Hayalinizdeki Türkiye bu muydu?

20.06.2016 - 12:01
Haberi paylaş

Bir Türkiye düşünün ki...

Mesela bir grup faşist, LGBT Onur Yürüyüşü’nü önlemek için ne gerekiyorsa yapacakları tehdidini savuruyorlar ve İstanbul Valisi onlara karşı cephe alacağı yerde boyun eğip “güvenlik sorunları nedeniyle” yürüyüşü yasaklıyor...

Mesela bir plâkçı dükkânında kendi halinde müzik dinleyip bira içenlere bir güruh saldırıyor ve akabinde Belediye Başkanı “provokasyon”dan bahseden bir tweet atıyor...

Mesela Cumhurbaşkanı mı, Padişah mı olduğuna kendi de karar veremeyen bir lider, memleket çapında milyonlarca insanın sokaklara dökülüp protesto ettiği Topçu Kışlası inşaatini tekrar gündeme getiriyor, halk ne derse desin, “yapacağız” diye meydan okuyor...

Mesela aynı saygıdeğer şahıs Türkiye’de diktatörlük oynamakla yetinmiyor, Almanya’da, Amerika’da söz geçirmeye çalışıyor, ünlü bir boksörün cenazesini basıp kendine göre yönlendirmek istiyor, izin verilmeyince de küsüp gidiyor...

Mesela Başbakan “seçilen” şahıs, ilk görevlerinin “fiili” durumu kanunlaştırmak olduğunu söylüyor, ama kanun dışı olan bir fiili duruma itiraz etmek aklına gelmiyor...

Mesela yerini aldığı eski Başbakan, Cumhurbaşkanı’nın emirlerine sadece %98 itaat ettiği, yani %2 de kendi görüşünü dayatmaya çalıştığı için resmen kovuluyor, başını dik tutup Mirabeau’nun 1789’de ettiği ölümsüz sözleri (“Buraya halkın iradesiyle geldik ve ancak süngü zoruyla gideceğiz!”) tekrarlayacağına istifa edip meydanı %2 bağımsızlığı bile olmayan birine bırakıveriyor...

Mesela Cumhurbaşkanı’nın baş danışmanı “Bu ülkede zaten lider var, siyaset yapıyor. Başka kimsenin de siyaset yapmasına ihtiyaç yok” diyerek demokrasinin bittiğini, tekadamcılığın yerleştiğini ilân ediyor...

Mesela yeni inşa edilen Cumhurbaşkanlığı binası adını iktidar partisinin adından alıyor...

Böyle bir Türkiye var, ve biz içinde yaşıyoruz ister istemez.

Benim merak edip AKP’yi destekleyenlere sormak istediğim şu: “Hayalinizdeki Türkiye bu muydu?”

CHP’nin 66 sene önce tarihin çöp yığınını boylayan tek parti rejimini bir başka tek parti rejimiyle ikame etmek miydi istediğiniz?

Lâikçilerin onyıllar boyunca gasp ettiği özgürlüklerinizi kazanmak uğruna diğer özgürlüklerinizden feragat etmek miydi istediğiniz?

En ufak eleştirinin “hakaret” olarak yorumlanıp cezalandırıldığı bir ülkede mi yaşamak istiyordunuz?

Cumhurbaşkanı’nın hemfikir olmadığı insanların kanını sorguladığı bir ortam mıydı özlediğiniz?

Aynı saygıdeğer şahsın yatak odanıza kadar girdiği, kaç çocuk yapmanız gerektiğine, doğum kontrolü uygulayıp uygulamadığınıza dair fikir yürüttüğü bir ülkede yaşıyor olmaktan memnun musunuz?

Barış açılımının terk edilmesiyle hızla 1990’ların kanlı terör ortamına dönüldüğü bir Türkiye hoşunuza gidiyor mu?

FETÖ diye olmayan bir terör örgünün icad edilmesiyle gazetelerin, şirketlerin gasp edilmesi, bütün muhalif seslerin susturulması, bağımsız kaynaklardan bilgi edinmenin imkânsızlaşması... Bu muydu istediğiniz?

Bir bildiriye imza attıkları için çocuklarınızı eğitmek uğruna canla başla çalışan hocaların hedef gösterilmesi, üniversitelerden uzaklaştırılması, akademik ortamda terör yelleri estirilmesi miydi istediğiniz?

Devlet büyüklerinin suç işlediği iddialarının kanuna uygun olarak soruşturulması, masum olanların aklanması, suçlu olanların mahkûm edilmesi yerine, hakim ve savcıların ülkenin dört bir yanına sürüldüğü, buna karşılık bir gazeteyi basıp taşlayan kişinin hükümette yer aldığı bir Türkiye...

Turizmin %40 azaldığı, ancak kendi ülkeleri bizimkinden daha berbat durumda olanların zahmet edip ziyaret ettiği bir Türkiye...

Silah kaçakçılığını haber yapan gazetecilerin mahkûm edildiği bir Türkiye...

Bütün komşularıyla, Avrupa ile, Rusya ile, Amerika ile kavgalı bir Türkiye...

Kendi şehirlerini topa tutan, harabeye çeviren, Saraybosna’yı, Beyrut’u aratan bir Türkiye...

Muhalif milletvekillerini tasfiye etmek için dokunulmazlığın kaldırıldığı bir Türkiye...

...

Kendi payıma ben bu gelişmeleri dehşetle izliyor, on yıl önceki AKP ile şimdikini karşılaştırdıkça serseme dönüyor, yarın öbür gün gelecek olanları korkuyla bekliyorum.

Ya siz, AKP seçmenleri? Ya siz, Sabah’ta, Yeni Safak’ta, SETA’da propaganda metinleri düzenler? Fahrettin Hoca? Burhanettin Hoca? Vardığımız nokta hayallerinizdeki Türkiye mi?

Bırakın hayallerinizdeki Türkiye’yi, ehven-i şer bile diyebilecek misiniz bu Türkiye’ye?

Özgürlük bu kadar mı değersiz sizin için? Ataları “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ‘Ah vatanım!’ demiş” diyen bir milletin insanları, “trenlerin vaktinde kalktığı” bir Türkiye’yi yeterli bulacak mısınız?

Yazıklar olsun. Dört beş yılda memeketi nereden nereye getirdiniz...

İrvin Cemil Schick

Bültene kayıt ol