Sosyalist Tartışma 2021: Ekim Devrimi aşağıdan bir kitle mücadelesinin zaferiydi

24.10.2021 - 18:25
Haberi paylaş

Sosyalist Tartışma 2021 İstanbul toplantılarının ikinci gününde ilk toplantı 1917 Ekim Devrimi'nin Güncelliği hakkındaydı. 

Toplantıda Ceren Devrim Karabulut ve Roni Margulies konuştu. Konuşmalar özetle şöyle:

Ceren Devrim Karabulut: Şubat devrimi sonrası Rusya’da ikili iktidar vardı. Ülke açtı, askerler savaştaydı, köylüler toprak istiyordu. Şubat Devrimi sonrası iktidar olan partiler halkın taleplerini göz ardı ediyorlardı. Sosyalistler iki grupta toplanıyordu. Reformları savunan Menşevikler, devrimi savunan Bolşevikler. Menşevikler hükümet oldular, ama işçilerin yoksulların sorunlarını çözemediler.

Bolşevikler halkın taleplerine sahip çıktılar. Menşevik geçici hükümet halka karşı şiddet uygulamaya başladı. Bolşevikler tutuklandı, Lenin Finlandiya’ya kaçtı. Menşevikler bir işçi hükümeti için Rusya’nın hazır olmadığını, şartların olgunlaşması gerektiğini söylüyorlardı.

Troçki kapitalizm bir dünya sistemidir, hiçbir ülke onun dışında değildir, dedi.

Hükümet başkanı Kerenski, general Kornilov’u yardıma çağırdı, askeri darbe girişimine Bolşevikler engel oldular.

Şubat Devriminde kurulan Sovyetlerde (Konseyler) Bolşevikler yer aldılar, sabırla çoğunluğu almaya çalıştılar.

Bolşevikler hala genel oyda azınlıktı. Çünkü 100 milyon köylü vardı. Eylül, Ekim ayında Sovyetlerde Bolşevikler çoğunluğu sağladılar.

25 Ekim’de Bolşevikler Petrograd’daki kamu binalarına girdiler, herhangi bir direnişle karşılaşmadılar. Kışlık Sarayın ele geçirilmesinde de direniş olmadı.

Bazı tarihçiler Ekim Devrimini darbe olarak tanımlar, hâlbuki ekim Devrimi işçi sınıfı ile birlikte ve direnişle karşılaşılmaksızın gerçekleştirilmiştir.

İşçiler ve askerler birlikte devrimi gerçekleştirmişlerdir.

Devrim sonrası ortaya çıkan iç savaş çok kanlı oldu, Ekim devrimi için de kötü oldu, devrimi gerçekleştiren işçi sınıfı iç savaşta öldü.

Devrim sonrası çeşitli kimlikler; kadın, LGBTİ, Yahudi vb önemli haklar elde ettiler. Kürtaj ve eşcinsellik yasallaştı. Cinsiyet değiştirmek isteyenlere devlet destek olmaya başladı. Kadınların üzerindeki yükü almak için kreşler açıldı, toplumsal aşevleri, çamaşırhaneler kuruldu.

Ekim Devrimine yol açan ana etken, halkın kendi sorunlarını çözmek için örgütlenip yönetimi ele almasıdır. Bugün de yapılması gereken örgütlenmek, işçi sınıfı hareketine katılmaktır.

Roni Margulies: 1917’de yaşamıyoruz, biraz daha güncel düşünmeliyiz. Ekim Devriminden çıkaracağımız üç temel nokta var: Toplumu değiştirmek için kitlesel işçi sınıfı hareketi gerekir. İkincisi bu hareketin kendi örgütlenmelerini (Sovyetleri, konseyleri, şuraları) yaratmak gerekir. Üçüncüsü bu örgütleri iktidara getirmek gerekir, başka organları değil.

Epeydir sömürü açlık vb konuşuluyor, ama devrim, Sovyet vb çerçevede konuşulmuyor. Çünkü 1930’larda Sovyetler Birliğinde devlet kapitalizmi kuruldu, Stalinist diktatörlük kuruldu. 1990’larda Sovyetler yıkılınca sosyalizm yıkıldı dendi, hâlbuki yıkılan devlet kapitalizmiydi, Stalinist diktatörlüktü. 

60, 70’li yıllarda muhalifler sosyalizmi alternatif görürdü, şimdi öyle değil. Gençlik artık çok azınlık bir kesimi hariç sosyalizmi bir alternatif olarak görmüyor, çöken Sovyetler Birliği nedeniyle.

İkinci sorun Sosyal demokrasi. İşçi sınıfının iki tür partisi vardır, genel olarak. Devrimci partiler, reformcu partiler. 2.dünya savaşından beri, sosyal demokrat adı verilen reformcu partiler, devrimci geleneğe göre daha güçlü.

Üçüncü bir şık olarak Türkiye’de gerillacı stalinist bir gelenek var. Bu gelenek zaten işçi sınıfının iktidarını hedeflemiyor. O yüzden konumuz dışı.

1968’i yaşadık, bütün Avrupa çalkalandı. Fransa’da 10 milyon kişi genel greve katıldı. 

70’li yıllarda Afrika’da ulusal kurtuluş savaşları oldu, Portekiz emperyalizmini Afrika’dan kovdular. 1974’te Portekiz, 1979 İran, 1979 Nikaragua, 1986 Filipinler devrimleri oldu. 1989’da Doğu Avrupa devrimleri oldu. Buna devrim demeyen solcular var. Ama mesela Romanya’da maden işçileri eylemler yaptı, Çavuşesku’yu devirdi. 1990 Suharto’yu deviren Endonezya devrimi var. 2010-12 Arap devrimleri var. Ayrıca Filistin intifadası var, batıda sayısız genel grev, kitle hareketi var.

Bunların hepsi devrim. Bu örneklerin hepsi kitlesel, epeyce kısmı Sovyet devriminden daha kitlesel. Hepsinde muhalif kitleler kendi örgütlerini yaratıyorlar. Bazılarını iyi biliyoruz, bazılarını bilmiyoruz.

Mesela İran devrimi. Şaha karşı hareket başlayınca petrol işçileri Şuralar kuruyorlar. Mısır’da Tahrir meydanında 1 milyon insan var, bu insanların yemeğini, çöpünü, iletişimini örgütleyenler var. Dünya bizim için hakkımızda ne der diye merak ederler, kadınlar binlerce çarşafı dikip gökdelenden sarkıtırlar, ekrana çevirirler, dünyadan haber alırlar.

Ama bütün bu devrimlerde bu örgütlenmelerin iktidara yürümesi, iktidarı işçi sınıfına vermesi hiç birinde yok. Bu bütün sosyalistlerin düşünmesi gereken şey.

Mısır devrimi İhvan’ı iktidarı getirdi, işçilerin seçtiği komiteleri iktidara getirmedi. İran’da şuralar Humeyni’yi iktidara getirdi. Bu konu dünya sosyalistlerinin temel problemidir.

Günümüz devrimleri ile Ekim devrimi arasındaki fark şu: Sovyet devriminde var olan Bolşevik Parti, günümüz devrimlerinde yok. Her yerde aynı şeyi anlatan, yol gösteren bir parti olması gerekir. Parti olmadığında devrim sonuca varamadan kesilir. 

Devrim her zaman olur, hiç ummadığımız zamanda insanlar ayaklanırlar, bunun başarı ile sonuçlanması için parti gerekir.

Katkılar:

Hükümetler büyük bir yolsuzluk hukuksuzluk içinde. Ekim devriminden sonra ise işçiler istediği zaman yöneticileri geri alabiliyordu. 

Bolşevikler Şubat devriminden sonra iktidara gelen reformcu Menşeviklere karşı işçi sınfının desteğini aldılar. Bunu mesela Mısır’da Mursi iktidarına karşı sosyalistler yapabilmeliydi, işçi sınıfını örgütleyebilmelilerdi, ama yapamadılar, çünkü örgütlü değillerdi. 

Bugün de Cumhur İttifakına karşı devrimci bir odağı inşa etmek o yüzden önemli.

Sosyalizm nedir, sosyalizm yukardan örgütlenecek bir şey değil. Lenin bizim kuşak devrimi görmez derken, işçi sınıfı devrimi yapmıştır. 1917 devrimi Bolşevik devrimi değil. İşçiler yapmıştır. Zaten devrimi kitleler yapar, Ekim ayından önce her gün yüzbinlerce işçi eylem yapmıştır. 

Şimdi biz bugün kime oy vereceğimizi tartışıyoruz. Aşağıdan gelişen sosyal öfkeyi örgütlemeliyiz, kime oy vereceğimizi tartışmak yerine. Öfke patladığında harekete geçecek, doğru kararlar verecek kadroları örgütlemeliyiz. Bugün ne kadar küçük de olsak, devrimci Marksist tutum önemli.

Egemen görüşler, egemen sınıfın görüşleridir. Hepimiz kitlelere her gün sosyalizmi anlatsak da bu şekilde inandıramayız. Toplum sistemin kendisine empoze ettiği görüşleri kabul etmeye daha fazla hazırdır. Ama ne zaman kapitalizm topluma baskı yapmaya başlar, o zaman insanlar doğru fikirlere ulaşabilir. 

Kitleler sokağa çıktığında düşünmeye başlar, o zaman sosyalistler o insanlara doğru fikirleri anlatırlarsa iyi şeyler olabilir.

Bültene kayıt ol