Büyük bir deprem yaşadık, ama devlet 1999 depremindeki kadar bile hızlı müdahale edemedi. Tek adam yönetiminin sorunları depremde bütün çıplaklığı ile önümüze serildi. Devlet kurumları inisiyatif alamadı, herkes talimat bekledi.
Depremin bilançosu ağır. Resmi açıklamalara göre, Türkiye’de 36 bin, Suriye’de 6 bin kişi öldü (bu rakam sürekli güncelleniyor, siz okurken değişmiş olabilir). Çok sayıda enkaza henüz ulaşılabilmiş değil.
Ayrıca 105 bin yaralı var. 50 binden fazla bina yıkıldı, 100 bin bina kullanılamaz halde. Yaklaşık 400 bin aile, 1,5 milyon kişi açıkta.
Ölümlerin bir kısmı, müdahaledeki yetersizliklerden oldu. Ancak asıl sorun, deprem öncesi hazırlıkların yapılmamış olması. Yani depreme dayanıklı konutların, yolların, köprülerin, tünellerin, kamu kurumlarının inşa edilmemiş olması.
Mülteciler de depremde büyük kayıp yaşadı, en az 6 bin mülteci öldü, binlercesi yaralandı. Bölgede 1 milyondan fazla mülteci var, bunların önemli bir kısmı evsiz kaldı. Aynı zamanda mültecilere yönelik ırkçılık arttı, son olarak Hatay’da çadır kentten çıkarılıp başka yerlere götürüldüler.
Yağma iddiaları köpürtüldü, depremzedeler, deprem yardım gönüllüleri şiddete uğradı, bir kişi işkence ile öldürüldü.
Göstermelik de olsa bazı müteahhitler tutuklandı.
Dayanışma sürüyor
İktidarın beceriksizliklerine rağmen dayanışma bütün illerde sürüyor. Başlangıçta iktidarın yardımları engellemeye niyeti vardı, ama kamu baskısı iktidara geri adım attırdı, her yerden bölgeye akın akın yardımlar yağmaya başladı. Ancak koordinasyonsuzluk nedeniyle bazı malzemeler fazla iken bazı malzemeler bulunamıyor.
Özellikle soğuk nedeniyle soba ve diğer ısınma malzemeleri önemli ölçüde eksik. Çadır sayısı yetersiz, çadırlarda ısınma sorunu var. İktidar bölgeyi boşaltıyor, öğrenci yurtlarına el koydular.
Bir süre sonra deprem bölgesindeki pek çok kentten nüfusun yüzde 80’i çıkmış olacak. Bu da gittikleri yerlerde dayanışmanın sürdürülmesi anlamına geliyor.
Seçimler ertelenemez
Yardım örgütleri bölgeyi terk ediyor, çünkü devlet bölgeye dozerlerle girdi. Artık durum bambaşka, Gölcük depremi sonrası önce ekonomik kriz çıktı, sonra iktidar yok oldu. Şimdi ise iktidarın başına önce ekonomik kriz, sonra deprem geldi. Şimdi seçimi ertelemeye çalışıyorlar. Seçimler ertelenemez.
Felaketin sorumluları hemen istifa etmelidir. Milyonlarca insanda biriken öfke devasa hale geldi. Bölgede 13 milyon insan yaşıyordu, on binlercesi öldü.
Yıllardır bilim insanlarının sözlerini dinlemeyen, tedbir almayan, güvenli binalar inşa edilmesini sağlamayanlar, bu felaketin bütün sorumluları, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, bakanlar, belediye başkanları istifa etmelidir.