PKK, Kürt sorununda gelinen aşamayı ve bundan sonraki süreci değerlendirdiği bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Kürt sorununun çözümü için devletin adım atması gerektiği ve adım atılması hâlinde bir ayda barışın geleceği belirtildi.
Açıklamada, Kürt sorununun araçsallaştırma ve oylama konusu yapılmaktan çıkarılması hâlinde Türkiye'deki halklarla kardeşlik içinde çözüm özleminin gerçekleştirileceği ifade edildi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, PKK'nin açıklamasını İmralı Heyeti olarak tarihi bir fırsat olarak değerlendirdiklerini belirterek, tüm kesimlere ‘gerekli sorumlulukları’ alma çağrısı yaptı. Baluken, İmralı Heyeti’nin ‘çözüm sürecinin yeniden başlama umudu’na ilişkin görüşlerini pazartesi günü yapacakları basın açıklamasıyla aktaracaklarını da belirtti.
Açıklamada, dış güçlerin darbe mekanizmasını harekete geçirilmesi için AKP’nin Kürt sorununa ilişkin savaş politikalarını sürdürmesine göz yumduğu da ileri sürüldü.
PKK açıklamasının ilgili bölümü şöyleydi:
“Türk devleti ve AKP Hükümetinin bir çözüm politikası geliştirmesi halinde, Kürt sorunu bir ay gibi kısa bir sürede çözülür ve Türkiye'ye barış gelir. Özgürlük Hareketi olarak, tercihimiz demokratik siyasal çözümden yanadır. Bu konuda her türlü fedakarlığı göstereceğimiz de açıktır. Ancak bunun için ateşkesler ve çatışmasızlıkları araçsallaştırılmayacağını ortaya koyan bir devlet ve hükümet tutumu gerekmektedir. Artık hiç kimse Kürt sorunu, ateşkes, çatışmasızlık ve görüşmeler araçsallaştırılmaktan çıkarılmadığı takdirde, Kürt Özgürlük Hareketi'nden ateşkes ve çatışmasızlık beklememelidir.
“Mevcut durumda AKP iktidarı Kürt sorununun çözümü konusunda gerekli iradeye sahip olduğunu ve çözüm için adım atacağını Türkiye halklarına taahhüt etmeden, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme konusunda beklentilere girmek, halklarımızı aldatmaktan başka anlama gelmeyecektir.
“Üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazırız”
“AKP iktidarının Kürt sorununun çözümü konusunda gerekli iradeye sahip olduğunu ortaya koyması ve çözüm için adım atacağını Türkiye halklarına taahhüt etmesi, HDP'nin de içinde olduğu bir Meclis Heyeti’nin önderliğimizle görüşerek çözüm müzakerelerini hemen başlatma kararını alması ve Abdullah Öcalan’ın bu süreçte kendi örgütü dahil, parlamento içi ve dışındaki tüm siyasi partiler, Aleviler başta olmak üzere demokratikleşme ve kendi sorunlarının çözümü konusunda görüşü olan topluluklar, sivil toplum örgütleri ve aydınlarla görüşmesine imkan yaratacağını ortaya koyması halinde, Özgürlük Hareketi olarak biz de atılacak adımlar ve karşılıklı taahhütler çerçevesinde üzerimize düşen sorumlulukları her bakımdan yerine getirmeye hazırız.
"Bunlar ne dayatma ne de koşul ileri sürmedir; şimdiye kadar Kürt sorununun çözümüyle ilgili konuları araçsallaştırma politikasının halklarımıza verdirdiği büyük kayıplar ve acılar karşısında, bir kez daha bu duruma düşmemek için bu tür sorunların çözümünde atılması gereken adımlardır.
"Soykırımdan vazgeçilirse biz de adım atarız"
“Kürt sorununu araçsallaştırma ve oylama konusu olmaktan çıkaracak bir yaklaşım açıkça ortaya konulursa, bizim de Özgürlük Hareketi olarak çözümü kolaylaştıracak adımlarla birlikte, Türkiye halklarıyla kardeşçe yaşanacak bir çözümün en büyük savunucusu ve pratikleştiricisi olacağımız açıktır. Böylece onlarca yıllık mücadelemizin amacı olan Türkiye halklarıyla kardeşlik içinde çözüm özlemi de gerçekleştirilmiş olacaktır.”
Açıklamanın ‘Abdullah Öcalan’a tecrit’ kısmında ise 15 Temmuz’daki darbe girişimine de değinilerek şu ifadeler yer aldı:
"Dolmabahçe Mutabakatının reddedilmesi, 5 Nisan'dan bu yana Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecrit uygulamasına geçilmesi, 7 Haziran seçim sonuçlarının yok sayılması ve 24 Temmuz'da topyekun savaş saldırısının başlatılması, darbe mekaniği için zemin oluşturup harekete geçiren temel politika ve süreçlerdir. 7 Haziran seçim sonuçlarından sonra dış güçlerin AKP'nin savaş politikasına destek vermelerinin nedeninin bu darbe mekaniğinin harekete geçirilmesiyle bağlantılı olduğu şimdi çok daha iyi anlaşılmaktadır. Dış güçler, AKP iktidarının tüm Kürt şehirlerini yakıp yıkmasına ve yüzlerce sivili katletmesine bu nedenle göz yummuşlardır. Bu çatışma ortamında hem AKP'nin, hem de PKK'nin yıpratılması temelinde darbe mekaniğinin daha çabuk sonuç alacağı hesaplanmıştır.”