Adana’da Ali El Hemdan’ın öldürülmesi davasında mahkeme heyeti sanık polis memuru Fatih Karaca’ya “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti geçmişteki hali ve olaydan sonraki davranışları ve verilen cezanın geleceği üstündeki olumsuz etkileri nedeni ile cezayı 25 yıla indirdi.
17 yaşındaki Ali el Hemdan, Adana’da 28 Nisan 2020'de öldürüldü. Fail polis memuru Fatih Karaca hakkında açılan davanın 7’nci duruşması Adana 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık polis duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. Sanık avukatları, Hemdan'ın avukatları, Adana Barosu, İHD, ÇHD avukatları ve Af Örgütü duruşmada yer aldı. Hemdan'ın ailesi duruşmaya katılmadı.
Kararla, “Dur ihtarına uymadığı” iddiası ile polisin öldürme eylemini gerçekleştirdiği bir davada ilk kez bir polis memuru kasten öldürme suçundan ceza almış oldu.
Neler olmuştu
17 yaşındaki Ali el Hemdan, Adana’da 28 Nisan 2020'de öldürüldü. Adana Valiliği ve Emniyet; Polis Kriminoloji Laboratuvarı’nın hazırladığı “Kurşun sekerek isabet etti” raporuna dayanarak, olayı kaza kurşunu olarak göstermeye çalıştı.
Olay anına dair kamera görüntüleri ve tanık ifadeleri “kaza kurşunu” ve sanık polis memurunun “ayağım kaydı, istem dışı ateş ettim” iddialarını çürüttü. Sanık polis hakkında, Adana 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2020 yılının Haziran ayında “Kasten öldürme” suçundan dava açıldı.
Mahkeme dosyasına giren görüntüde, polisin mermiyi namluya sürüp ardından silahı Ali El Hemdan’a doğrultup ateş ettiği görülüyor.
Tanık S.D. de soruşturma aşaması ve mahkemedeki ifadesinde Ali El Hemdan’ın yüzünün polise dönük olduğunu ve polisin ayağının kaymasının söz konusu olmadığını anlattı.
Savcı hazırladığı iddianamede Polis Kriminoloji raporu ile görüntülerin çeliştiğine dikkat çekti ve davayı kasten öldürme suçundan açtı. Davanın ilk duruşması 9 Temmuz 2020’de görüldü.
Üstü örtülmesi işten bile olmayan cinayet davasının bu aşamaya gelmesi, kamuoyu takibinin önemli olduğunu ortaya koydu. Adana Barosu, Çağdaş Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği, Uluslararası Af Örgütü ve basın ilk günden beri olayın takipçisi oldu