Nikos Uzunoğlu: “6-7 Eylül'le yüzleşme için devlet arşivleri açılmalı”

05.09.2019 - 13:20
Haberi paylaş

İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu (İREF) Başkanı Prof. Nikos Uzunoğlu, 6-7 Eylül'e ilişkin Sosyalist İşçi gazetesinin sorularını yanıtladı.

2015 yılında, 6-7 Eylül'ün 60. yıl dönümünde yapılan röportajı bir kez daha okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.

6-7 Eylül, Türkiye’nin gayrimüslim vatandaşları üzerinde nasıl bir etki yarattı?

Nikos Uzunoğlu: Azınlıklar için beklenmedik bir olaydı. Evvelki tecrübelerin, Varlık Vergisi, 20 kura Nafia Askerleri gibi baskı olaylarının başka niteleği vardı. 6-7 Eylül, Rum toplumu üzerine şok tesiri yaptı. Hiç kimse İstanbul’da bu çapta bir şey beklemiyordu. 1913-14 yıllarında benzer olaylar Batı Anadolu ve Doğu Trakya kasaba ve köylerinde yaşanmıştı ancak bu çapta değildi. 1934’te Yahudi toplumuna Trakya şehirlerinde yapılanlar pek bilinmiyordu. Rum toplumu olaylardan sonra kısa zamanda toparlanabildi. Mağdurlar az çok işyerlerini, evlerini ve daha fazla kilise ve kurumlarını onardılar. Göç edenlerin sayısı tahminen %10’dan azdır.  Bunun aksine, 1964’te sınır dışı olayları ile Rum toplumu paniğe kapıldı, iki sene zarfında %70’i göç etti.

Olayları yaşamış olanlar, anılarına getirdikleri zaman büyük bir keder veya  öfke dolu reaksyonlar sergilemektedir.

6-7 Eylül’ün 60. yıl dönümünde, dünden bugüne Türkiye Cumhuriyeti’nin gayrimüslimlere yönelik politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nikos Uzunoğlu: 2003 yılından sonra kayda değer bir değişim var. Ancak sorunların çözülmesi çok yavaş olmaktadır. Eğer kısaca söylemek gerekiyorsa, 2003’ten sonra gayrimüslimler, hoşgörü altında yaşayabilecek toplumlar olarak algılanmaktadır. Yani henüz, azınlıkların, insan haklarının güçlenmesinin  en önemli öğesi olduğu yöneticiler tarafından anlaşılmamıştır. Gayrimüslim vakıflarının maceraları gerçeği göstermektedir.

1974 yılında Yargıtay’ın Azınlık Vakıfları hakkındaki kararıyla üyeleri “yabancı vatandaş” sayılıp el konulan vakıf mülklerin ancak küçük bir kısmı geri verilmiş olup, son 2.5 senede vakıf seçimleri yasaklanmıştır. Eğer cidden bu toplumarın devamı samimiyetle isteniyorsa, telafi ve destek programları bir an önce hayata geçirilmelidir. Bu programlar, vatanlarına dönmek isteyen genç nesillere yönlenmelidir.

Daha az kullanılmasına  rağmen, hâlen mütekabiliyet prensibi çoğu zaman hakların iade edilmesini engellemektedir.

Bugün Türkiye toplumunda 6-7 Eylül olaylarıyla yüzleşildiğini düşünüyor musunuz?

Nikos Uzunoğlu: 2005 yılına kadar olay bir tabu meselesi olup bundan bahsetmek bile imkansızdı. Bu tarihten sonra  durum değişti ancak gerçekten bir yüzleşmeden bahsetmek için gerçek faillerin bulunması ve ortaya çıkarılması gereklidir. Henüz olayların nasıl planladığı ve organize edildiği hakkında kesin ve herkes tarafından kabul edilecek bir mahkeme kararı yoktur. Kasım 2012’de yayınlanan TBMM Darbeler Komisyonu’nun raporunda olayların nasıl hazırlandığı hakkında önemli bilgiler verrmektedir. 27 Mayıs darbesinden sonra yapılan Yassıada’daki mahkeme tarafsız olmaktan çok uzaktı ve gerçek faillerin beraatına karar verdi. Yüzleşme için devlet arşivlerinin açılarak gerçek faillerin ortaya çıkarılması gerekmektedir.

6-7 Eylül’ü anmak, 60. yılında ne anlama geliyor?

Nikos Uzunoğlu: Temel neden bu gibi olayların tekrarlanmamasını sağlamak ve tarihi gerçekleri anlayarak geçmişin yaralarını sarmaktır. Geçmişin utanç veren olaylarını unutmak, bunların yeniden yaşanmasını garantiler. Eğitim sisteminde olayların doğru boyutunu öğretmek, gelecek için çok önemlidir. 

Rum diasporasının ve Türkiye’de bulunan Rum cemaatinin Türkiye Cumhuriyeti’nden talepleri nelerdir?

Son 5 yıl zarfında  T.C. yetkililerine sunulan önerilerimiz kısaca şöyle sıralanabilir:

- Kitlesel bir şekilde vatandaşlıktan ıskat edilenlerin vatandaşlıklarını geri alabilmeleri ve benzer sorunların giderilmesi. Bu konuda kayda değer ilerleme kaydedilmiştir.

- İstanbul kökenli Rum gençlerine yönelik İstanbul'da iş bulma, iş açma ve bark bulma desteklerinin verilmesi.

 - İstanbul Rum okullarına destek verilerek geçmişten gelen sorunların giderilmesi. Misafir öğrenci ara çözümüyle bir miktar ilerleme sağlansa da uzun vadede daha kalıcı bir çözüm aranmaktadır. 

 - Bizim için çok büyük manevi değeri olan Der Saadet Rum Cemiyeti’nin kitaplarının ve eşsiz arşivinin, şu anda Ankara'da birçok kütüphanede bulunan kitap ve evrakların İstanbul'a geri gelmesi ve 1862-1922 yılları arasında Osmanlı Rum milletine eğitim, kültür ve tıp alanlarında çok kıymetli hizmetler veren  bu tarihi kurumunun adına araştırmacılara açık bir kütüphanenin kurulması.

 - Korkunç bir panik ortamı içinde  1960'larda mülklerini bırakarak İstanbul'dan ayrılan Rumlar ve varisleri, mülkiyet haklarını geri alabilmek için bürokratik engeller ile karşılaşmaktadır. Bu konuda Kamu Başdenetçiliği ile bir ara olumlu temaslarımız oldu.

- Tabii ki önemli sorunların arasında hâlâ süren Cemaat Vakıflarının sıkıntılarının çok sınırlı çapta giderilmesi ve 2013 başından beri seçimlerin yasaklanması var. Açıkça makamların bize söylediği gibi, bu seçim kararnamesinin askıda kalması bazı çok zengin vakıfların başında olan gerçekten seçilmemiş yöneticilerinin nüfuzundan gelmektedir.

  - Mavi Kart uygulaması. Yurt dışında yaşayan Rumlar için anayasa böyle bir istisna öngörmemesine rağmen, bir genelge ile böyle bir kısıtlama bulunmaktadır. Bu sorun İstanbul'a dönmek isteyen Rumların önünde bir engeldir. Ara sürede Mavi Kart uygulaması çok büyük bir yardım olacaktır.

- Ekümenik Patrikhane’nin karşılaştığı ciddi sorunların çözülmesi ve en önemlisi Heybeliada Ruhban Okulu’nun 1971’den beri tedrisatının yasaklanması bizim için acilen çözülmesi gereken çok ciddi bir problemdir.

Son olarak: Toplumuzun maruz kalmış olduğu insan haklarının ihlallerinin neticelerinin  giderimi ve İstanbul'da Rum varlığının devamının temin edilmesi, BM Genel Kurulu’nun 60/147 numaralı önergesi ile doğrudan ilişkilidir. Önerilerimizin büyük kısmı bu içeriktedir.

Sizce Türkiye halkı olarak, sivil toplum olarak biz ne yapabiliriz?

Nikos Uzunoğlu: İstanbul Rum toplumunun büyük haksızlıklara uğradığı dönemlerde maalesef, birkaç istisna dışında, hiçbir destek sesi yoktu. Son yıllarda bu durum büyük çapta değişmiştir ve bunun, yukarıda sıralamış olduğum sorunların çözüme varması için çok önemli olduğuna inanıyorum.

Bültene kayıt ol