Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yıllık raporunu ve istatistiklerini yayınladı.
AİHM merkezinde yeni adli dönem açılışı vesilesiyle yapılan basın toplantısında açıklanan veriler Türkiye açısından vahim bir tablo sunuyor.
AİHM Başkanı Robert Spano basın toplantısında Türkiye ile ilgili başvurularda önceki yıla göre yüzde 27 oranında bir artış yaşandığını açıkladı. Rapor 2020 yılında en çok yargılama yapılan ve en az bir hak ihlali tespit edilen ülkeleri şöyle sıralıyor: Rusya (173), Türkiye (85), Ukrayna (82), Romanya (64), Azerbaycan (32), Bulgaristan (35).
Genel verilere göre 1959 ile 2020 arasında Türkiye 3 bin 309 hak ihlaliyle birinci. Türkiye’yi Rusya, İtalya, Ukrayna ve Romanya izliyor.
Böylece iktidardakiler Türkiye’nin dünyada elde ettiği nadir bir birincilik örneği olarak hak ihlalleri şampiyonluğunu gösterebilirler.
Raporda Türkiye ile ilgili bazı veriler şöyle:
Türkiye’de her 10 bin kişide 1.09 kişi AİHM kararıma konu olmuş. 47 üyeli Avrupa Konseyi ortalaması ise 0,50. Yani, Türkiye’deki oran ortalamanın iki katından da fazla.
2020 yılında Türkiye’yle ilgili 97 karardan 85’inde en az bir hak ihlali tespit edildi.
2020 yılında Türkiye’de en çok ihlale yol açan konular 31’le ifade özgürlüğü, 21’le adil yargılanma hakkı ve 16’yla özgürlük ve güvenlik hakkı.
1959 ile 2020 yılları arasında Türkiye’de en fazla ihlale yol açan konular 953’le adil yargılanma hakkı, 787’yle özgürlük ve güvenlik hakkı ve 688’le mülkiyetin korunması.
AİHM’de bekleyen yaklaşık 62 bin başvurunun 11 bin 750’si (yüzde 18.95) Türkiye’yle ilgili.
Bu sayılar hak ihlalinin ulaştığı korkunç boyutu gözler önüne seriyor. Delilsiz iddianameler, savunma hakkı gasp edilerek verilen mahkumiyetler, iddianame hazırlanmadan yıllarca hapis yatan gazeteciler, sivil toplum aktivistleri, mahkemeler tarafından haklarında beraat kararı verilen tutukluların serbest bırakılmaması, Anayasa Mahkemesi’nin ya da AİHM’in kararlarına alt mahkemelerin uymaması gibi giderek ağırlaşan hukuksal ihlaller, Türkiye’yi bu alanda tek rakibi Rusya olan çok geri bir noktaya sürüklüyor.
Türkiye özellikle ifade özgürlüğü ve adil yargılama alanında AİHM nezdinde çok kötü bir sicile sahip. En çok ihlale konu olan başlıklar, 2020 yılında 31 ihlalle ifade özgürlüğü ve 21’le adil yargılama hakkı. Bunlar sadece AİHM’e yansıyanlar. Son öğrenci eylemleri sırasında, sosyal medyadan eylemleri destekleyen herkese “suçlu” muamelesi yapılması sorunun çok daha köklü olduğunu gösteriyor.
Türkiye’den yapılan başvuruların çoğunlukla “hukuk dışı gözaltılar” ile ilgili olduğu AİHM tarafından kaydedildi. AİHM başkanı, basın toplantısında “Büyük Daire’nin verdiği kararlar kesindir ve uygulanma zorunluluğu vardır. Sözleşme’nin 46’ncı maddesi çok açık. Her üye devlet, mahkeme kararını uygulamak zorundadır” dedi. Bu açıklama AİHM’in Selahattin Demirtaş kararını tanımayan mahkemelere net bir uyarı olarak ele alınmalıdır.