Şubat ayında açlık sınırı 4 bin 500 lirayı, yoksulluk sınırı 15 bin lirayı geçti. Benzine ve mazota 1,5 lira zam geldi, litre fiyatları 17 lira oldu. Gramajı 240’tan 210’a düşürülen ekmeğin fiyatı 3 lira oldu. Bu zamma, Ukrayna savaşı nedeniyle artan buğday fiyatlarının etkisi henüz dâhil değil.
Elektrik, gaz, su ve telefon faturaları toplamı ortalama bin lirayı geçmiş durumda. Gıda ulaşım, kira, sağlık, eğitim gibi zorunlu harcamalarla birlikte 4 kişilik bir hanenin geçinmek için minimum ihtiyacı 10 bin lirayı bulmuş durumda.
İş bulabilen insanlar en fazla asgari ücretle çalışabiliyor. Pek çok fabrikada işçiler asgari ücrete birkaç yüz lira zam ekletebilmek için günler süren direnişler yapıyorlar. Toplu sözleşme imzalanan işyerlerinde ek zam için işçiler bastırıyor.
Türkiye’de hanelerin ortalama geliri 5 bin lira seviyesinde. 10 bin liralık ihtiyacı 5 bin lira ile karşılamak mümkün olmadığı için insanlar büyük ölçüde bankalardan kredi almak zorunda kalıyorlar. Her bir hanenin ortalama 30 bin lira bankalara borcu var.
Bütün bunların üzerine şimdi bir de Ukrayna’da yaşanan savaşın olumsuz etkileri biniyor. Ukrayna işgalinin fiyatlar üstündeki asıl etkisi Mart ayından itibaren görülecek.
Ukrayna’nın işgali ekonomik krizi derinleştiriyor
Türkiye ekonomisinin sorunları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte daha da çoğaldı. AKP salgından sonra şimdi de Ukrayna Krizi’ne hazırlıksız yakalandı. Merkez Bankası’nın kasasında 60 milyar dolar eksik var, 171 milyar dolar kısa vadeli borç var, enflasyon yüzde 100’leri geçti, işsizlik yüzde 25’lerde.
Böyle bir ekonomik tabloda AKP yönetiminin dövizi ve dolayısıyla enflasyonu tutması imkânsız. Yüksek enflasyon, düşük ücretler sarmalı halkın sefaletini daha da artıracak.
İşgalle birlikte petrol ve doğal gaz fiyatları uçmaya başladı. Petrol 100 doları aştı. Bu durum Türkiye’de zaten büyük bir problem olan enerji faturalarının tutarını daha da artıracak. Spot piyasalarda savaş nedeniyle doğal gaza gelen yüzde 30 zam, kısa sürede gaz ve elektrik faturalarımıza yansıyacak.
Hükümetten acil taleplerimiz:
Yoksulluk, açlık kaderimiz değil, krizin faturasını patronlara ödetmek için taleplerimiz şunlar:
• Askeri harcamaları, lüks harcamaları, israfı kesin.
• Tüm gelirini yoksullara aktarmak üzere zenginleri vergilendirin.
• Parasız sağlık, parasız eğitim, parasız barınma sağ¬layın.
• Temel gıda ürünlerinin ucuza temini için destek verin.
• Yoksulların elektrik, su, gaz ve kira giderlerine destek olun.
• Tüm ücretleri her ay enflasyon oranında artırın.
İşçi sınıfı olarak bu gidişata dur diyelim
Sendikalar, işçi örgütleri, işçi platformları olarak bir araya gelelim, açlığa, yoksulluğa, evsizliğe karşı mitingler, gösteriler düzenleyelim.
Ücretlerin yükseltilmesi, sendikal hakların eksiksiz tanınması, evsizlere ev bulunması, açların karnının doyurulması için mücadele edelim. Emek Platformu benzeri ortak örgütlenmeler kuralım. Çünkü birleşen işçiler yenilmez.