞİD eliyle katledilen bu yiğit gencin sahiplenilmesini, onun cenaze törenini tam bir hazımsızlıkla karşılıyorlar. Barış şehidimiz Zakir Karabulut’u sahiplenmekten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Alp Altınörs mektubunu şöyle bitirdi: “Beni gözaltına alan polislerden birisinin söylediğine göre; ‘Tipim fazla Türk’ imiş. ‘Bu tiple ne işim varmış HDP’de?!’ Sanırım bu zor süreçte Kürt halkı ile omuz omuza durmanın bedelini ödetiyorlar. Türk ve Kürt halklarının ortak demokratik mücadelesini dağıtmak her zamanki gibi özel hedefleri. O polise yanıt olarak söylediğim gibi; ‘Türküm, demokratım, HDP’liyim’. Biz sosyalistler, demokratlar, ekolojistler, emekten, kadından yana mücadele verenler; bütün sol renkleriyle Türk halkı, faşizmin karşısında HDP ile birlikte olmaya devam edecek.”
(Gazete Duvar)