Abdullah Öcalan, silah bırakma ve PKK'nin kendisini feshetmesi çağrısını yaptı. PKK, ateşkes ilan ettiğini duyurdu.
Geçen sene Ekim ayında MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı mutahattap olarak önerdiği DEM Parti heyetinin üçüncü İmralı görüşmesi sonrası somut barış önerisine dönüştü.
DEM Parti heyeti, Öcalan'ın mesajını duyurdu. Mesaj İmralı'da bir fotoğrafla verildi. İlk iki heyette olan Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile birlikte Ahmet Türk, DEM Eş Genel başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile Öcalan'ın avukatları da çağrı toplantısına katıldı.
Öcalan'ın mesajını Ahmet Türk Kürtçe, Pervin Buldan Türkçe olarak okudu. Ayrıca Arapça ve İngilizce olarak basına servis edildi.
Çeşitli TV kanalları basın toplantısını canlı verirken İstanbul'da Taksim'deki saonda ve dışarıda, Van ve Diyarbakır'da kurulan dev ekranlarda yüzlerce kişi canlı olarak izledi. Ardından zılgıt ve alkışlar yükseldi.
Mesaj şöyle, oluşan tepkileri ve süreci sitemizden takip edebilirsiniz:
"PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur. Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir.
Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir. Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır. Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.
Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.
Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim."
Sırrı Süreyya Önder çağrının okunmasının ardından Öcalan'ın bir notunu paylaştı:
"Anadolu türküsündeki gibi halimiz; 'taş olsaydım erirdim, toprak oldum dayandım...' Bu ülkenin tümü taş olsa eriyecek kadar sıkıntılı günler çekti ve ne yazık ki toprak oldu dayandı. Bu yeni baharın, barışın ilk günleri olması umuduyla İmralı'da 3-4 saat süren görüşmeden ayrılırken kendisinin belirttiği bir notu da paylaşmak istiyoruz: 'Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.'
Özgür, barış içinde, kardeşlikle dolu güzel bir gelecek diliyorum. Buna her vicdanın katkı sunması temel temennimizdir..."
Kimler çatışmasızlığa karşı?
Aşırı sağcı İYİP ve faşist ZP, silahsızlanma ve kalıcı barış çağrısına kökten karşı çıktı.
ZP gençlik kolları, sosyal medyada “süreci baltalacağız” kampanyası başlattı.
Hakim medyada ise ulusalcı Sözcü TV, Ahmet Türk'ün Kürtçe açıklamasını yayınlamadı. Bunun bir karar olduğu da duyuruldu. Ayrıca günlük Sözcü Gazetesi İmralı heyetinin açıklamasını manşetinden hedef aldı.
Barışa karşı çıkan bir diğer gazetede İYİP'in yayıın organı Yeniçağ oldu.
Bölgedeki ilk tepkiler neler oldu?
Irak Dışişleri Bakanlığı, Öcalan'ın çağrısı hakkında, "Bu, bölgede istikrarı sağlamak için olumlu ve önemli bir adımdır" dedi.
Suriye'deki PYD'nin Eş Genel Başkanı Salim Müslim ise “Öcalan, demokratik siyasetin kapısını açmıştır gerisi Türk devletinin atacağı adıma kalmıştır. Değerlendirmesini yaparak süreçten umutlu olduğunu söyledi.
İran resmi haber ajansı, İmralı'nın çağrısını özet haber olarak duyurdu.
PKK ateşkes ilan etti
Öcalan'ın silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı yaptığı PKK, ateşkes ilan etti. Yapılan açıklamada silah bırakmanın pratik temellerinin Öcalan liderliğinde yapılabileceği belirtildi. PKK, lideri Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını istedi.
Demirtaş: 'Ben barışın yanındayım
İmralı'nın çağrısı üzerine bir yazı yazan Selahattin Demirtaş, sürece ilişkin kuşkulara çeşitli argümanlarla yanıt verdi. Gazete Duvar'da yayınlanan makale şu satırlarla bitiyor:
Önce bin yılın hatırıyla doya doya Türk, Kürt birbirimize sarılalım, sonrası siyasi mücadelenin, siyasetçilerin işidir, bizim işimizdir.
Bu Ramazan ayı artık kalıcı barış, kardeşlik ve huzur getirsin. Bunun için hepimiz barışın yanında olalım.
Ben barışın yanındayım, başarana kadar."