Fukuşima nükleer felaketinin 10. yıldönümünde Japonya'dan özür ve eleştiri sesleri yükseliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Akkuyu'da nükleer santralin üçüncü reaktörü için temel atma töreni düzenledi.
Rusya Devlet Başkanı Putin de reaktörleri satan taraf olarak törene çevrimiçi bağlandı.
Çernobil felaketine ve Karadeniz'de radyasyon sonucu hastalıklarla ölümlere, ardından Fukuşima'ya tanık olan halk nükleer santral istemiyor.
Buna rağmen Erdoğan yönetimi, Türkiye kapitalizmini nükleer bir güç yapacaklarını ilan etti.
10. yıl önce Japonya'da yaşanan felaket nükleer santralların ne derece tehlikeli olduğunu göstermişti.
Ne olmuştu?
11 Mart 2011'de Fukuşima’da meydana gelen deprem ve tsunaminin büyük hasar verdiği Daiichi Nükleer Reaktörü büyük bir felakete neden oldu.
Deprem sonrası soğutma kuleleri durmuş, hidrojen patlamaları yaşanmıştı.
Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı araştırmada, Fukuşima Hastanesi kayıtlarına göre nükleer kazayla direk bağlantısı kurulan tiroit kanseri vakalarının çocuklarda 500 kat, yetişkinlerde ise 29 kat arttığı açıklanmıştı.
Sızan radyasyon Avrupa'ya kadar ulaşmıştı.
Dönemin Başbakanı Naoto Kan, Fukuşima felaketinin 10. yıldönümü yaklaşırken bir basın toplantısı düzenledi. Japonya’nın nükleer ısrarını eleştirirken, Türkiye’ye nükleer önermekten utanç duyduğunu yineledi. "Bugün olsa yapmazdım" diyen Naoto, daha öncede Türkiye’yi nükleerden vaz geçmeye çağırmış yenilenebilir enerjiye yatırım yapma önerisi yapmıştı.
AKP'nin nükleer aşkı
Felaketin ardından dünyanın dört bir yanında ve Türkiye'de milyonlarca insan sokaklara çıkarak "nükleere hayır" demişti. Kitle gösterileri ve yıllardır süren mücadele sayesinde Belçika, Almanya, İspanya ve İsviçre gibi ülkelerin 2030 yılına kadar nükleerden çıkış planlaması yapmaları sağlanmış, bir kaç ülkede de yeni santral açmama kararı aldırılmıştı. Ancak bu gelişmelere rağmen dünyada hala üçünün Türkiye’de olduğu 109 adet kurulması planlanan santral var.
Fukuşima’nın yıldönümünden bir gün önce yılda 135 ton nükleer atık üretecek Akkuyu nükleer santralin üçüncü reaktörünün temel atma töreninde konuşan Erdoğan, sıfır emisyon vurgusu yaparak nükleeri yeşile boyadı. Paris Anlaşması'nı onaylamayan altı ülkeden biri olan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, yenilenebilir enerjiye büyük önem verildiğini söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez'in "Nükleeri sadece elektrik üretiminde değil, ileri teknoloji üretiminde de kullanacağız. Savunma, sağlık, uzay alanlarındaki başarımızı nükleerle bir adım daha ileri götüreceğiz” sözleri ise Akkuyu'daki santralin enerji ihtiyacını karşılamak için kurulmadığını anlatıyor.
Tören öncesinde nükleer konusunda önemli bir gelişme oldu. Anayasa Mahkemesi, Nükleer Düzenleme Kurumu'nun (NDK) Teşkilat ve Görevleri ile ilgili KHK’nın tümünün anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi.
“Çevre, insan sağlığı ve nükleer enerji ve yayılmasının korunan yarar, temel, ilke, esaslar konusunda KHK düzenlenemeyecek konulardandır” gerekçesiyle verilen kararın bir yıl sonra yürürlüğe gireceğini belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin kararı NDK'nın halk sağlığı için kapatılmasına değil bunun hukuki biçimine yönelik.
Nükleere karşı mücadele devam etmeli
AKP'nin nükleer programı, yoğun protestolara rağmen ilerledi. Kutuplaşma, politik baskı ve olağanüstü hal yönetimiyle geçen yıllarda nükleer karşıtı mücadele geri planda kaldı. Buna rağmen Akkuyu ve Sinop'un Fukuşima olmasını önlemek hala mümkün.
Nükleer güç olmak adına kendi halkının canını ve sağlığını hiçe sayan iktidarı birleşik mücadeleyle durduralım.