Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin katledilmesinin üzerinden 6 aya yakın zaman geçmesine rağmen soruşturma dosyasında tek bir şüpheli bile yer almazken, cinayeti aydınlatabilecek delillerin birçoğu ise kaybedildi. Skandallarla dolu olan dosyaya bilirkişi raporunun da konulmasıyla birlikte Elçi cinayeti de 'faili meçhul' dosyaların bulunduğu alana eklendi.
Diyarbakır’ın Sûr ilçesinde Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015 tarihinde katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ile ilgili cinayet zanlısı ya da zanlıları ortaya çıkarılmış değil.
Olayın hemen ardından kameralar karşısına çıkan dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, "Faili meçhul bizim dönemimizde kalmaz kalmayacaktır. Belirtmek isterim ki bu olay mutlak suretle açığa kavuşturulacaktır" demesine rağmen şu ana kadar soruşturma dosyasında tek bir şüpheli yer almadı.
İşlenen cinayetle ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada ise neredeyse hemen her gün yeni bir skandal ortaya çıkıyor.
Heyecandan dolayı kayıttan çıkmış!
Skandallar serisinin belki de en önemlisi olay günü, Emniyet İstihbarat ve Foto Film Şube Müdürlüğü ekiplerince çekilen iki ayrı kamera kaydında, vurulma anına ilişkin 17 saniyelik görüntünün bulunmaması.
Görüntüyü çeken polis, ifadesinde olay anında "heyecandan kayıttan çıktığını" söylerken, dava avukatları kayıtlardan birinin tam silah sesi geldiği anda kesildiğini ve bu durumdan kuşku duyduklarını vurguladı.
42 delil kaybedilmiş...
Cinayetin ardından İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın "Olay yerinde gerekli bütün güvenlik tedbirleri alınmıştır" demesine rağmen, 30 Kasım günü olay yerinde yapılan incelemelerde 83 delil belirlenmiş, ancak yaşanan çatışmalardan kaynaklı sadece 43'ünün toplanabilindiği ileri sürüldü. Bu delillerden 2'sinin de 'kaybedildiği' ortaya çıktı. Olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporda 'kaybedilen' 42 ve 47 numaralı delillere ilişkin ise hiçbir bilgi yer almadı.
Polislerin ifadesi alınmadı
Soruşturma dosyasına gönderilen görevlendirme yazılarında olay günü sivil bir araçta gençleri takip eden İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli 3 polisin Savcılığa isimlerinin verilmediğinden kaynaklı ifadelerinin alınmadığı ve olay günü kullandıkları silahlarının balistik incelemeye gönderilmediği ortaya çıktı.
Daha önce de sokakta bulunan 2 istihbarat polisinin ifadelerinin alınmadığı ortaya çıkmış ve avukatların talebi üzerine "tanık" sıfatıyla ifadeleri alınmıştı.
80 numaralı delil yok edilmiş
Olay yeri incelemesine dair görüntüleri inceleyen dava avukatları, Elçi'nin vurulduğu yerde 80 sayı numarası ile numaralandırılan ve asli delil niteliğindeki bir mermi çekirdeğinin bulunduğu, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Vural Balcı ile TEM Şube Müdürü Ertan Özyiğit'in de bu mermi çekirdeğinin üzerine doğru eğildiklerini gördü. Ancak görüntülerde yer alan bu mermi çekirdeği olay yerinden toplanan deliller arasında yer almadı.
17 dakikalık görüntü 'kayıp'
Dava avukatları, Elçi'nin öldürüldüğü Yenikapı Sokak'ta bulunan PTT şubesinden alınan güvenlik kamerası görüntülerinden 17 dakikalık bölümünün olmadığını gördü. Bunun üzerine harekete geçen avukatlar, savcıya dilekçe vererek, görüntünün akıbetini sordu.
Söz konusu dilekçede "PTT kamera kayıtlarında olay günü saat 11.34 ile 11.51 saatleri arasında 17 dakikalık bir kesintinin mevcut olduğu, bu haliyle görüntü kayıtlarına dışarıdan müdahale edilmiş olabileceği kuşkusu ortaya çıkmaktadır" ifadelerine yer verdi.
Tıbben ve fiziken imkansız!
Soruşturma dosyasındaki skandallar devam ederken, Elçi'nin katledilmesinden 158 gün sonra bilirkişi raporu tamamlandı.
Raporda Elçi'nin hangi silahtan, hangi açıdan, hangi vücut pozisyonu ile vurulduğunun tespitinin tıbben ve fiziken bilinemeyeceği ileri sürüldü. Söz konusu raporun da dava dosyasına eklenmesiyle birlikte Elçi cinayeti de "faili meçhul" dosyaların bulunduğu tozlu raflara itildi.
(DİHA)