İstanbul Tabip Odası: İstanbul Wuhan’ı geçti

10.11.2020 - 17:25
Haberi paylaş

İstanbul Tabip Odası, Kovid-19 salgınına mücadelede yaşanan eksikliklere dikkat çekmek amacıyla yaptığı basın açıklamasında, alınması gereken önlemleri sıraladı.

Açıklamaya, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Güray Kılıç ve Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu ile Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğu katıldı.

Beş günlük eylem kararı alındı

Açıklama, salgın nedeniyle yaşamını yitiren Dr. Mesut Cem İlkin ile Dr. Yalçın Özdemir için yapılan anmayla başladı. Açıklamada İlkin ve Özdemir’in resimleri ile “Onlar başarı hikayesi anlatadursun, biz ölüyoruz” yazılı pankart eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu.

Tabip Odası Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, salgının alınmayan önlemler nedeniyle kontrolden çıktığını söyledi. Küçükosmanoğlu, yaşamını yitiren ve hastalanan sağlık emekçilerine dikkat çekmek amacıyla Türkiye genelinde yarından itibaren 5 gün boyunca akşam saat 21.00’da ışık yakma ve kapama eylemi gerçekleştireceklerini duyurdu.

İstanbul Tabip Odası'nın eylem çağrısı:

"Hükümetin salgına karşı etkili bir mücadele yürütmemesi nedeniyle sağlık çalışanları olarak tükendik! Sağlık çalışanları tükendikçe karanlık çöküyor. Bu gidişata DUR demek için 11-15 Kasım tarihleri arasında her akşam saat 21:00de 1 dakika boyunca ışıklarımızı açıp kapatıyoruz."

Bakanlık verileri doğru değil

Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, AKP’nin salgın politikasının bütünüyle iflas ettiğini belirterek, İstanbul için acil “Kapanma” çağrısı yaptı. Sağlık Bakanlığı’nın kriterlerine göre ölüm sayısının 9 Kasım itibarıyla 10 bin 972’ye ulaştığını belirten Ömeroğlu, yapılan hesaplamalara göre, sadece İstanbul’da 12 Mart-4 Kasım 2020 tarihleri arasında toplam 8 bin 456 ek ölüm gerçekleşti” dedi.

Ömeroğlu, gerçek vefat sayılarının Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilerin yaklaşık üç katı olduğunu ifade ederek, “En ağır bedeli ise Sağlık Bakanı’nın daha salgının başlangıcında ‘Türkiye’nin Wuhan’ı’ olarak tanımladığı, bugün ise Wuhan’ı geride bırakmış olan İstanbul ödüyor. İstanbul Tabip Odası olarak, meslektaşlarımızdan topladığımız bilgiler ve sahadaki gözlemlerimiz durumun nasıl bir vahamet kaydettiğini gösteriyor” dedi.

Her gün yeni Covid servisleri açılıyor

Ömeroğlu, hastanelerin durumuna ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Ambulanslar Covid-19 hastalarını taşımaya yetişemiyor, hastalar saatlerce sedyelerde bekletiliyor. Hastanelerde mevcut servisler yetmiyor, her gün yeni yeni Covid-19 servisleri açılıyor. Servise yatması gereken birçok hasta yeterli yatak olmadığı için acillerde tutuluyor. Yoğun bakımda yatması gereken birçok hasta acillerde ya da servislerde bekletilip yoğun bakım yataklarının ‘boşalması’ bekleniyor.

Sadece Covid-19 hastaları değil, diğer hastalar da servis, yatak, yoğun bakım sıkıntısı yüzünden sağlık hizmeti alamıyor. Kamu hastaneleri ihtiyaca cevap veremediği için devreye sokulan özel hastaneler Covid-19 hastalarını ancak ücret karşılığında kabul ediyor. Bütünüyle İlçe Sağlık Müdürlükleri’nin üzerine yıkılmış olan filyasyon çalışmaları vakaların ancak çok az bir bölümüne yetişebiliyor.”

Ömeroğlu, İstanbul için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

* Salgınla mücadele, hastanelerde değil sahada kazanılır. Etkin bir filyasyon çalışması için birinci basamak sağlık hizmetlerindeki Aile Hekimliği-İlçe Sağlık Müdürlüğü ikiliği kaldırılmalı, Aile Sağlığı Merkezleri hızla bölge tabanlı olarak organize edilmelidir.

* Salgının kontrol altına alınamamasının sorumluluğunu vatandaşlara yıkıp sadece ‘Maske-Mesafe-Hijyen’ tekerlemesiyle pandemiyle başa çıkılamaz. Yapılması gereken, Dünya Sağlık Örgütü’nün başından beri önerdiği gibi çok sayıda test yaparak hastalık tanısı konanlara katı bir izolasyon uygulamak, evde izolasyon koşullarının sağlanamadığı durumlarda yerel yönetimlerle de işbirliği yaparak barınma olanakları sağlamaktır.

* Pandeminin bütün insanlığı tehdit ettiği koşullarda sağlık piyasanın vahşi koşullarına terk edilemez, özel hastanelerin Kovid-19 hastalarından para talep etmesine hiçbir şekilde göz yumulamaz. Kamu sağlık kurumlarının ihtiyaca cevap veremediği her durumda özel hastaneler Sağlık Bakanlığı’nın kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.

* Covid-19 dışı hastaların aylardır ertelemek zorunda kaldıkları sağlık hizmeti ihtiyacı daha fazla bekletilemez. Bölge ve nüfus özellikleri dikkate alınarak ‘pandemi dışı hastaneler’ belirlenmeli ve ilan edilmelidir.

* Salgın mücadelesi ancak yüksek motivasyonlu ve yeterli sayıda sağlık çalışanlarıyla kazanılabilir. Covid-19 pandemisinin oluşturduğu istihdam ihtiyacı göz önüne alınarak KHK ile ihraç edilmiş ve ataması yapılmayan hekimler/sağlık çalışanları acilen göreve başlatılmalı; aylardır pandemi mücadelesi nedeniyle yorgun düşmüş sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları hızla düzeltilmelidir.

* Türkiye’de salgının sekiz aydır kontrol altına alınamamasının sorumlusu kuşkusuz onbinlerce yurttaşımızın hayatına mal olan pandemi sürecinden başarı hikâyesi çıkarmaya çalışan AKP zihniyetidir. Bugüne kadar izlenen eksik, yanlış, tutarsız uygulamalara derhal son verilmeli, acilen aklın ve bilimin ışığında açık, şeffaf, güvenilir, toplumun bütün kesimlerinin katılımına açık yeni bir salgın politikası oluşturulmalıdır.

Bültene kayıt ol