Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) 31 Mart 2024 yerel seçimlerindeki tutumunu bir bildiriyle duyurdu.
DSİP şunları söylüyor:
Sağcıya, ırkçıya, göçmen düşmanına, gazze için direnmeyene, müteahhite oy yok!
Yine aynı seçim şarkısını çalmaya başladılar. İktidar bloğu da muhalifler de.
Bu seçimin hayatlarımızın en önemli virajı olacağını söylüyorlar.
Seçimler elbette önemlidir ama hayatın en önemli anı değildir.
Tüm mücadeleyi seçime endekslemek yenilgiyi baştan kabul etmektir.
Tüm mücadeleyi seçimlere indirgemek 14 Mayıs-28 Mayıs genel seçimlerinde görüldüğü gibi kutuplaşmaya teslim olmaktır.
Öfkemizi sandıkta da sokakta da gösterme zamanıdır.
Bu toplumda mevcut iktidar bloğuna karşı büyük bir öfke var.
Bu iktidar bloğunun ürünü olan aşırı yoksullaşmaya, milyonlarca insanın ay sonunu getirmemesine karşı büyük bir öfke var.
Gazze için ahkam kesmeyi sürdürüp soykırımcı İsrail’le ikili anlaşmaları sürdürmeye karşı büyük bir öfke var.
Yolsuzluklara, hukuksuzluklara karşı büyük bir öfke var.
İş cinayetlerine, ardı arkası kesilmeyen maden kazalarına karşı büyük bir öfke var.
Kadın cinayetlerine karşı, çürümüşlüğe karşı, kayırmacılığa karşı, hayat pahalılığına karşı büyük bir öfke var.
AKP-MHP bloğunun belediye seçimlerini kazanması, şehir hayatı, yaşanabilir kentler, hayvan hakları, ekolojik dengenin korunması, demokratik haklar açısından daha da büyük bir gerileme olacak.
Bu yüzden iktidar adaylarını gördüğümüz yerde, “İsrail’le ikili anlaşmaları sona erdirmeden insanlardan oy istemeye utanmıyor musunuz?” sorusunu soracağız.
“Hayat pahalılığı sizin ürününüz. Aç insanlardan oy istemeye utanıyor musunuz?” diye soracağız.
İktidar blokunun adaylarına oy yok!
Ranta, kibre, savaş yatırımlarına, patronlara, madencilere, iş cinayetlerinin, fakirliğin sorumlularına, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadınların tüm kazanılmış haklarına, LGBTİ+’ların varoluşuna saldıranlara oy vermeyeceğiz.
Sağa karşı sağcılara oy yok!
CHP’den umut besleyenlere de sesleniyoruz.
Umut beslemeyin.
Öfkemizi sandıkta da sokakta da göstermenin yolu, CHP’nin sağcılığını teşhir etmektir.
Göçmen düşmanı ve tescilli ırkçı Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan davul zurnalar eşliğinde CHP’ye yeniden katıldı.
CHP göçmen düşmanlarına kapılarını ardına kadar açan bir partidir.
CHP devletten başka kimseyle helalleşemeyenlerin partisidir.
CHP Kürtlerin oyuna talip olup, birlikte fotoğraf bile çektiremeyenlerin partisidir.
İktidar bloku o kadar aşırı sağcı bir zemin inşa ediyor ki milliyetçiler, göçmen düşmanları, müteahhitler, solcu gibi görünüyorlar.
AKP-MHP adaylarının alternatifi, 14 Mayıs genel seçimlerinin ardından Ümit Özdağ gibi neo-nazilerle gizli protokoller imzalayan bir parti olamaz.
Bizim istediğimiz:
Belediyelere kayyum atayanlara da kayyumlara ses çıkarmayanlara da oy yok.
Gelin birlikte DEM Parti’nin adaylarına oy verelim. Halkların kardeşliğine, anadilin özgürlüğüne, adalete, eşitliğe ve demokratik bir belediyeciliğe oy verelim.
Üstelik 1 Nisan’dan sonra bizi otoriter bir rejimde dört yıl bekliyor. Yoksullaşma dalgaları, iş cinayetleri, çevre felaketleri, insan hakları ihlalleri, ucuz emek sömürüsüyle ilerleyen bir dönemde yan yana durmak için, seçimden önce, sokakta, direnişte yan yana gelelim.
Halkların kardeşliği ve ezilenlerin birliği için seçimde oylarımız DEM Parti’ye, 1 Nisan’da hep birlikte direnişe!