Bilim Kurulu’nun bir üyesi, Sağlık Bakanlığı’nın yalnızca hastaları vaka olarak açıklamasının “bilimsel bir açıklaması olmadığını” savunuyor, bir diğeri ise “Tablolarda vaka ve hasta sayısının eş anlamlı kullanıldığı sanıyordum” diyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, turkuaz tablo üzerinde 29 Temmuz tarihine kadar paylaşılan "vaka sayısı" ifadesiyle, o tarihten sonra tabloda yerini alan "hasta sayısı" ifadesinin aynı şeyi karşılamadığını açıklamış ve şöyle demişti:
"Test sonucu pozitif çıkanların her biri bir vakadır. Bunların büyük kısmı belirti göstermeyen taşıyıcılardır. Kalan kısmı ise hastalık bulgusu olup tedavi altına alınan hastalardır. Bir kısmını evde, önemli bir kısmını da hastanede takip ve tedavi ediyoruz. Hastanede tedavi altına aldıklarımızı ayrıca yatan hasta olarak raporluyoruz."
Koca'nın açıklaması kamuoyunda pek çok tartışmayı beraberinde getirdi.
Öyle görünüyor ki, Bilim Kurulu üyeleri de Koca’nın sunduğu verileri ya bilmiyor ya da onaylamıyorlar.
“Bilimsel değil politik”
BBC Türkçe'ye konuşan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan, vaka sayıları yerine hasta sayılarını paylaşmayı "bilimsel olarak" açıklamanın mümkün olmadığını ancak pandemiyle mücadelede her ülkenin böyle "yan yollar" seçtiğini söylüyor:
"Yaşam sadece bilimsel değil politik kararlarla da şekilleniyor. Pozitif vakaların bildirilmesi noktasındaki endişeler ülkeleri böylesi sansürlere, yan yollara sevk ediyor. Bunu bütün ülkelerin yapıyor olması da çok incitici ve kabul edilemez bir durum.
Zannediyorum Dünya Sağlık Örgütü'nün bu suistimallerle ilgili bir müdahalesi gerekecek çünkü bunun bir sistem suistimali olduğunu düşünüyorum ve Dünya Ticaret Örgütü'nün sağlık üzerindeki tahakkümünün son göstergesi olarak algılıyorum.
Salgın yönetiminde en klasik yaklaşımımız tüm vakaların tespit edilmesidir. Siz uluslararası seyahatlerde vaka sayılarına bağlı olarak kısıtlamalar getirdiğinizde, gelişmiş ülkeler bile bir yan yol ile endüstriyi ve turizmi baltalamamak adına politik kararlar veriyor."
Bilim Kurulu üyesi: “Ben de bilmiyordum”
Toplumda Salgın Yönetimi alt grubunda yer alan bir diğer Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Öztürk, "Ben vaka sayısı ve hasta sayısı ifadesinin eş anlamlı olarak kullanıldığını sanıyordum. Meğer başka bir anlamla kullanılıyormuş. Benim de bilgim yoktu" diyor.
Öztürk, bakanlığın vaka sayısı yerine hasta sayısı paylaşmaya başladığı gün ikisi arasındaki ayrımında da açıklanmış olması gerektiği görüşünde:
"Hastanede yatsa da yatmasa da PCR pozitif olanların hepsini vaka olarak tanımlanır. Vaka, olgu, hasta… Bunlar pratikte aşağı yukarı eş anlamlı kullanılır. Vaka sayısı yerine hasta sayısı ifadesinin kullanıldığı ilk gün, halk sağlığı grubunda yer alan arkadaşlarımızdan bazıları bu ayrıma dikkat çekti ve ikisinin farklı olabileceğini söyledi. Ben açıkçası arkadaşlarımız çok evhamlı olduğunu düşünmüştüm çünkü arada bir fark olmadığını sanıyordum.
"Halk sağlığı grubu olarak dahil olmadığımız bir toplantıda bu uygulama değişikliği konuşulmuş olabilir ancak hem bizlerin hem de kamuoyunun o tarihten itibaren bilgilendirilmesi gerekiyordu. Pozitiflerin hepsinin hasta olarak değerlendirilmediği baştan açıklansaydı bu karışıklık yaşanmazdı. Bunu bilmek benim de vatandaşın da hakkıdır."
Her iki Bilim Kurulu üyesi de sayıların böyle açıklanmasının salgınla mücadeleye büyük bir zarar vermeyeceği görüşünde.