(Arşiv) O gün...

15.06.2023 - 13:19
Haberi paylaş

Yazıya oturduğumda takvime bakıyorum: 15 Haziran.

Özgür Üniversite'den Araştırmacı Ali Sait Çetinoğlu’nun 15 Haziran’da Beyazıt Meydanı'nda asılan Paramaz ve diğer 19 Ermeni sosyalisti anımsatan kısa bir iletisi ulaşmış adresime. Ve elbette içinde yaşadığım 15-16 Haziran olayı.

İki tarihin üst üste gelmesi ilginç…

1915 yılında Ermeni sosyalistleri idam ediliyor. Ondan tam 55 yıl sonra İstanbul proletaryası ayaklanıyor. Kent 2 gün fiilen işçilerin eline geçiyor. Kendiliğinden, gerçek bir işçi başkaldırısı… Potansiyel bir İstanbul Komünü, biraz daha devam etme olanağı olsa…

15-16 Haziran’ı bir başka yazıya bırakıp, bizim Paramaz’a dönelim.

Kod adı Paramaz olan Matteos Sarkisyan, bir Ermeni fedaisi, özgürlük savaşçısı ve siyasal aktivist. 1863 yılında Meğri kentinde doğdu. Eçmiadzin’de eğitim gördü. Nahçevan’da öğretmenlik yaparken, Stefan Sabah-Gülyan ile tanıştı [1915 yılında o da Divan-ı Harp tarafından gıyabında idama mahkum edilecekti] ve Ermeni Sosyal Demokrat Partisine [Hınçak] girdi. 1903 yılında Rus Çarlığının Kafkasya Genel Valisi Golitsin’e karşı bir suikast örgütledi. 1905-06 yılları arasında Azeri-Ermeni kıyımları sırasında iki halkın bir arada yaşaması için çaba harcadı.

1908 Devriminden sonra, yeni doğmakta olan Türk Sosyalist hareketi gibi Hınçaklar da, Ermeni Devrimci Federasyonunun tersine, İttihat Terakki diktasına karşı tavır aldılar ve muhalefet ile ortak davrandılar.

Daha savaş patlamadan Paramaz ve arkadaşları gözaltına alındılar. İlk başta hiç kimse idam beklemiyordu. Çünkü eylem zaten önceden öğrenildiği için, tasarım evresinde kalmıştı. 24 Nisan’da aydınlara yönelik toplu tutuklamadan bir süre sonra idama mahkum Paramaz ve arkadaşları hakkındaki hüküm 15 Haziran’da infaz edildi. Zaten soykırıma dönüşen zorunlu göç de o sıralarda başlatılmıştı. Eğer eylem başarılı olsaydı, belki de cunta Osmanlı devletini milyonlarca sivil ve askerin öldüğü Birinci Dünya Savaşı macerasına sürüklemeye fırsat bulamayacaklardı.

İstanbul’un göbeğinde kurulan idam sehpaları, herkesi dehşete düşürdüğü gibi, uzun süre en küçük muhalefet potansiyeline olanak tanımadı. İdam edilenler İstanbul surları dışında bir yere gömüldüler.

Bir anlatıya göre, daha sonra topluca gömüldükleri yerden alınıp, 1908 Devrim Şehitleri Anıtı'nın oraya sessiz ve gizlice defnedildiler.

Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz...

Ragıp Zarakolu

(Sosyalist İşçi)

 

Bültene kayıt ol