İzmir’de darbe karşıtı forum: “Darbe durduruldu, şimdi barış zamanı”

17.08.2016 - 10:34
Haberi paylaş

15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonraki süreci değerlendirmek ve hep birlikte konuşarak bir politik rota belirlemek isteyen aktivistler, dün İzmir'de Alsancak Karakedi Kültür Merkezi'nde düzenlenen darbe karşıtı forumda bir araya geldi.

Toplantıda DSİP üyesi Z. Soner Dinçsoy, Mazlum-Der GYK üyesi Mehmet Arif Koçer ve Yaşam için Ses Ver kampanyası aktivisti Salih Çetin konuşmacıydı.

İlk olarak konuşan Soner Dinçsoy şunları söyledi:

“Her şeyden önce 15 Temmuz’un hiçbir şekilde sulandırılmaya gelmeyecek vahşi bir darbe girişimi olduğunu unutmamak gerekiyor. Generallerin %40’ı, diğer subayların da yine benzeri bir oranı bu darbenin bir şekilde içindeler. Yani gerçek, TSK’nın “katılım %1.5’tu” açıklamasından çok farklı. Ayrıca 15 Temmuz’da darbeye yeltenen subayların hepsinin yalnızca bir gruba mensup olduğunu söylemek, Türkiye siyasi tarihiyle birlikte düşününce pek olası görünmüyor. Hükümet sanki böyleymiş gibi bir çizgiden devam ediyor ve neredeyse ordunun darbelerle dolu geçmişini aklıyor, generaller kamusal alanlarda “ordu millet el ele” -ki bu 27 Mayıs darbesinin sembol sloganlarından- alkışlarıyla karşılanıyor, bu darbe karşıtı hareket için çok tehlikeli bir durum.”

"Savaş iklimi darbe doğurdu"

Dinçsoy ayrıca şunları belirtti:

“Sokakta çok ciddi bir direniş gösterilerek darbenin önlenmesi, Türkiye siyasi tarihinde ilk kez olan bir şey ve bu hepimiz için önemli bir politik kazanım. Darbeyi durduran insanlara çeşitli ön yargılardan beslenen farklı yakıştırmalar yapmak, yani politik durumun yanlış teşhisi siyasi pozisyon almayı güçleştiriyor. Darbeyi durduran kitle, siyasi tarihe altın harflerle geçecek çok önemli bir iş yapmıştır. Şunu unutmamak lazım, Kürt illerinde Temmuz 2015’ten bu yana devam eden savaş durumu ve askerlerin siyasal alanı hükümetin onayıyla domine etmeleri, askerlere moral kaynağı oldu ve böylece asker siyasete müdahale edebilme kudretini kendinde gördü. Savaş iklimi darbe doğurdu. Bunun için darbelerin önüne geçebilmenin en temel sacayaklarından biri Kürt sorununda barışçıl ve demokratik bir çözümdür. Darbe durduruldu, şimdi barışın zamanıdır…” 

"Darbe kitlelerin direnişiyle yenildi"

İkinci olarak Arif Koçer konuşmasını yaptı. Konuşmadan satırbaşları şöyleydi:

“15 Temmuz ordu kalkışması pek çok soru işaretini de taşıyor, enişteden haber almak bunların başında geliyor mesela. Ama bu detay bir konu, ana vurgu darbecilerin kitlelerin direnişini hesaba katamamaları oldu, darbe bu direnişle geri çekildi. Şimdi buradan toplumsal barışa dönük bir çalışmanın içinde olmak bizim görevimiz. EMASYA benzeri protokoller ile kolluk kuvvetin güçlendirilmesi ve hatta askerlerin yargılanmalarının izne bağlı olması kabul edilebilir noktalar değildir. Buna benzer zırhlarla ordu kendini hakim bir grup olarak görüyor ve neredeyse her 10 yılda bir siyasete müdahale ediyor. Burada dönen ekonomik yapıyı da unutmamak lazım. Ordunun bu yapısını değiştirmek gerekiyor, ordu sivil iradenin denetimi altında olmalıdır, ancak denetime açık şeffaf bir yapıda cuntalar, çeteleşmeler önlenebilir. Denetimlerden muaf, son derece otoriter bir siyasi yapı içerisinde maalesef ki darbe tehditleri güncel olarak kalır. Demokratikleşme ve barışçıl bir siyaset darbe tehdidini ortadan kaldırır. Bunun içindir ki toplumsal barışın tesis edilmesi için bir şeyler yapmalıyız.”

"HDP'nin dışlanması çok yanlış"

Üçüncü ve son konuşmacı ise Yaşam için Ses Ver aktivisti Salih Çetin’di. Çetin şunları söyledi:

“15 Temmuz gecesinin doğrudan tanıkları arasındayım ve pek çok tanıklığım var. Darbeye Cebeci-Kızılay arasında yakalandık, bir anda herkesin bankamatiklere giderek paralarını çekmesi dikkat çekici bir sahne olarak aklımda. Kızılay’a doğru yürürken farklı gruplarla birlikteydik, Kızılay’a vardığımızda ise biraz daha çevrelerden gelen orta-alt sosyoekonomik grubun üyesi olduğu belli olan insanlar vardı. Üzerimizde jetler uçuyor, tam karşımızdan ise iki şeridi birden kapatan devasa bir askeri araç geçti. Binlerce insan var, durur diye tahmin ederken, hiç acımadan insanların üzerinden geçti, bu da unutulmaz bir andı benim için. Sabaha karşı 04.30’a kadar alandaydık ve kitle her an artıyordu. Darbenin bastırılmasından sonraki süreçte HDP’nin dışlanması çok yanlıştı, darbeyi durduran kitleler arasında elbette ki Kürtler de vardı. Darbenin durdurulmasından sonra yapılan bu darbe karşıtı forumlar da çok önemli, geçen haftalarda İstanbul’da yapılan forumun şimdi İzmir ayağının da düzenlenmesinden dolayı mutluyum. Birlikte konuşmak, tartışmak, darbe karşıtı hareketten barış temalı forumlara evrilmek çok önemli. Barış istiyoruz sesini yükseltmek temel işimiz şu an.”

Bültene kayıt ol