DEMOS (Demokrasi, Barış ve Alternatif Politikalar Araştırma Derneği) tarafından “Kesişen yollardan daralan alanlara: Türkiye’de Kadın ve LGBTİ+ Örgütlerinin Barış Mücadelesi” başlıklı rapor yayınlandı. Raporda “Türkiye’de kadın ve LGBTİ+’ların neredeyse silahlı çatışmanın tarihi kadar eski bir barış mücadelesi deneyimi” olduğu yazılı.
Güley Bor, Güneş Daşlı ve Nisan Alıcı tarafından hazırlanan rapor, Kadın ve LGBTİ+ Örgütlerinin barış anlayışlarını ve mücadele pratiklerini inceliyor. Rapor bu incelemelerini, Çözüm Sürecini merkeze alarak yapıyor.
Rapordan bazı kesitler şöyle:
“[Barışın] bileşeninin bir tanesinin kesinlikle cinsiyet olduğunu, kesinlikle cinsel yönelim olduğunu, cinsiyet kimliği olduğunu söylemek lazım. Çünkü barış tesisi dediğimizde salt silahların susması değil, bu ön koşul, evet. (...) Tabii ki [çatışma da] kesinlikle hem feminizmin hem LGBTİ+ hareketinin dertlerinden bir tanesi ama (...) o barış sürecinin tesisi, bir kimsenin cinsiyetinden ötürü sağlığa ya da yiyeceğe, beslenmeye, barınmaya erişemediği bir dünya değil. O yüzden ben bunları barış sürecinin doğal bileşenleri olarak görüyorum.”
Araştırmacılar, barış mücadelesinde yer alan dokuz kişiyle 30 Ocak-25 Mart 2021 tarihleri arasında görüştü. Barış için Kadın Girişimi, Hêvî Hak, Eşitlik, Varoluş İçin LGBTİ+ Derneği, Kaos GL Derneği, KeSKeSoR Amed LGBTİ+ Oluşumu, LGBTİ Barış Girişimi ve Tevgera Jinên Azad’dan (TJA) biri veya birden fazlasında örgütlenme deneyimine sahip kişilerle yapılan görüşmelerin sonuçları aktarıldı. Araştırma, resmî barış görüşmelerinin sürdüğü 2013-2015 çözüm sürecini merkeze alıyor. Araştırmaya bu sürece yönelik çalışma yürütmüş kadın ve LGBTİ+ örgütleri dahil edildi.
Sadece silahların susması değil!
Raporda LGBTİ+ ve kadın örgütlerinin barış mücadelelerini şekillendiren politikalar inceleniyor. Sonraki bölümde, bu örgütlerin çözüm süreci ve Gezi direnişinin açtığı alanla zenginleşen yaratıcı barış faaliyetlerine ve elde ettikleri kazanımlara odaklanılıyor. Devamında ise LGBTİ+ ve kadın örgütlerinin barış mücadelesinde benimsediği politik çerçevenin ittifaklar kurmadaki etkisi inceleniyor. Çatışma ve otoriterlik karşısında ortak barış mücadelesi yürütmeye dair zorluklara etraflıca değinilen raporun sonuç bölümünde ise araştırmadan çıkan sonuçlar özetleniyor ve önerilere yer veriliyor.
Kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin barış talebinin şiddetin gerek çatışma gerek ateşkes sırasında devamlılığı karşısında, yalnızca silahların susmasını içermediğini ortaya koyan raporda, LGBTİ+ örgütlerinden katılımcılar için barış mücadelesinde özne olmanın özgün bir politik hattı olduğu belirtiliyor.
Toplumsal barış diskurunun LGBTİ+ hareketinin hafızasında önemli bir yeri var
Araştırmacılar; toplumsal barış diskurunun, Türkiye LGBTİ+ hareketinin hafızasında önemli bir yeri olduğunu da belirterek, Kaos GL’nin 2003 yılında düzenlediği Lezbiyen ve Geylerin Sorunları ve Toplumsal Barış İçin Çözüm Arayışları başlıklı sempozyumun, Türkiye’de kamuya açık ilk LGBTİ+ etkinliklerinden biri olmasını da hatırlatıyor.
Raporda, çözüm süreciyle başlayan çatışmasızlık dönemi, “Kürt Kadın Hareketi, feminist hareket, Türkiye kadın hareketi ve LGBTİ+ hareketi arasında bir ortaklaşma, yakınlaşma, birlikte hareket etme ve birbirinden öğrenme dönemi” olarak tarifleniyor. Araştırmacılar; LGBTİ+ örgütlerinin başka koşullarda bir araya gelemedikleri kişi ve kurumlarla çözüm süreci sırasında ortaklaşma imkânı bulabildiklerini söylüyor.
Sosyalist İşçi