Türk Lirası, yeni haftaya değer kaybıyla başladı. Dolar/TL kuru, haftanın ilk gününde 14,75 seviyesini aşarak rekor tazeledi. Kurun hızla yükselmesi üzerine, Merkez Bankası (MB) son 13 günde dördüncü defa kura müdahale etti. Ancak bu müdahale, kurun yalnızca sınırlı bir şekilde geriye çekilmesine yol açtı.
Merkez Bankası'nın doğrudan döviz satış yöntemiyle yaptığı dördüncü ve en büyük döviz müdahalesinde tutar yaklaşık 2,5 milyar dolar oldu.
MB'nin 1 Aralık tarihindeki ilk müdahalesi 650 milyon dolar, 3 Aralık'taki ikinci müdahalesi 400 milyon dolar, 10 Aralık'taki üçüncü müdahalesi ise 500 milyon dolar seviyesindeydi. MB'nin dördüncü ve son müdahalesi ile birlikte satılan döviz toplam 4 milyar dolar seviyesine yükseldi.
Müdahale bir işe yaramadı
MB, geçen yıl 128 milyar dolar rezervini arka kapı yöntemleri ile kamu bankaları eliyle satmıştı, ama kuru ancak 4 ay tutabilmişti. Bu yıl kamuoyu baskısı nedeniyle arka kapı yöntemlerini kullanamıyor, yasal açıklamalarla doğrudan kendisi döviz satıyor.
Ama kuru tutmak için elinde kendi döviz kaynağı yok, ödünç dövizleri, (bankalardaki döviz hesaplarından MB’na aktarılanlar, yabancı merkez bankalarından alınan borçlar vb.) satıyor. Dolayısıyla aylarca sürecek bir destekleme yapması imkânsız.
TL, giderek bir para biriminin yerine getirmesi gereken işlevlerden bazılarını gerçekleştirememeye başladı. Bazı alanlarda bir alışveriş aracı olma özelliğini yitirmiş durumda, TL ile vadeli ticaret şu anda pek yapılamıyor. Piyasada pek çok ürün, örneğin demir çelik ürünleri için vadeli fiyatlar dolar üzerinden veriliyor.
Maliye Bakanı Nebati, patronlar için üzülüyor, emekçileri umursamıyor
Maliye Bakanı Nurettin Nebati, bir gazeteye verdiği demeçte, ekonomik kriz nedeniyle ücretlilerin yaşadığı açlık ve sefaleti küçümsedi. Evine ekmek götüremeyen milyonlarca insanın değil, krizde bile para kazanmaya devam eden bir avuç patronun sorunlarının daha önemli olduğunu açıkça söyledi. Ekonominin sorunları çözülmezse “üzüleceğini” belirtti, ama ekonomik kriz nedeniyle her gün büyük sıkıntılar çeken milyonlarca işçi ve emekçi ile ilgili hiç bir çözüm ortaya koymadı.
Onların enflasyon karşısında ezilmelerinin önemli olmadığını hissettirdi. Şunları söyledi: “Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer.”
Enflasyon yüzde 100’ü aşabilir
2 ay önce görevden alınan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Semih Tümen, gelecek dönemde enflasyonda üç hanenin görülebileceğine dikkat çekti.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Tümen, “Yeni ekonomi programı: sınırsız parasal genişleme ve genişleyici maliye politikası (bütçe destekli fiyat kontrolleri, vergi/ücret teşvikleri) ile enflasyonla mücadele. Tebrikler!” dedi.
Tümen şöyle devam etti: Tümen, “Asgari ücret zammı sonrası ücret-fiyat sarmalının etkisiyle enflasyonda üç haneyi görmek işten değil” dedi.
Bunu diyen daha iki ay öncesine kadar AKP’nin kamu görevlilerinden biri, MB Başkan yardımcısı.
İşçiler, emekçiler her geçen gün daha fazla yoksullaşıyor
TL’deki değer kaybının asıl etkilediği kesim milyonlarca işçi ve emekçi. TL’de yüzde 10 değer kaybı, ücretlerimizin yüzde 10 eksilmesi demek. Yıl başından bugüne hükümet piyasadaki para miktarını en az 3 kat artırdı. Bütçe açığını ve daha pek çok ödemesini bu yeni basılan paralarla kapatmaya çalışıyor. Ama bu paralar aynı zamanda enflasyonun kaynağı.
Asgari ücrete yapılacak zam şimdiden eridi. Yılbaşında yeni asgari ücret muhtemelen açlık sınırının altında kalmış olacak. Hükümetin işçiyi ve emekçiyi ezen politikalarına karşı işçi sınıfı örgütlerinin bir an önce birleşik mücadele için harekete geçmesi gerekir.