Onur Yürüyüşü için imza kampanyası: “Nefret kusanlara inat sesimizi yükseltelim”

Müslüman Anadolu Gençliği ve Alperen Ocakları tarafından hedef gösterilen LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün güven içinde gerçekleştirilebilmesini talep etmek için imza kampanyası başlatıldı.

LGBTİ Onur Yürüyüşü 12 yıldır gerçekleştiriliyor. Yıllardır kitlesel ve barışçıl olarak gerçekleştirilen yürüyüş, geçtiğimiz sene polis saldırısıyla karşılaşmıştı. Ancak barikat aşılmış ve İstiklal Caddesi'nde eylem yapılmıştı.

Bu sene ise önce Müslüman Anadolu Gençliği, daha sonra ise Alperen Ocakları tarafından Onur Yürüyüşü engellenmekle tehdit edildi.

Bu çağrılarla Onur Yürüyüşü adım adım hedef hâline getirilirken, 24’üncü LGBTİ+ Onur Haftası’nın internet sitesinde, İstanbul Valiliği’ne yürüyüşün bundan önceki yıllarda olduğu gibi güven içinde yapılması için çağrı yapılan bir imza kampanyası yayınlandı.

İmza kampanyasının tam metninde, şu ifadeler yer aldı:

“14’üncü İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün güvenle gerçekleştirilmesi için imzacıyız

Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak anayasal demokratik bir haktır ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası uyarınca izne tabi değildir. Bu hakka dayanarak, 2003 yılından beri her yıl Haziran ayının son Pazar günü, İstiklal Caddesi’nde İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü gerçekleştirilmektedir.Bilindiği üzere, 2015 yılının Haziran ayında düzenlenmek istenen İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Valilik tarafından “bazı grupların yürüyüşe tepki gösterebilecekleri” ve “provokasyona açık olması” sebebiyle engellendi. 100 bin kişinin katılımı beklenen etkinliği engelleyen polis, yürüyüş için toplananlara biber gazı, plastik mermi ve tazyikli suyla saldırdı ve bu saldırı çok sayıda kişinin yaralanmasına neden oldu. Bu esnada çekilen görüntüler dünyada büyük tepkiye yol açtı.

Bu tarihten başlayarak, yıl boyunca farklı zamanlarda düzenlenmek istenen İzmir, Ankara ve Gaziantep’teki LGBTİ+ yürüyüşleri de çeşitli gerekçelerle engellenmeye devam edildi.

Anayasa, bilinçli olarak cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini koruma altına almamakta, bu yaklaşımın sonucu olarak biz LGBTİ+ bireylerin; başta yaşam hakkı olmak üzere, barınma, eğitim, sağlık ve çalışma gibi en temel hakları sistematik olarak ihlal edilmektedir. Varoluşumuz ve aşklarımız roman veya dizilerde anlatılmamakta, bedenlerimiz sağlık hizmetlerinin ötesine sürülmekte, derneklerimiz kapatılmakta, nefret cinayetlerine kurban giderken ana akım medyada yer dahi bulamamaktayız.

Böyle bir çerçevede, biz LGBTİ+ bireyler için yaşadığımız şehirlerin merkezlerinde açık kimliklerimizle yürüyüş yapabilmek hayati bir önem taşımakta ve varoluşlarımızı kutlamak, sesimizi duyurmak ve eşit hak taleplerimizi ifade etmek için yapageldiğimiz en önemli etkinliklerden biri haline gelmektedir. Anayasal hakkımız olan ve tüm dünyada geleneksel hale gelen Onur Yürüyüşünün engellenmesi ise hayatları boyunca kendilerinden görünmez olmaları istenen biz LGBTİ+ bireylerin uğradığı sansür ve baskıyı arttırmaktan başka bir şey değildir.

Onurlu bir yaşam sürdürmek insan haklarına dayalı demokratik bir toplumda her bireyin hakkıdır. Barış içinde bir arada ve huzurla yaşayabileceğimiz bir ortamı tesis etmekle sorumlu olan başta İstanbul Valiliği olmak üzere tüm ilgili devlet aygıtlarını, anayasal hakkımızı güvenle kullanmamız ve İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün önceki yıllardaki gibi tüm renkleriyle gerçekleştirebilmesi için göreve çağırıyoruz.”

İmza kampanyasına buradan ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar