Türkiye ile korsan devlet İsrail arasındaki ekonomik ilişkiler ortaya dökülmeye devam ediyor. Katliamın başladığı Ekim ayında 50 milyon dolarlık çelik ihraç edilmiş. İhracat her kalemde devam ediyor. Patronların tek derdi daha fazla kâr ve iktidar tarafından destekleniyorlar.
Bunlar gizli şeyler değil. Türkiye İhracatçılar Meclisi sitesinde yayınlanan tablo şöyle:
İktisatçı Ali Bilge 1 Kasım'daki Açık Radyo yayınında Türkiye-İsrail ekonomik ilişkileri hakkında şunları söylemişti:
"Türkiye-İsrail ekonomik ilişkilerine geçeyim; bu programlarda, Türkiye-İsrail ekonomik ilişkilerine ilk kez Mayıs 2005’te değinmişiz. Erdoğan, İsrail’le görüşmelere dalmış o dönem, ilişkiler iyi vaziyette. 1996’daki Gümrük Birliği Anlaşması’ndan sonra Avrupa Birliği’nin serbest ticaret anlaşması yaptığı ülkeleri, Türkiye de kabul etmek durumundaydı. Gümrük birliğine giren bir ülke olarak böyle bir yükümlülüğünüz var. Dolayısıyla, İsrail ile ekonomik ilişkiler bu kapsamda olmaya başladı. Bu onaydan sonra muazzam bir artış var İsrail’le karşılıklı ticaretimizde. Üstelik Türkiye lehine bir artış oluyor.
Daha sonra siyasetteki inişli çıkışlı neler yaşadık? ‘One minute’lar, Marmara gemisi çıkartması, sayısını unuttum gerilimlerin, İsrail’le olan siyasi, diplomatik ilişkiler hep sorunlu. Diplomatları geri çekmeler gibi şeyler hep yaşandı. Ancak bu gerilimlerden ticaret neredeyse hiç etkilenmiyor dostlar. Türkiye’nin ağırlıklı 2000’li yılların başından itibaren olmak üzere ticaret hacmi %530 artmış İsrail ile. Bütün bu kavga, gürültü devam ederken ticaret hiç etkilenmemiş, çok çok sınırlı etkilenmiş. Türkiye gayet güzel ihracatını yapmış, İsrail de bizimle ihracatını yapmış. Türkiye bol bol çimento, inşaat malzemeleri satıyor. Gazze’deki duvarlar nasıl yapıldı sanıyorsunuz? Oradaki yerleşim yerleri nasıl yapıldı? Türkiye’den giden çimentolar, inşaat malzemeleri çok ciddi bir yer tutuyor. Türkiye’nin dış ticaretinde İsrail dokuzuncu ya da 10. sırada. Duvarların inşaatında, yerleşim yerlerinin yapılmasında Türkiye’den giden malzemenin hatırı sayılır. Türkiye’nin –ismini vermeyeyim– çok önemli bir sermaye grubunun 1.2 milyar dolarlık enerji santrali yatırımı var. Gazze’ye bugün gitmeyen enerjiyi, kesilen elektriği üretenlerden biri de biziz yani!
Dolayısıyla, tüm kanlı bıçaklı dönemde Türkiye ile İsrail arasında son 20-25 yılda ekonomide olumsuz bir gelişme olmadı. Kan gövdeyi götürse, ‘Sizin yanınızdayız, miting yapıyoruz’ dense de, ekonomide aksama olmadı. Bine yakın İsrailli firma var Türkiye’de çalışan, ortaklık kurmuş vaziyetteler, Türkiye şirketi kapsamında faaliyet gösteriyorlar. Neden? Çünkü şirketin menşei Türkiye olunca Arap ülkelerine Türkiye üzerinden mal satabiliyorlar.
Bizden de sermaye grupları İsrail’e gidiyor, İsrailli firma ile ortaklık kurup İsrail menşeili firma oluyorlar. Neden? Çünkü Amerika’ya oradan kotasız satış yapılabiliyor. Amerika, Türkiye’ye kota uyguluyor, Türkiye’ye kota var ama İsrail’e kota yok. Dolayısıyla, muazzam gelişmiş bir ticaret var. Geçmişte epey turist gelirdi Türkiye’ye İsrail’den. Özellikle de kumarhanelerin açık olduğu zamanlarda. O kesildi, o yok artık, azalmış vaziyette ama onun dışında ticarette bir değişiklik olmadı. İsrail-Türkiye ekonomik ilişkileri hiçbir zaman bütün bu gerilimlerden etkilenmedi, sıfırlanmadı, minimal etkilendi"
İsrail devleti, dış destek olmadan ayakta kalamaz. Bu desteği sadece ABD ve Batı emperyalizmi de Türkiye kapitalizmi de sağlıyor. Siyonist işgalcilerin ihtiyacı olan hammaddeyi tedarik ederek...
İsrail'e sevkiyatı durdur!