Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, dün tutuklu arkadaşları için bir eylem yaptı.
Saat 17:00'de Kuzey Kampüs kapısı önünde toplanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, önce basın açıklaması daha sonra da bir forum düzenledi.
Forumda Boğaziçi Üniversitesi’nden ve diğer üniversitelerden tutuklu öğrencilerin özgürlüğü için yürütülecek kampanyanın detayları konuşuldu. Katılımcılar arasında çok sayıda Boğaziçi Üniversitesi ve diğer üniversitelerden öğrencinin yanı sıra akademisyenler ve okul personelleri de yer aldı.
Yapılan basın açıklaması ise şöyleydi:
"Biz, Boğaziçi'nden öğrenciler, Hakan'dan yalnızca bir kaç ay sonra, yine benzer şaibeli iddialarla tutuklanan arkadaşlarımız Heja ve Jülide için bir araya geldik.
IŞİD gibi katliamcı örgütlere açıktan destek olanlar dışarıda serbestçe dolaşabilirken barışı savunan arkadaşlarımız Jülide ve Heja eş zamanlı bir operasyonla 29 Ocak'ta tutuklandılar. Arkadaşlarımız akademiye yönelen baskı sürecinin devamında hukuka aykırılıklarından değil, muhalifliklerinden tutuklandılar. Ancak bu tutuklamalar zinciri boyunca gözlemlerimiz; bize doğru işleyen bir hukuki soruşturmanın aksine siyasi baskı ve bir güç gösterisiyle karşı karşıya olduğumuzu düşündürüyor.
Her şeyden önce, arkadaşlarımız kendi iradeleriyle, en küçük bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ifade vermeye gitmişken; tutuklanmaları gerekliliğini anlayamıyoruz. Delillerin vasıfsızlığı, her türlü spekülasyona sebep olabilecek netleşmemiş iddialar; bize dosyalarındaki gizliliğin hukuki bir gereklilikten değil usülsüzlükten, gizlenmeye çalışılan bir yetersizlikten kaynaklandığını düşündürüyor.
Herhangi bir hukuki süreçte bunca spekülasyona izin verilmesinin hem yargılanan kişiye hem de çevresine zarar verebilecek pek çok istismara yol açabileceğini düşünüyor; ve bu biçimde bir hukiki işleyişi doğru bulmuyoruz. Arkadaşlarımız eşitsizliğin ve sömürünün olmadığı toplumlar için mücadele ettiler. Barışı, temel hak ve özgürlükleri, emeği ve herkesin kendini ilgilendiren meselede kendi iradesini gösterebilme hakkını savundular. Onların bu savunusu mevcut iktidarın örgütleniş biçimini tartışmaya açtı ve iktidar sahiplerini karşısına aldı. Halbuki bizim bildiğimiz ve iktidarın sahip olduğumuzu iddia ettiği demokrasi sözde bütün anlaşmazlıkları ve hatta zıtlıkları içinde barındırabilmeliydi.
İktidar varlığını sürdürebilmek için işleyişine ve biçimine dair bir tartışma yürütebilecek her odağı bastırmayı seçti. Her türlü muhalif düşünceyi 'terör'le bağdaştırarak hem halkların hem de hukukun önünde özgürlükleri ve özgürlükler için mücadele etmeyi gayrimeşru kılmayı hedefliyor. Sadece Boğaziçi Üniversitesi'nde değiliz her yerdeyiz. Savaşın yükselmesiyle artan "tutuklu öğrenci"liğe karşıyız.
"Öğrencilerin yeri hapishaneler değil; kampüslerdir" diyen herkesi beraber bu duruma son vermek için mücadeleye davet ediyoruz.”
Boğaziçi Üniversitesi'nden öğrenciler