Sosyalist Tartışma 2021 İstanbul toplantıları devam ediyor. İlk günün son toplantısının başlığı “Kadınların özgürlük mücadelesi: Perspektifler, ihtimaller”di. Toplantıda Berrin Sönmez, Evrim Kepenek ve Dila Ak konuşma yaptılar, toplantı salondan katkılarla devam etti.
Konuşmalar özetle şöyle:
Dila Ak: Dünyanın her yerinde kadınlara baskı var, cinsiyet eşitsizliği var. Bunlar sadece Türkiye’ye özgü sorunlar değil. OHAL döneminde kadınlar sokaklara çıktılar, bundan hiçbir zaman çekinmediler, korkmadılar. Pandemi döneminde işçiler olarak zor süreçlerden geçtik. Kadın işçiler elbette daha zor koşullarla karşılaştılar. İşlerinden çıkarıldılar veya işlerini bırakmak zorunda kaldılar, böyle koşullar dayatıldı. Toplumsal eşitsizlik konusundaki problemleri her zaman gördük. Pandemide kreşler kapatılınca kadınlar çocuk bakımı nedeniyle eve kapanmak zorunda kaldı. Yaşlı ve hasta bakımı da kadınların üzerinde kaldı.
Eve kapanan kadınlar, şiddet gördüğü insanlarla aynı evde kalmak zorunda oldu. Bu kadınların şiddetten korunma çağrılarına devlet cevap vermedi.
Dünyada kadın mücadelesi devam ediyor. Kadınlar kendi haklarını ancak sokakta mücadele ederek alabiliyorlar. Mesela Arjantin’de kadınlar Adalet sarayını yaktılar. 13 yaşında kız çocuğu 33 yaşındaki erkek tarafından katlediliyor, polis tepkisiz kalınca kadınlar o bölgedeki Adalet sarayını yakıyorlar.
İstanbul Sözleşmesinden çıkılmış olmasına rağmen, kadınların mücadelesi ilham vericiydi. Zaten bugün bile İstanbul Sözleşmesini kadınların sahiplenmesi önemli. LGBTİ+ hareketinin kazanımları da kadın hareketini olumlu etkiliyor.
Kürtaj konusu önemli, kadının bedeni üzerinde söz hakkı elde etmeye çalışıyorlar. Türkiye’de 1983’ten beri 10 haftaya kadar kürtaj serbest, ama devlet hastanelerinde fiilen yapılmıyor, yalan olduğu halde yasak olduğu söyleniyor.
Polonya’da kürtajı tamamen yasakladılar. İrlanda’da ise kadın hareketi kürtaj hakkını referandumda yüzde 65 oy alarak kazandı.
Arjantin’de kadınlar kürtaj yasasının onaylanmasını coşkuyla kutladılar. Meksika’da kürtaj hapis cezası gerektiriyordu, şimdi ise giderek serbest hale geliyor.
Kadın hareketi bütün dünyada hakları için mücadele ediyor.
Evrim Kepenek: Kadınlar olarak sürekli dönüşüm içindeyiz. Feminizm artık kendini kabul ettirdi. Sosyalist feministler, eko feministler, Müslüman feministler var. Kadınlar, LGBTİ+’lar güçlendikçe patriyarka şunu fark etti: Küresel dünya ikiye bölünmüş durumda Bazı ülkeler kadın bakış açısı ile ilerlerken, ABD, Polonya, Türkiye gibi ülkeler kadınlara durun dedi, o zaman mücadele başladı. Patriyarkal düzeni savunan sistem, ayaklarını bastıkları sistem sallanıyor. Sistem saldırmaya devam ediyor.
Konuşan kadınlara dayanamıyorlar, medyada erkek şiddetini erkekler konuşuyor, kadınlara söz verilmiyor. Bu yanlış dendiğinde, kadınların üretmediği iddia ediliyor, tarihsel eşitsizlikleri anlatmak zorunda kalıyoruz.
Çözüm ne: Pandemide eşitsizliği çok defa gördük. Kadın ve erkeğin eşit olmadığı bir sistem kurulmuş, bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bunu sadece AKP değil birçok siyasetçiden duyuyoruz. Kadın ve erkek eşit olmayınca elbette kadınlar arkada kalmak zorunda oluyor.
Kadınlar daha fazla çalışmak, daha fazla kendilerini göstermek zorunda kalıyor. Pandemide kadın doktorlar değil erkek doktorlar konuştu. Halbuki aynı enerjiyi sarf ediyorlar.
Kadın cinayetlerinde oradaki faili göstermeye çalışıyoruz. Aileden başlayan eşitsiz bir durumu anlatmaya çalışıyoruz.
Çözüm için kadın ve erkeğin eşit olarak kurgulanmadığı bu toplumu dönüştürmek için erkeklerle birlikte mücadele etmeliyiz. Mücadeleye kadınlar, LGBTİ+’lar herkes katılmalıdır. Mahkeme salonlarında, sokakta, toplantılarda, her yerde mücadelemize devam etmeliyiz. Umutluyum, belki bir kere daha ortaçağa gideriz, ama mutlaka bir gün bu dönüşümü yaşayacağız.
Berrin Sönmez: Pek çok kriz yaşıyoruz. Kadın konusu krizlerin en yaygın ve eski olanı. Pek çok nedeni var. Her konuda mikrofon hep erkeklere uzatılıyor. Bunu sadece AKP iktidarı değil, muhalefet de böyle yapıyor. Anayasa çalışmasını muhalefetten 6 erkek yapıyor. EŞİK olarak buna itiraz ettik, kadınların da çalışmaya dahil edilmesini istedik.
Somut bir olay yaşadık bugünlerde. Diyanet baldızla zina konusunda bir fetva vermiş. Baldızla zinanın nikâh düşürmediğini söylemiş. Cevap çok tuhaf. Çok büyük günah ama nikâh düşmez demişler. Erkekleri koruyorlar. Ayete aykırı yorumu niye yapıyor, erkeği korumak için. Ortada bir suç var, ondan söz edilmiyor. Ortada erkeğin kadına cinsel saldırı suçu var, kadın bedeni yok sayılıyor, bu suçtan erkeği sıyırmaya çalışıyorlar.
Bu fıkıh ehli kendisini Allah yerine koyuyor. Topluma had bildiriyor. Bizler Müslüman feminist kadınlar olarak bu fetvalara uymak zorunda değiliz.
Katkılar: Son 10 yılda dünyada ve Türkiye’de mücadeleye kadınlar ve LGBTİ+’lar damgasını vurdu. Sağcı iktidarlar en çok kadınlara ve LGBTİ+’lara saldırıyorlar.
Geçenlerde bir kadın erkekler aleyhine laf söylemiş diye 5 ay hapis cezasına çarptırılmış, ben önce zaytung haberi zannettim, ama gerçekmiş. Yetkililer her gün kadınlar ve LGBTİ+’lar aleyhine neler söylüyorlar.
Kadınlar ve LGBTİ+’lar 1 Temmuz’da barikatları yıkarak sokağa çıktı. Bu direniş çizgisi çok önemli. İstanbul Sözleşmesinden çıkılabilir, ama şimdi tekrar daha da güçlü olarak İstanbul Sözleşmesini kazanabiliriz ve uygulatabiliriz.
Kriz ortamını iyi değerlendirmek gerekir. Sistemin savunucuları erkek. Var olan sistem çok derin bir kriz içinde. Krizde çözüm olarak sundukları kadınlara saldırmak. Kadınlar eşitlik isteyince sistemi daha zora sokmuş oluyorlar. Eşit işe eşit ücret, kreş hakkı, vb taleplerimiz sistem için sıkıntı. Nafaka talebimiz bile sistem için problem.
İstanbul Sözleşmesi tartışmalarında çok yalanlar söylediler.
AB Konseyinden çekilse de İstanbul Sözleşmesi Mecliste oybirliği ile kabul edilmişti. Cumhurbaşkanı kararnamesi ile sözleşmeden çekilemezsiniz. Sözleşme yürürlükte. Ama saldırılar durmuyor. Beşinci yargı paketi gündeme gelecek, biz “yasalara dokunma uygula” diyoruz EŞİK olarak. Çünkü her yargı paketinde tersine bir reform yapıyorlar, Bu pakette de çocuk ve kadın hakları için sıkıntılı maddeler var.
Ayetlerde cinsiyetçilik ve ırkçılığa yer olmadığını belirten çok sayıda bölüm var. Bu mücadeleden asla vaz geçmeyeceğiz.
İstanbul Sözleşmesi kalktı ama anayasa var, kimseye şiddet uygulayamazsınız.
Yasalarla kadınları, LGBTİ+’ları evlere kapatmaya çalışacaklar. Ama 1 Temmuz eyleminde gördüm, kadınlar hiçbir şeyden korkmuyorlar.
Afganistan’da kadınlar Taliban’a karşı ölümü göze alarak mücadele ediyorlar. Kadın Bakanlığının adı İyiliğe Davet Bakanlığı olmuş.
Kadınlar kitlesel mücadele vermek istiyorlar, işçi sınıfını katmaya çalışıyorlar, Afganistanlı kadınların mücadelesi çok önemli.
Haklarımızın tekrar elimizden alınmayacağı yeni bir sistemi hep birlikte kurmalıyız. Bunun için en önemli konu örgütlenmek, herkesi DSİP’e üye olmaya davet ediyorum.