Adıyamanlı Domlar (Romanlar), soysal medyada dolaşıma sokulan yalanlarla hedef haline getirildi. Nefret söylemiyle karşı karşıya kalan Domlar yemek dağıtımında da şiddete uğradı.
Maraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen depremin yıkıma yol açtığı illerden Adıyaman'da ailelerini kayıp eden Romanlara (Domlar) yönelik günlerdir devam eden nefret söylemi yemek dağıtım alanlarında şiddet ve hakaret boyutuna ulaştı. Adıyaman Öz Romanlar Derneği Başkanı nefret söylemlerini yargıya taşıyacağını söyledi.
Adıyaman'da yaklaşık bir haftadır Adıyamanlı Romanlara nefret söylemleri dile getirilmeye başlandı. Öncelikle yerel sosyal medya hesapları ardından da whatsapp gruplarında dolaşıma giren bir yazı hızlıca kentte kulaktan kulağa yayılmaya başlandı. Sosyal medyada dolaşan nefret söylemi olan yazıda iddiaya göre Kütahya, Yozgat, Trabzon, Uşak gibi kentlerden insanların kentte getirildiği ve bunların sayısının da binleri bulduğu ve yardımları stokladıkları belirtildi. Adıyaman'da sayıları 10 bini geçen Kürt Çingeneleri (Halk kendisini bu şekilde tanımlıyor) olarak bilinen Domlar doğrudan hedefe konuldu.
Adıyaman Öz Roman Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin verdiği bilgiye göre kent genelinde en az 10 bin Dom var. Domlar çoğunlukta Kayalık, Malazgirt, Mezarlık, Karapınar ve Yeşil Yurt gibi mahallerinde yaşıyor. Dernek yetkilileri Domların mevsimlik tarım işçiliği yaparak hayatlarını idame ettirdiğini söylüyor. Merkez köyler başta olmak üzere Besni ve Gölbaşı'nda da köyleri bulunan Domların önemli bir çoğunluğunda eski model araçlar bulunuyor. Bu araçların plakaları mevsimlik işte çalışmak için gittikleri kentlerde aldıkları için çok farklılık gösteriyor. Domlara ait Adana, Elazığ, Erzurum veya Konya gibi kentlerden alınan araçların plakaları gösterilerek birkaçının sosyal medya ve kimi whatsapp gruplarında paylaşıldığı dernek yetkilileri de doğruladı.
Romanların burada çadırlar kurduğu ve birçok yardım eşyasına el koyduğu iddiası dolaşıma sokuldu. Bu gelişme üzerine Romanlar kendini korumaya alarak birlikte yaşamaya başladı. Cumhuriyet Mahallesi civarında tek tek aileler güvenli yerlerde çadır kurabilirken kimi aileler toplu halde çadır kurmak zorunda kaldı.
Yemek dağıtımlarında ayrımcılığa maruz kaldığını anlatan Güler Konaç, şöyle konuştu: "Herkes bize başka gözle bakıyor" dedi. Evlerinin yıkıldığını ve akrabalarını depremde kaybettiğini dile getiren Konaç, "Odun almaya gittiğim sırada birisi bana küfür etti. Hatta beni dövmeye kalktı. Su sırasında yemek sırasında yapıyorlar bunları. Ne yapalım başka memlekete mi gidelim! Biz de bu memleketin vatandaşlarıyız. Biz de yardımlardan talep ediyoruz. Ama hakaret ederek bunları bize veriyorlar. İnsanların giyimine göre davranıyorlar. Sıcak yemekleri onlara bayat yemeği bana veriyorlar. Bu ayrımcılık kalksın. Herkes bir olmuş. Aynı acıları yaşıyoruz. Kürt, Türk, Alevi hepimiz Allahın kuluyuz. Çadırlarda yaşıyoruz diye bize gülüyorlardı. Şimdi hepimiz çadırlarda yaşıyoruz. Bize gülmesinler. Bu ayrımcılık olmasın. Aç kalmaya da susuz kalmaya da razıyız! Ama bu hakaretler çok yoruyor ve üzüyor."
Depremin ilk gününden bu yana Adıyaman'dan ayrılmadığını dile getiren Abdullah Hanici, depremde ablası, teyzesi ve iki çocuğu olmak üzere dört yakın akrabasını kaybettiğini söyledi. Birçok komşusu ve uzak akrabasının da öldüğünü ifade eden Hanici, herkesin depremzede olduğunu ve herkesin ortak acılar yaşadığını vurguladı.
Yaşanan acıların içinde Romanların hedef gösterilmiş olmasından dolayı endişeli olduklarına dikkat çeken Hanici, "Benim aracım Adana plakalı. Kardeşim yan tarafta onun Bursa plakasıdır. İnternetten araba bulup alıyoruz. Araç plakası önemli değildir. Bu Van'dan da Batman'dan olabilir. Adıyaman'ın çoğu dışarıdan araç alıyor ve plakaları farklıdır. Nefret söyleminden rahatsızız" dedi.