Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Turkovac aşısı açıklamalarıyla ilgili hedef gösterilen Türk Tabipleri Birliği (TTB), yazılı açıklama yaparak “Bilimin gerçeklerini ifade etmeye ve gerçekleri söylemeye devam edeceğiz” dedi.
Açıklamada, TTB’nin tüm canlılar için aşı çalışmalarını bir değer olarak gördüğü ve her zaman desteklediği belirtilerek şu noktalara vurgu yapıldı:
“TTB pandeminin başından beri şunları söylemektedir: Aşılar tüm canlıların ortak değeridir. Pandemiden çıkış; tüm canlıların nitelikli, ücretsiz, erişilebilir bir şekilde aşılanmasından ve hızlı bir aşılama programından geçmektedir. Aşı, COVID-19 pandemisinde tüm insanlık için en önemli araçtır. Aşı çalışmalarını desteklemek toplumsal ve bilimsel bir sorumluluktur.
TTB bu tutumu nedeniyle bilimsellik ve toplum sağlığı gibi kaygıları olmayan aşı karşıtlarının hedefi dahi olmuş; iktidar ise bu çevrelere karşı sürekli sessiz kalmıştır.
TTB, aynı bilimsel ve toplumsal sorumluluğu, pandemi sürecinin şeffaf veriler ışığında, sağlığın tüm bileşenleriyle yürütülmesi gerektiğini söylerken de taşımaktadır.
Tüm uyarılarımız toplum sağlığı içindir. Sağlık Bakanlığı ve toplum da görmüştür ki TTB her uyarısında haklı çıkmaktadır: Çünkü tek referansı bilimdir. TTB’nin kamuoyu araştırmalarında en güvenilir kurumlar arasında ilk sıralarda yer almasını sağlayan da bu tutumudur.
COVID-19’a karşı olumlu etkisinin bulunmadığı anlaşılan hidroksiklorokin ilacının ısrarla dağıtılmaya devam edilmesine karşı uyarımız bu örneklerden yalnızca bir tanesidir. Pandemi döneminde de aynı bilimsel hassasiyeti korumamız ve bilimsel verileri toplum adına talep etmemiz hekimlik görevimizdir.
Aşıları incelememizdeki temel kaynağımız, üretildiği ülke ve kullanılan teknik değil; faz 3 ön verilerinin sonuç raporu ve yayımlanmış bilimsel değerlendirmelerdir. Bundan bir yıl önce Sputnik V aşısını değerlendirirken de bunu belirtmiştik.
Daha önce yapmış olduğumuz açıklamamızı bir kez daha hatırlatmak isteriz:
Türkiye’de üretilen bir aşının sadece ülkemizde değil dünyada da pandemiyi kontrol altına alma ihtimali, sevinçle karşılayacağımız bir durumdur. Ancak bunu yapmak için henüz uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yer almayan faz 3 çalışmalarının bilimsel ortamlarda değerlendirilmesi, ardından fazların sonuçları ve bilimsel verilerinin paylaşılması gerekmektedir. Tüm bu sürecin ardından acil kullanım onayı alınmalıdır.
Pandemide yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz.
Ancak daha önce iktidara sorduğumuz soruyu bir kez daha soruyoruz: Zamanında aşı üreten ve ürettiği aşıları dünyaya ulaştıran bir ülke iken ve bunda Hıfzıssıhha Enstitüsünün rolü de çok büyükken, Hıfzıssıhha Enstitüsü neden kapatılmıştır?
TTB, aşı çalışmalarına ve buna emek veren tüm bilim insanlarına minnettardır. Ancak iktidarın bu süreçteki tutumu ne yazık ki pandemideki tutumundan farksız ve şeffaflıktan uzaktır. İktidarın aşı konusunda şeffaflıktan uzak bu tutumu ne yazık ki insanlarda 'aşı tereddüdü' oluşturmaktadır.
Talebimiz çok açık ve nettir: İnsanların daha fazla aşı tereddüdü yaşamaması için tüm aşı çalışmaları ile ilgili verileri hızla kamuoyuyla paylaşın. Süreci tüm sağlık örgütleriyle birlikte yürütün; hızlı ve etkin bir aşılama programı oluşturun.”