Halk TV, RTÜK’ün verdiği cezaya itiraz etmişti. RTÜK hukuk müşavirliği davaya bir savunma metni gönderdi.
İstanbul milletvekili Cihangir İslam tarafından paylaşılan 20 Temmuz 2020 tarihli evrak evlere şenlik gerçekten!
Halk TV’deki bir tartışma programında konuşmacılardan birisinin yaptığı vurgular RTİK tarafından sakıncalı bulunmuş ve kurum TV kanalının cezalandırılmasını istemişti. Kanal’ın itirazı üzerine RTÜK yaptığı “savunma” kurumların içinde yaşadığımız siyasi iklim tarafından tek kelimeyle ne kadar acayip yerlere ve tutumlara savrulduğunu gösteriyor.
RTÜK savunma metninde önce “Yayıncı kuruluş sorumlu yayıncılık anlayışıyla hareket etmeyerek söz konusu yayını ile program konuğunun aleti olmuştur” diyor ve devamında bu kurumun yetki alanlarını nasıl keyfi bir şekilde aştığını gösteren şu şaşırtıcı sözleri söylüyor: “Medyanın iktidarın yıkılmasına sebep olabilecek, ekonomik kararlara hükmedebilecek, daha açık ifade ile istediğini başa getirebilecek, istediğini alaşağı edebilecek derecede önem arz ettiği bir durumda, her program konuğunun medya kanalı ile istediğini söyleme özgürlüğünden bahsetmek asla mümkün olmayacaktır.”
Bir kurum, ilk kez böylesine çekinmeden kendisini iktidarın yerine koyuyor olabilir Türkiye’de. Bu açıklamayla, artık, RTÜK demek iktidar demektir. RTÜK’ün bazı üyeleri ise televizyon ve radyolarda yapılan konuşmaların hangisinin hükümetin yıkılmasını talep ettiğini anlayabilecek uzmanlar arasında olduğunu gösterir.
“İktidarın yıkılması” ne yana çekilse o yana gidecek bir kavram.
Örneğin seçimlerde AKP’ni yenilgisini savunmak iktidarın yıkılması anlamına mı geliyor?
Bu siyasal ve bütünüyle demokratik talep RTÜK üyelerinin nasıl yorumlayacağına göre mi düşünce ve yayın özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek.
RTÜK artık Radyo ve Televizyon Üst Kurulu değil, iktidarın basın özgürlüğünü kısıtlama makinesine dönüşmüştür.