İstanbul'da depreme olmuş gibi hazırlanılmalı

25.02.2023 - 08:36
Haberi paylaş

Maraş depremleri sonrası bilim insanları şunu söylüyor: “Artık deprem ne zaman nerede olacak sorularını sormayı bırakın. Türkiye bir deprem ülkesi. Anadolu’da 13 milyon yıl önce oluşan bir deprem mekanizması var. Bu depremler daha milyonlarca yıl devam edecek. Nerede olacak diye korkuyla yaşayacağımıza, Türkiye'deki bütün kentleri deprem dirençli kentlere dönüştürmemiz gerekiyor. Depremle ilgili her türlü hazırlığımızı şimdiden yapmalıyız.”

Depreme hazırlık için binaların güçlendirilmesi, depreme uygun konutların inşa edilmesi önemli. Bu konuda çalışmaların kesintisiz devam etmesi gerekiyor. Özellikle bina üretiminde yeni yöntemlerin bulunması gerekiyor. Beton binalar daha sonra mezarımız oluyor, beton bina yapmaktan vazgeçmeliyiz. Çok katlı binalar insanların kitlesel ölümlerine neden oluyor, yüksek katlı bina yapmaktan vazgeçmeliyiz. İktidar ise deprem sonrası zemin etütleri tekrar yapılmamış, fay haritaları yenilenmemiş bölgelere konut yaptırmaya başladı, tam bir sorumsuzluk.

Maraş ve diğer illerde deprem sonrası için hazırlık yoktu

1999 Körfez depreminde görmüştük, şimdi Maraş depremleri sonrası tekrar yaşıyoruz. Deprem sonrası hayatta kalanların yaşadıkları tam bir kâbus. Çadır yok, tuvalet yok, banyo yok, temiz su yok, ilaç yok, ısınma için araç, gereç, jeneratör, battaniye yok, pek çok yerde gıda ve giyim eşyası yok. Depremden hemen sonra en çok ihtiyaç duyulan şeyler; el feneri, ağırlık kaldırmak için levye, tel kesme makası vb, hayat kurtarmak için gerekli araç gereçler yok.

Maraş depremleri sonrasında kamu kurumları depreme 3 gün müdahale edemediler. Dördüncü günden itibaren yardımlar gelmeye, çadırlar kurulmaya başlandı. Onda da büyük bir koordinasyonsuzluk yaşandı. Özellikle ısınma sorunu hiçbir zaman çözülemedi. İnsanlar dondurucu soğukta enkazların başında beklemek zorunda kaldılar.

İstanbul’da deprem sonrası için hazırlıklara acilen başlanmalı

İstanbul deprem olasılığının oldukça yüksek olduğu bir kent. İstanbul’da yaşayacağımız bir deprem sonrası muhtemelen bir hafta kimse yardıma gelemeyecek. Deprem sonrası eğer hayatta kalmış isek, acil kurtarma çalışmalarını yapabileceğimiz, daha sonra da bir iki hafta kendi başımıza yaşayabileceğimiz bir organizasyonun şimdiden kurulması gerekiyor. Elbette bunu yapması gereken iktidar, ödediğimiz vergileri bunun için kullanması gerekiyor. Ama biz de talepkâr olmalıyız. İktidardan, belediyelerden, kamu kurumlarından talep etmeliyiz: Deprem sonrası için toplanma alanlarını ve sığınakları hemen oluşturun, demeliyiz.

Deprem sonrası insanların ilk gideceği yerlerin toplanma alanları olması gerekir, acil kurtarma için ihtiyaç duyulan araç gereçlerin burada olması gerekir, mesela el fenerleri, jeneratörler olması gerekir. Ancak İstanbul’da toplanma alanı neresidir, kimse bilmez. Pek çok toplanma alanına AVM, cami, kamu kurumu gibi binalar yapılmıştır. Toplanma alanları konusunda İstanbul’da yıllardır hiçbir ilerleme sağlanmış değildir. 

Toplanma alanı boş arsa, bahçe, park değildir. Toplanma alanı demek acil durumda özel olarak hazırlanmış, halka önceden bildirilmiş, insanların gelmesi gereken yerlerdir. Oturacağı, karnını doyuracağı yerdir. Buralarda ısıtma sisteminin, tuvaletlerin, banyoların olması gerekir. Kısa süre de olsa insanların bütün ihtiyaçlarının karşılanabileceği, önceden planlanmış, inşa edilmiş yerlerdir. 

Japonya’da toplanma alanları ve sığınaklar

Deprem tedbirleri konusunda dünyada en başarılı ülkelerden birisi Japonya’dır. O yüzden Japonya’nın başta kamu kurum yöneticileri olmak üzere, Meslek Odaları, üniversiteler ve diğer ilgili kurumlar tarafından acilen incelenmesi gerekir.  

Japonya’da deprem ve diğer afetlerle ilgili toplanma alanları ve sığınaklar vardır. İnsanlar adres değiştirdiğinde, belediyeler bu toplanma alanları ve sığınaklarla ilgili bilgileri kişilere verirler. Herkes kendi toplanma alanını ve sığınağını bilir.

Toplanma alanları, açık alanlar olmasına rağmen, tuvalet, banyo gibi imkânların olduğu, yine acil ihtiyaçların depolandığı konteynerlerin olduğu yerlerdir. 

Japonya’da afetin yol açtığı yıkım büyük ise, toplanma alanlarının yanı sıra, insanların belirli bir süre kalabileceği sığınaklar vardır. Bu sığınaklar için genellikle yerel okul spor salonları kullanılır. Elbette söylemeye gerek yok, bu tür yapılar, aynı zamanda sığınak oldukları için ekstra güvenlikli inşa edilirler. Bu binalarda, yaşamı desteklemek için gerekli yiyecek ve diğer ihtiyaçların olduğu bir afet deposu bulunur. 

Japonya’da ekstra dikkat ve bakıma ihtiyacı olan ve normal sığınakta yaşamakta zorluk çekecek yaşlı ve engelliler için daha uygun sığınaklar vardır. 

Bütün bu deprem tedbirleri Japonya'da var ama Türkiye'de yok, İstanbul’da yok.Belediyelerin, kamu kurumlarının, STK’ların, Meslek Odalarının, mahalle dayanışmalarının, hepimizin deprem sonrası toplanma alanları ve sığınaklar oluşturulması konusunda harekete geçmemiz gerekir. Aksi halde Maraş depremleri sonrası yaşanan felaketin çok daha büyüğünü İstanbul’da yaşamamız kaçınılmaz.

Bültene kayıt ol