Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın bunaldığını itiraf ederek hayat pahalılığını dışarıya bağladı. Oysa artan geçim sıkıntısını yaratan iktidarın ekonomik ve siyasi tercihleri.
AKP'nin 22. kuruluş yıldönümü dolayısıyla bir video yayınlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel krizlerin ülkemize etkilerinden kaynaklanan hayat pahalılığının son dönemde milletimizi bunalttığının farkındayız" dedi.
Kısa bir süre önce de milyonların geçim sıkıntısı yaşadığını itiraf etmiş fakat yılbaşına kadar beklememizi söylemişti.
İktidara yakın TV kanalları, Batı kapitalizminin krizle boğuştuğu yönünde (çoğu zaman abartılı) haberleri durmadan döndürürken AKP'nin propagandası hayat pahalılığını dışarıya bağlamak oldu.
Yüksek enflasyon, artan geçim maliyetleri dünyanın her yerinde yoksullaşma dalgaları yaratıyor. Bunlar görevdeki hükümetlerin bilinçli tercihleri sonucu meydana geliyor.
Avrupa devletleri ile kıyaslanamayacak ölçüde hayat pahalılığın ve gelir adaletsizliğinin yaşandığı Türkiye'de de şiddetli geçim sıkıntısının sebebi bizzat Erdoğan yönetiminin uyguladığı sermaye yanlısı politikalar.
Bu yaz geçim sıkıntısı daha da katlanılamaz hale geldi, çünkü:
- Seçimleri Erdoğan ve Cumhur İttifakı kazandı. Üçüncü başkanlık dönemi, acı ilaç denilen, ekonomik buhranın bedelini emekçilerden çıkartma amaçlı bir ekonomik saldırı ile başladı.
- Devalüasyon uygulaması ile TL'nin değeri bilinçli olarak düşürüldü.
- Nas iddiasının aksine faizler yükseltildi.
- Tüketici vergiler artırıldı. Servet sahiplerinin ki artırılmadı
- TÜİK eliyle enflasyon düşük gösterilerek asgari ücret diplerde tutuldu. En düşük maaşalara zam yapılmyarak emekliler ölüme terk edildi.
- Yüksek enflasyon körüklendi.
Bunların doğrudan sonucu olarak ücretler eridi ve her şey zamlandı. Kurdaki artış sonucu tarımdan sanayiye, dolar üzerinden alım yapan birçok sektörde, ulaşım maliyetlerinin yükselişi eşliğinde zam dalgaları oluşuyor. Açgözlü kapitalistler, ortamdan fırsat bulup enflasyonun üzerine fiyatlandırma yarışına girdi. Her zaman başlıca kazanan bankalar, kredileri yükseltti; borçla hayatı döndürmek ya da küçük bir işletmeyi ayakta tutmak imkansızlaşmaya başladı.
Türkiye kapitalizmi, dünya kapitalizminin bir parçasıdır. Tüm dünyada ekonomik daralma ve yüksek enflasyon yaşanıyor. Bu gerçek, ekonomik bozukluğu dışarıya bağlamayı gerektirmez. Erdoğan yönetimi, kapitalistlerin hükümeti olduğu için bunalıyoruz.