Osman Kavala, Gezi tutsakları, Selahattin Demirtaş ve birçok siyasi muhalif hapisteyken, siyasallaşmış yargı kendi içindeki çürümüşlük üzerine kavgaya tutuştu.
AKP ve Cumhur ittifakı seçimleri kazandı. Fakat başkanlık rejiminin inşası ve tatbiki sürecinde gelişen iç kriz şimdi ayyuka çıktı.
Doğrudan siyasi yanını AKP son kongresinde gördük. Liste dışı kalan eski bazı MYK yöneticileri, pek de yeni olmayan listede yer alan bazılarını partilerini bozan bir hizip olmakla suçladı.
Ancak iç kavganın daha büyüğü siyallaşmış yargıda yaşanıyor:
- İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcısı İsmail Uçar’ın hakim Savcılar Kurulu’na yazdığı dilekçe önce birbirine zıt çizgideki iki yayın organına, ardından sosyal medyaya sızdırıldı.
- Hakkında yayın yasağı getirilen bu belgede özetle yargıdaki rüşvet çarkından bahsediliyordu.
- Sonra garip bir şey oldu. Bir muhalif TV kanalında Uçar, rüşvetçilikle suçladığı bazı hakim ve özellikle bu işlerden sorumlu tuttuğu üstü olan Anadolu Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun ile polemiğe birer taraf olarak katıldı.
- Ardından Adalet Bakanı Bekir Tunç bir açıklama yaparak dilekçenin yürürlüğüne konduğunu, soruşturmanın yapılacağını ve gereken cezaların verileceğini duyurdu.
Söz konusu isimlerin yükselişi AKP ile Fetullahçılar arasında savaşın ardından başladı. Ardından bu isimler HDP’nin başarısı ve AKP’nin meclis çoğunluğunu kaybetmesi üzerine açılan siyasi davalara baktılar. 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrası kurulan OHAL ve başkanlık rejiminin uygulanmasında büyük rol oynadılar. Şimdi birbirlerine suçluyorlar.
(Sosyalist İşçi)