Sağlık emekçileri grevde: Hiçbir yere gitmiyoruz, oyalama değil hakkımızı istiyoruz

14.03.2022 - 12:00
Haberi paylaş

İktidarın "giderlerse gitsinler" dediği hekimler ve her branştan sağlık emekçisi, insanca ücret, özlük hakları için 14 Mart Tıp Bayramı'nda hizmet üretimini durdurdu. Bütün şehirlerde yüksek katılımla gerçekleşen grev yarın da sürecek.

Son bahardan bu yana Sağlık Bakanlığı tarafından oyalanan sağlık emekçileri, Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) çağrısıyla 5. kez yapılan greve çıktı. KESK'e bağlı SES ve çok sayıda sağlık emek meslek örgütü ile sendika mücadelede birleşti. Tıp öğrencileri de greve destek verdi.

Grevin öncelikli talepleri düşük ücretlerin artırılması, kötü çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve aşırı sağcı iktidar tarafından körüklenen sağlıkta şiddetin son bulması.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası şu talepler için mücadele ettiklerini duyurdu:

  • Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.
  • Performans, ek ödeme değil, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın.
  • 3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.
  • Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.
  • OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Taşeron çalışma ortadan kaldırılsın.
  • Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.
  • Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.

TTB'nin çağrısı

Grev sırasında acil servisler ve bakım hizmetleri devam ederken, hastalarda grevcilere destek verdi. 

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey, topluma yaptığı çağrıda grevin gerekçelerini anlatarak destek istemişti:

Bugünü bayram tadında geçirmemiz gerekirken; ne yazık ki yine emeğimiz için, sağlığımız için alanlarda olmak, G(ö)REV’de olmak düştü bizlere… Hastanelerimize sahip çıkmak için, toplum sağlığına sahip çıkmak için, emeğimize sahip çıkmak için G(ö)REV’deyiz. Yani sizlerin, bizlerin, çocuklarımızın sağlığı için… Sağlıklı bir gelecek için…

Salgında toplum bir kez daha gördü ki: Fedakârca çalışan hekimler, sağlık çalışanları olmasaydı bugün çok daha fazla insanımız hastalanacak, çok daha fazla insanımız kaybedilecekti. Bizlere “Giderlerse gitsinler” diyenler salgında hastalanan, yaşamını yitiren meslektaşlarımıza dahi saygı duymayanlardır. 

Bilinmelidir ki biz bunca emeği ve çabayı, birileri hastaneleri özelleştirsin, zenginleri daha da zengin etsin diye değil; topluma karşı sorumluluğumuz için gösterdik, gösteriyoruz. Ancak bu çabalarımızın karşılığı artık daha fazla; yoksulluk sınırının bile altında maaşlarla çalıştırılmak, şiddete uğramak, kötü eğitim, kötü çalışma koşulları, emeklilik ve gelecek kaygısı da olmamalı.

Geldiğimiz noktada sağlık sisteminin artık tıkandığı herkes tarafından görülmektedir. Toplumun sağlığı her geçen gün daha kötüye gitmekte, sağlığa ulaşım ise güçleşmektedir. Sağlık sistemi sürdürülemez durumdayken; bizler sağlıkta şiddet ve malpraktis tehdidi altında, düşük ücretlerle ve ağır iş yüküyle çalışmak zorunda kalmaktayız. Meslek onurumuzun ve emeğimizin en değersiz hale getirildiği dönemdeyiz."

“Taleplerimiz Sizin İçin, Bizim İçin, Hepimiz İçin... Sağlık Mücadelesinde Yan Yanayız!” 

Bültene kayıt ol