DİSK genel başkan yardımcısı, Genel-İş bölge Çukurova bölge temsilcisi, Kayapınar Belediye eş başkanı, DEM Parti genel başkan yardımcısı ve insan hakları savunucularının evleri basıldı; aynı davada tutuklanarak hapse konuldular.
Basına yansıyan bilgilere göre ‘PKK/KCK terör örgütü soruşturması’ kapsamında gözaltına alınan 14 kişiden, dokuzu tutuklandı. Beş kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken bir kişi için yakalama kararı çıkarıldı.
Gizli yürütülen soruşturmada tutuklanan isimler şöyle:
Kamuoyu tarafından tanınan, farklı politik görüşlere sahip kişilerin bir davada ev baskınlarıyla gözaltına alınıp tutuklanması tepkiyle karşılandı.
Aynı gün DEM partili Van Bahçesaray Belediyesine, ilçe kaymakamı kayyım olarak atandı. Böylece kayyım atanan DEM Partili belediye sayısı 7'ye çıktı. Eş başkanı tutuklanan Diyarbakır Kayapınar Belediyesi'de inceleme altında. Her an kayyım atanabilir.
Öte yandan kayyım atanan Dersim Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan da tutuklandı.
DİSK kınadı
Genel-İş üyeleri 29 Kasım günü Ankara Adliyesi'ne götürülen genel başkanları Remzi Çalışkan için adliye önünde toplandı.
Tutuklama kararının ardından Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu iki sendika yöneticisinin tutuklanmasını protesto eden bir açıklama yaptı.
Açıklamanın tamamı:
"DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikamızın Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile DİSK Çukurova Bölge Temsilcimiz Kemal Göksoy, hukuksuzca evleri basılarak gözaltına alınmalarının ardından dört gün boyunca hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltında tutulmuş ve dün gece sabaha karşı tutuklanmıştır.
Genel Başkan Yardımcımızın ve Bölge Temsilcimizin, adresleri belliyken ve çağrıldıklarında rahatlıkla gidip ifade verebilecekken sabahın erken saatlerinde ev baskınlarıyla gözaltına alınmaları ve ardından tutuklanmaları hiçbir hukuki gerekçeyle açıklanamaz.
Başkanlarımızın ve tüm DİSK’lilerin tarihinde kaçmak yoktur, kaçma şüphesi yoktur. Dolayısıyla tutuklama için bir gerekçe de yoktur. Biz DİSK’liler, arkasında duramayacağımız, gizleyeceğimiz hiçbir şey yapmayız; yaptığımız her şeyi de savunuruz. Çünkü sendikal faaliyetler suç değildir. Sendikal faaliyetlerden suç üretmeye çalışmak ve sendikal faaliyetleri kriminalize etmeye çalışmak, bu adaletsiz düzene karşı çıkardığımız sesi susturmak ve bizi yolumuzdan alıkoymak içindir.
Ancak daha önce de ifade ettiğimiz gibi, tarih boyunca DİSK’in kapısına kilit vuran, DİSK’lileri idama yargılayan darbeciler dahi DİSK’i susturamamış ve yolundan döndürememiştir. Defalarca gözaltına alınmasına, tutuklanmasına rağmen işçi sınıfı mücadelesinden asla geri adım atmayan Kemal Türkler’in ve mücadele arkadaşlarının kurduğu; 12 Eylül Cunta Mahkemelerinde “Siz benim ancak ceketimi asarsınız” diyen Abdullah Baştürk’ün savunduğu DİSK’i bu zorbalıklarla susturmak, durdurmak isteyenler tarih olmuştur. Ancak DİSK yoluna devam etmektedir.
Bugün, hiçbir somut suçlama veya delil ortaya koymadan, soyut iddialarla başkanlarımızı gözaltına almak ve tutuklamak hakla, hukukla ve adaletle açıklanamaz. Ülkemizi gittikçe demokratik hukuk devleti ilkelerinden uzaklaştıran, haksız ve hukuksuz uygulamaları sıradanlaştırmaya çalışanlar bilsinler ki, “gün gelir zorbalar kalmaz gider.”
Bu hukuksuzluğu yapanlar; milyonları açlık sınırının altında asgari ücrete mahkûm ederken, hiçbir itiraz duymayalım; kıdem tazminatına rahat rahat el uzatalım; hızla artan gelir ve vergi adaletsizliğine karşı işyerlerinden meydanlara sesler yükselmesin; işçiler birlik olmasın, mücadele etmesin diye hevesleniyorlarsa, hiç heveslenmesinler! Gelirde ve vergide adaletsizliğin sürdüğü, yoksuldan alıp zengine kaynak aktaran bu düzenin çarklarına kimse çomak sokmasın istiyorlarsa, tersine, mücadelemizde daha fazla kenetlenecek ve mücadele ateşini daha da yükselteceğiz.
Demokrasinin son kırıntıları ortadan kaldırılırken; tüm denge ve denetleme mekanizmaları ve güçler ayrılığı yok edilirken; hukukun üstünlüğü ilkesi hiçe sayılarak yargı siyasallaşırken, sandıkla gelenler yerine iktidarın memurları atanırken ve bunun bedelini tüm toplum ekmeğiyle ve hürriyetiyle öderken, Başkanlık rejimine boyun eğeceğimizi hesap ediyorlarsa, yanlış hesap yapıyorlar.
Evet, biliyoruz ki bugün dört duvar arasında hapsedilmek istenen başkanlarımız şahsında, “Emeğin Türkiyesi” mücadelemizdir. Ancak başaramayacaklar.
DİSK, nice fırtınalardan işçi sınıfının berrak sınıf bilincinin pusulasıyla çıkmıştır ve çıkmaya devam edecektir. Bugün rüzgâr ekenler, fırtına biçecektir. İşçi sınıfının fırtınası, haksızlığın, hukuksuzluğun ve adaletsizliğin saltanatını yerle yeksan edecektir."
DEM Parti'den açıklama
İHD'den duyuru
"12 Eylül askeri darbesinin ardından kurulan İnsan Hakları Derneği'nin kurucu üyelerinden ve İstanbul şubesi yöneticimiz olan Nimet Tanrıkulu bu sabah Ankara Sulh Ceza Hakimliği tarafından akıldışı ve hukuk dışı bir gerekçeyle tutuklandı. Ömrü boyunca barışı, insan haklarını ve kadın haklarını savunan #NimetTanrıkulu’nu asla yalnız bırakmayacağız."