İnsanlık tarihinin pek çok noktasında farklı sebeplerle verilmiş çok fazla mücadele örnekleri göstermek mümkündür.
LGBTİ+ özelinde konuşacak olursak, mücadele tarihinde yer yer kazanımlar görmekle beraber, katedilmesi gereken yol oldukça uzun.
Tarihte bu hafta içerisinde biraz dolanmak istersek;
- 28 Eylül 2011’de Avrupa Parlamentosu’nun, LGBTİ+ mücadelesi sonucu, cinsel yönelim temelinde ayrımcılığa karşı karar alması,
- 29 Eylül 2010’da Tazmanya’nın, Tazmanya dışında gerçekleştirilen yasal eşcinsel evlilikleri tanıyan bir yasa tasarısını geçirmesi,
- 30 Eylül 2008’de Ekvador’un, yeni anayasasının kabul edilmesiyle eşcinsel sivil sendikaları yasallaştırması,
- 1 Ekim 1971’de, ABD’de bir eyalet olan Connecticut’un rıza gösteren yetişkinler arasında eşcinsel ilişkileri suç olmaktan çıkaran ikinci eyalet (1962'de Illinois'den sonra) olması,
- 1 Ekim 1993’te Kanada’da bir mahkemenin, federal hükümete, eşcinsel bir işçiye, heteroseksüel çalışanlarına verdiği evlilik ya da ölüm izni gibi izinleri eşit derecede vermesini hükmetmesi,
- 3 Ekim 1983’te AFL-CIO’nun (Amerikan İşçi Sendikaları Konfederasyonu), eşcinsel hakları yasasını desteklemek için oy vermesi,
- 3 Ekim 1997’de, bir Ontario mahkemesinin, Kanada eyaletlerinin Sigorta Yasasının eş tanımına eşcinsel partnerleri de dahil etmesi yönünde hükmetmesi,
- 4 Ekim 1985’te Batı Almanya’nın ilk açık gey parlamento üyesini seçmesi, gibi olumlu gelişmelerin yaşandığını görüyoruz.
Ne var ki LGBTİ+ mücadelesi içerisinde kazanılmış hak ve özgürlüklerin gasp edildiği, nefret suçlarının işlendiği pek çok örnek de görmek mümkün.
Bu tarihler arasında gerçekleşmiş bir kaç örnek paylaşmak gerekirse;
- 29 Eylül 1991’de, Kaliforniya Valisi Pete Wilson’ın, AB 101 gey ve lezbiyen iş hakları yasa tasarısını veto etmesinin, bazılarının Stonewall II dediği, bir ay süren yürüyüş ve öfkeli protestolara neden olması,
- 29 Eylül 2005’te Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger’in eşcinsel evliliği yasallaştıracak yasa tasarısını veto etmesi,
- 29 Eylül 2006’da Ontario Metropolü ve Toronto emekli başpiskoposu Terence Finlay’nin lezbiyen bir çiftin evliliğini nikahla resmileştirmesi üzerine, Finlay’nin halefi olan Colin Johnson’ın evlilik gerçekleştirme lisansının askıya alınması,
- 30 Eylül 2004’te önerilen Federal Evlilik Yasa Değişikliğinin, 227’ye 186 oy ile Birleşmiş Milletler Temsilciler Meclisini geçmede başarısız olması, gibi saldırıların da olduğu görülüyor.
Daha özgür bir dünya için LGBTİ+ mücadelesi içerisinde yer almak, kazanımlarımızı kaybetmemek ve her türlü nefret söylemini ve cinayetlerini bitirecek bir dünya inşası için örgütlü bir şekilde çabalamalıyız.