Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Ankara Üniversitesi'nde OHAL uygulamaları kapsamında üç ay süreliğine görevinden uzaklaştırılan üyesi Can Irmak Özinanır'a yöneltilen suçlamalarla ilgili bir açıklama yayımladı.
Açıklama şöyleydi:
"Hükümet, olağanüstü hâl uygulamalarını darbecilere karşı olmaktan çıkardı, “yerli ve milli” olmayan, devletin politikalarına onay vermeyen herkese karşı kullanmaya başladı.
DSİP üyesi, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim elemanlarından Can Irmak Özinanır, üç ay süreyle görevinden uzaklaştırıldı.
Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) tarafından üniversite yönetimine gönderilen tebligatta, yoldaşımız ne olduğu belirsiz bir “Terör Örgütü işbirlikçiliği” ile suçlanıyor, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından “terör örgütünü destekler mahiyette” yazılar yazdığı iddia ediliyor, kim olduğu belirtilmediği hâlde “söz konusu terör örgütünün etkin olduğu yıllarda da” aynısını yaptığı ve bu yazıların “bazı gazetelerin ve internet sitelerinin arşivlerinde mevcut olduğu” söyleniyor.
Ne ulaşıldığı iddia edilen “bu iddiaları doğrulayıcı nitelikte kısmi bilgiler” sunuluyor, ne de desteklenen “terör örgütünün” kim olduğu belirtiliyor.
“İhtiyati tedbir” olarak rektörlüğe görevden uzaklaştırma kararının tebliğ edildiği metnin başında, bu uygulamanın OHAL kapsamında “Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması veya diğer terör örgütlerine karşı” yapıldığı deklare ediliyor.
Tüm bu iddiaları reddediyoruz! Tebligat bütünüyle hukuk dışıdır.
Türkiye işçi sınıfının mücadele ederek püskürttüğü darbe girişiminden sonra OHAL uygulamaları öyle bir boyuta vardı ki, hükümet de bu hukuk dışılığı kabul ederek “mağduriyet merkezleri” açma kararı aldı.
Can Irmak Özinanır, DSİP’in faaliyetleri doğrultusunda ırkçılığa, savaşa, sömürüye ve askeri darbelere karşı yıllardır mücadele etmektedir.
Yoldaşımız, ilk andan itibaren 15 Temmuz darbecileri karşısında ikirciksiz tutum almış bir sosyalisttir. Darbe girişimi sonrası yazdığı tek yazıda, Sosyalist İşçi gazetesinde, Mısır’da 2013 yılında gerçekleşen askeri darbenin derslerinden yola çıkarak 15 Temmuz’a soldaki farklı bakış açılarını tartışmıştır. Bu metni ancak Mısır’ın askeri diktatörlüğü “terör örgütü destekçiliği” olarak suçlayabilir.
Barıştan, eşitlikten, adaletten ve özgürlükten yana olmak suç değildir.
15 Temmuz benzeri darbe girişimlerini önlemenin yolu, OHAL uygulamalarıyla binlerce kişiyi işinden atmak değil, siyasal demokrasinin sınırlarının genişlemesini sağlamaktır.
DSİP Merkez Komitesi
10.09.2016"